Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, iktidarın bir süredir meslek Odalarına uygulamakta olduğu baskı ve yıldırma operasyonlarının son adımının, Odaları “denetim” altına almak olduğunu söyledi.
Bekir Kamışlı, iktidarın, Bakanlar Kurulu kararı ile Mimarlar Odası’nın da içinde bulunduğu 11 meslek Odasının idari ve mali denetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılacağına yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 17 Aralık 2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlandığına dikkat çekti. Bekir Kamışlı, “ Merkezî idarenin yerinden yönetim kuruluşlarının “işlemleri” üzerindeki yetkileri, yerinden yönetimin özerkliğini ve bağımsızlığını ortadan kaldıracak nitelikte olamaz. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, merkezî idarenin denetimini sıkı kurallara bağlamış ve yerel yönetimlerin kendi faaliyet ve iş alanlarında sadece Anayasa’ya ve kanunlara uygunluk denetimine olanak tanımış ve yerindelik denetimini yasaklamıştır.” dedi.
12 Eylül Anayasasında Bile Yok
Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, yaptığı yazılı açıklamada bütün işlem ve kararların Bakanlık tarafından incelemeye alınması yoluyla bir idari denetim yapılmasının hukuka aykırı ve “otoriter” bir anlayışın ürünü olduğunu ifade ederek şu görüşlere yer verdi:
“Her ne kadar 1982 Anayasası’nda merkezî idarenin yerinden yönetim kuruluşları üzerinde idari vesayet yetkisinin bulunduğuna işaret eden kurallar mevcut ise de, o günkü anlayışla dahi, böyle bir denetimin esas ve usullerinin kanunla belirlenmesi gerekliliği Anayasal bir hüküm olarak konulmuştur. Ancak 6235 sayılı Yasa ile ilgili bakanlıkların Birlik ve Oda organlarının karar ve işlemleri üzerindeki tasarruflarının çerçevesi, sınırları ve usulleri belirlenmemiştir.
Uygulama Hukuka Aykırı
Eğer siyasal iktidar mimarlık ve mühendislik mesleğinin gelişimini hedefleseydi, TMMOB ve bağlı Odalar ile demokratik, ortak akla dayanan bir süreci öngörmesi gerekirdi. Aksine bugüne kadar, meslek ortamının bozulması ve kamu zararına yol açması pahasına meslek Odalarının denetim yetkileri kısıtlanmış, meslek Odasının üyeleri ile bağlarının koparılması amacıyla yasa ve yönetmelik değişiklikleri yapılmıştır. Evrensel bilim ve hukuk ilkeleri ışığında meslek menfaatlerini koruyan hiçbir hukuk düzenlemesi ise gerçekleştirilmemiştir.
Bütün işlem ve kararların Bakanlık tarafından incelemeye alınması yoluyla bir idari denetim yapılması hukuka aykırı ve “otoriter” bir anlayışın ürünüdür. Bakanlık memurlarının Orman Mühendisleri Odası’nda adeta “karargah” kurarak her türlü işlem ve kararı inceleme altına almaya başlamış olmaları, idari vesayetin sınırları dışındaki hukuksuz uygulamaların altlığını oluşturmak amacıyla söz konusu Bakanlar Kurulu Kararının alındığını göstermektedir.
Bilimin rehberliğinde, kamu ve toplum yararı doğrultusunda çalışan TMMOB ve bağlı meslek Odalarının “idari ve mali denetim” adı altında siyasal iktidarın güdümlü kuruluşları haline getirilmek istendiği açıktır. Zira AKP bugüne kadar kulağa hoş gelen “ileri demokrasi” söylemleriyle hayatın her alanında kendi iktidarını pekiştirmek üzere icraatta bulunmuştur. Ancak bilinmelidir ki, bu ilkel demokrasi anlayışının gelip çarpacağı siper, meslek alanında söz sahibi her mimarın ve mühendisin kendi mesleki hakkı ve onuruna sahip çıkması olacaktır.”