Sen yaşama kaynağım olan suyumsun.
Bir günde litrelerce bile tüketsem,
Doyamıyorum seni içmeye.
Hani cayır cayır yandığın bir anda,
Seni en çok mutlu eden şey olur ya su,
Hani çölde serap görmeye başlarken,
Bir denizin kıyısında bulursun ya kendini.
Ben de yüreğimin yandığı bir anda,
Bir serap görmüşçesine şaşırarak,
Kana kana susamışken aşka,
Seni bulum yanımda.
Sen ciğerlerime soluduğum nefesimsin,
Her gece başımı yastığıma koyduğumda,
Nefesimin kesilmesinden korkarak uyuyorum.
Hani hiç aklına gelmez ya ölüm,
Hissedemezsin ya aldığın nefesi,
Hani bir hastane odasında yatarken oksijen tüpüyle,
Yaşıyor olduğun için şükredersin ya Tanrı’ya,
Ben de şükrediyorum,
Seni verdiği için bana.
Sen, günahlarımı kapatan sevabımsın.
Cehennem azabını içimde bile hissetsem,
Senin yanın cennetim oluyor benim.
Hani günahların içine batmışken birini sevindirmek,
Tüm günahların üzerini örter ve
Bir yer ayırır ya cennetten,
Hani cehennem ateşi yakarken içini,
Bir avuç su serpilmişçesine serinler ya için.
Adeta günah çıkarıyorum, günah işlerken seninle.
Sen perdemin aralığından giren güneşimsin,
Kapımın altından sızan ışığım.
Tüm kapıları çarpmışken kalbime,
Perdeleri çekmişken hayatıma,
Giriverdin yüreğime, sızıverdin kanıma.
Hani zamanı sabitler ya bazen insan,
Gece olur sadece, karanlık ay ve yıldızlar.
Tam o anda güneş bir bebek gibi doğar ya,
Karanlık yerini aydınlığa bırakır ya,
Ay ve yıldız köle olur ya güneşe,
İşte böyle esir oldum kalbine.
Sen yıllardan beri şeytana,
Kötülüğe,
Yokluğa, yoksulluğa,
Erkeğe ve kıza,
Zamana,
Geceye ve gündüze,
Sözlere, yeminlere,
Yalanlara rağmen yaşayan.
Bazen bir çift yüzüğe,
Bir tek imzaya,
Tek bir kelimeye,
Bazen beyaz bir elbiseye,
Bazen de beyaz bir kefene,
Her şeye gülerek bakan Aşk’sın…
/2007/