DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

YAZ GAZETECİ… M.ÖMER ÜNEY YAZDI

Yayınlanma Tarihi :
YAZ GAZETECİ… M.ÖMER ÜNEY YAZDI
-M.Ömer Üney-
Sadece gelişmiş ülkeler ve demokrasiler değil, tüm toplumların en temel gereksinimlerinden biridir basın ve basın özgürlüğü. Öyle süslü sözlerle anlatılamaz önemi, kıymeti yaşamın tam kendisinde saklıdır. Ne yazık ki değeri, biraz ortadan kaybolduğunda daha çok anlaşılır. Derdi ‘Halkın haber alma hakkı’ olan, bu yönüyle kamusal bir görev üstlenip gerçeğin peşinde koşan basın ve basın emekçilerinin önemini güzel ülkemiz gayet iyi biliyor. Bunu maalesef çok acı deneyimlerle tekrar tekrar öğrendik, hâlâ da öğreniyoruz…
Geçen 10 Ocak’ta kutlanan (!) Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bazı şeyleri anımsamakta yarar olduğunu düşünüyorum. Onlardan biri de bu 10 Ocak olayıdır. Bakın, 1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi üzerine 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldı. Tarihler 10 Ocak 1961’i gösterdiğinde, gazeteciler; sendika binası önünde toplanarak bir yürüyüş yaptı.
Basın emekçileri ise patronların boykot kararı karşısında sendikanın öncülüğünde, ‘Basın’ adı ile kendi gazetelerini 11-12-13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladı. O tarihten sonra 10 Ocak; bir süre “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart darbesinden sonra çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak ‘Bayram’ olmaktan çıkarıldı ve ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak anılmaya başlandı.
O günlerden bugüne çok şey değişti. Ne yazık ki hep ileriye akan zaman, basın ve basın emekçileri açısından bazı şeyleri, kazanımları, özgürlükleri, özlük hakları gibi bir çok şeyi çok ama çok geriye götürdü. Elbette burada işini tam olarak yapmayan, sorumluluklarını yerine getirmeyen biz gazeteciler de tıpkı herkes gibi biraz kabahatli ve hatalıyız. Her şeye inat yaşamsal önemdeki ‘basın özgürlüğü’ noktasında gereken tavrı tam olarak ortaya koyamadığımızı düşünüyorum. Bunun sonucunda ise ne yazık ki iktidarın borazanlığını yapan da var, bu işi şahsi ve kirli emellerine alet eden de var, kalemini gerçekler yerine çıkar ve menfaatlerine göre oynatanlar da var.
Basın özgürlüğünün ne durumda olduğunu siz kıymetli okurlara anlatacak değilim. Sonuna kadar bu gerçeği derinden hissediyoruz zaten. Yapılması gereken ne mi? Elbette gerçeğin, halkın haber alma hakkının savunulması için mücadele etmek! Çok mu zor istediğimiz? Hiç değil! Haydi görev başına, basına ve basın emekçilerine, basın özgürlüğüne sahip çıkmaya!
En güzel haftalara…

YORUM YAP