DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

CENNETE Bİ BİLET

Yayınlanma Tarihi :

665775_10151215516308686_83902065_oAdım Adım Balkanlar; OHRİD

Yıllardır gruplarla birlikte seyahatlere gidiyorum.

Tecrübeyle sabittir ki insanlar çok beğendikleri yerlerde rehbere hemen şu soruyu sorarlar

–          Evler ne kadar buralarda,

–          Hayat ucuz mu?

Bu sorunun Türkçe meali şudur; “Ben burada ilelebet yaşamayı düşünebilirim”

İşte böyle yerlerden biri, Makedonya’nın en güzel kenti “OHRİD”

Üsküp’ten yola çıktığınızda sizi böyle bir sürprizin beklediğini hiç düşünemezsiniz. Ama yoldaki güzel doğa manzaraları da insanı mest eden cinsten.. Dağlar tepeler aşıp Ohrid’e inerken, hele de varış saatleriniz akşamüzeri ise, inci gibi “Ohrid Gölü” manzarası patlar adeta..

İlk kez gidenler için yapılacak en iyi şey; eski şehir meydanına giden yollardan birinden başlayarak kenti yürüyerek gezmektir. Yüzyıllık çınarın, Osmanlı döneminden kalma Halveti Tekkesi ve Türk Çarşısının bulunduğu meydanı geçip göle doğru uzanan yolda ilerlerken yavaş yavaş, sindire sindire Ohrid’i yaşayın. Yolun sonu, sahile ve geniş bir meydana çıkıyor. Sağlı sollu sahil şeridinde kafeler, balık restoranları ve bunları dolduran turistlerle dolu. Sağdan ilk sokağa girip eski Safranbolu evlerine benzer evlerin arasında, Arnavut kaldırımlı sokakta yürümeye devam ediyoruz. Evlerin süslemeleri ve çiçekleri herkesi büyüleyecek kadar güzel. Çok renkli görüntüler var; mesela evin birinin önünde renk renk şapkaları ters çevirip asmışlar ve içine çiçek saksılarını yerleştirmişler. Burada mutlaka fotoğraf çekiliyor.

“Elveda Rumeli dizisindeki Kaymakam’ın Evi bu sokaktaki evlerden biriydi, bir poz da bu evin önünde alınıyor. Biraz daha ilerlediğinizde şimdilerde daha ziyade konserler için kullanılan ve Ohrid’deki 40 kiliseden biri olan Sveti Sophia’nın önüne varıyoruz. “Sveti” aziz anlamında kullanılıyor, yani Aya Sophia diyebiliriz. Bundan sonraki yolumuz biraz (!) yokuş ama inanın pişman olmayacaksınız.

Antik tiyatro’ya kadar 100 metrelik bu yokuşun ardından, kazılarla ortaya çıkarılan bir antik tiyatro ve tepeden muhteşem göl manzarasını gördükten sonra yorgunluğunuz kaybolup gidecektir. Sv. Kliment Kilisesine kadar yürüyüp bir de oradan Ohrid’e bakıyoruz. Doyamıyoruz..

Ohrid; göl etrafına kurulmuş şirin bir kent. Eski kent merkezi, kafe, restoran ve alışveriş caddesiyle Makedonya’nın turist cenneti. Unesco dünya miras listesindeki kent bozulmamış doğası, sevecen ve güzel insanlarıyla her geleni etkileyen bir şehir. Gölün suyu çok temiz ve her yer plajlarla dolu. Hal böyle olunca yazın tüm oteller pansiyonlar hosteller dolup taşıyor. Alışveriş anlamında da hanımlar için cennet. İnci ve sedef takılar hem fiyatlarıyla hem de işlenişleriyle oldukça cazip. Yaşayanların %4’ü Türk olduğundan heryerde Türkçe konuşan birileriyle karşılaşmanız olası. Ohrid tam Arnavutluk sınırında ve gölün karşı kıyısı da Arnavutluk sahili. Ayrıca çok eski ve önemli bir din merkezi olan Ohrid’de Müslümanların Sarı Saltuk, Hıristiyanların ise Sv.Naum’un türbesi olduğuna inandıkları kutsal mekan en çok ziyaretçi alan yerlerden biri. Burası gölü besleyen kaynaklardan birinin doğuş yeri olduğundan manzara da çok güzel.

Diyorum ya Ohrid cennet gibi bir yer. Makedonya Türklere vize uygulamıyor. Hiç bir şeyle uğraşmıyorsunuz, gidip cennete bi bilet almanız yeter.

 

YORUM YAP