Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, insan haklarının korunup geliştirilmesi, kamu güvenliğini tehdit eden bir unsur değil, tersine bireylere onurlu bir yaşamın tüm koşullarını sağlaması yönüyle kamu düzeninin, huzurun ve esenliğin teminatı ve siyasi iktidarların görevi olduğunu söyledi.
Adana Baro Başkanlığı’nca, insan Hakları konusunda uluslararası hukukta en önemli belge olarak nitelendirilen ‘İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ’nin kabul edilişinin 65. yılında düzenlenen “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Işığında İnsan Hakları Ve Savunma Mesleği” konulu konferansa; Av. Jacqueline Scott (ABD Barosu Uluslararası Avukatlar Birliği İnsan Hakları Direktörü) Av. Prof. Av. Fikret İlkiz (İsnbul Barosu) ve Av. Dr. Serhat Eskiyörük (Adana Barosu Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkanı), Av. Mustafa Çinkılıç (Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı) konuşmacı olarak katıldı.
Seyhan Oteli’nde gerçekleşen konferansın açılışında konuşan Av. Çıtırık, “Özgürlükler, insan hakları ve demokrasi adına yaptığı önemli katkıları olan Nelson Mandela’nın vefatından dolayı üzgün olduğumu belirtirim. Ancak ülkemizde Gezi eylemlerinde insan onuruna yakışmayan, polisin orantısız güç kullanımı nedeniyle 6 insanımızın öldüğü, 11 insanımızın gözünü kaybettiği, 78 kişinin ağır yaralandığı, 130 bin biber gazı kapsülünün kullanılmış ki bu rakam 14 Avrupa ülkesinin bir yılda kullandığı biber gazının 2 katına denktir. TOMA’larla tazyikli su ile biber gazı, polis copuyla, uluslararası sözleşmeler, anayasa ve yasalarla güvence altına alınan demokratik haklardan olan toplantı ve gösteri hakkı maalesef güvenlik kuvvetlerince devlet terörü olarak nitelenecek uygulamalarıyla bastırılmaya çalışılmıştır. Sadece Gezi eylemleri sırasında siyasi iktidarı eleştirdiği için 71 gazeteci kapının önüne konulmuş ve halen 64 basın mensubu sadece gazetecilik faaliyetinden dolayı tutukludur. Türkiye’yi maalesef “yazarına sahip ol, yoksa karşıma gelip ağlama” diyen zihniyet yönetmektedir. Tüm kurum, kuruluş, bireyler ve özellikle medya tarafından insanların insan hakları konusunda bilgilendirilmesi ve hak arama bilincinin geliştirilmesine yönelik bir fırsat olarak görülmesi; insan hak ve özgürlüklerinin herkes için tüm yönleriyle korunup hayata geçirildiği bir dünyaya ulaşılması temennisiyle 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününü kutlarız.
“MESLEKTAŞLARIMIZA YÖNELİK SALDIRILAR ARTTI”
“Uluslar arası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerini kullanmaya çalışan insanlara her türlü devlet terörünün uygulanması, üstlendikleri dosyalardan dolayı mesleğinin ifası için çalışan 36 avukat meslektaşımızın tutuklanması ise tam anlamıyla hukuk skandalıdır. 2013 yılı savunma mesleğine, onun temsilcilerine ve avukatların örgütlü sesi olan barolara açılan davalarla, demokratik taleplerini ortaya koyan avukatların evleri olan adliyelerde yerlerde sürüklenmeleri, yaka-paça gözaltına alınmaları, üstlendikleri davalar nedeniyle tutuklanmaları, savunmanın yok sayıldığı, şekli unsur olarak görüldüğü, olsa da olur olmasa da olur anlayışı ile savunmanın sesi kısılarak, topluma barolar üzerinden mesaj verilmeye çalışılarak geçmiştir. Bağımsız savunmayı temsil etme yetkisi Avukatlık Yasası’nda kalmıştır. Türkiye’de avukatlığı sürdürebilme bir başarı ve sanat haline dönüşmüştür. BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 25. maddesine göre; devletler yurttaşlarının siyasi haklarını kullanma ve katılım hakkını düzenleme yükümlülüğüne rağmen; 12.11 2011 de yapılan genel seçimlerden bu yana 8 milletvekili tutuklu iken, yakın zamanda Mehmet Haberal ve dün akşam itibariyle Mustafa Balbay tahliye edildi. Temennimiz diğer tutuklu milletvekillerinin de tahliye edilmesidir. Sözlerimi Necati Cumalı’nın ‘Hürriyete Övgü’ isimli şiiriyle noktalamak istiyorum:
Boşuna değil dökülen kan Hatıran daha aziz çıkacaktır Bu felaket senelerinden Asırlardır bu böyledir Bütün kötülükler geçer Yaşar iyi ve güzel olan Sen çalışmanın ve düşünmenin hakkısın Kanunların, nizamların üstünde Talihisin insanlığın Her sevgi hayatla biter Yalnız senin aşkın kalır Genç çocuğa babadan Boşuna değil dökülen kan Şehirlerde, köylerde çocuklar büyüyecektir Daha zeki daha çalışkan Bütün acılar unutulacak Şarkılar daha yürekten söylenecektir Yıkılan evler köprüler Daha sağlam kurulacaktır tekrar Yeniden fabrikalar yükselecek Tarlalar genişleyecektir Boşuna değil dökülen kan Tarihin akışından anlıyorum Kuvvet zamanla yıkılır Yalnız senin uğrunda ölür insan Yarası acımadan.”
Av. Jacqueline Scott da(ABD Barosu Uluslararası Avukatlar Birliği İnsan Hakları Direktörü) konuşmasında, Türkiye’deki Gezi Parkı olaylarına değindi. Scott, şunları kaydetti:
“Gezi olayları bir uyanıştı. Bu olaylar sırasında Adana Barosu’nun verdiği destek gerçekten güzeldi. Barodan 135 gönüllü avukat, oradaki sivillere yardım için koşmuş, yaşanan olayların delillerini toplamak için var güçleriyle çalışmış. Baro olarak tüm sorumluluklarını başarıyla yerine getirmesi takdir edilmektedir. Biz, insan hakları ihlalleri ile ilgili Adana Barosu ile temas ve diyalog içerisindeyiz. Hükümetlerin, avukatların özgürce seyahat edebilmesi, özgürce savunma yapabilmesi, müvekkilleriyle rahatça görüşebilmesini sağlaması ve bunların yapılması sırasında avukatları madden ve manen baskı altına almaması çok önemli. Ayrıca avukatların yaptıkları savunma nedeniyle sorumlu ve suçlu bulunmaması, delil ve tanıklara rahatça ulaşabilmesinin de sağlanması elzemdir.”
Uluslararası Avukatlar Birliği İnsan Hakları Direktörü Jacqueline Scott, insan haklarının en önemli savunucularının avukatlar olduğuna dikkati çekerek, “Bir ülkede insan haklarına müdahale varsa o ülkede avukatların haklarına müdahale var demektir. Hakim ve avukatların adil savunma ve yargılama haklarının korunması ve geliştirilmesi, bir ülkenin gelişmişlik göstergesidir. Bu konuda belirlenen evrensel ilkeler çerçevesinde gereken destek verilmeli. Hükümetlerin görevi, avukatlara yeterli kaynağı sağlamak ve herkese avukat bulundurma imkanını oluşturmaktır. Beyanname ile birçok insan hakkının resmi olarak tanınmasına rağmen bağlayıcı özelliği bulunmadığı için çoğu ülkede insan hakları ihlalleri sürmektedir.”
Konuşmalarının ardından konuklara Adana Barosu tarafından teşekkür plaketleri takdim edildi.