Artık televizyonlarda haber izlemekten kaçar hale geldim.Her gün mutlaka bir ya da bir kaç kadın ya kocasından şiddet görüyor ya da öldürülüyor. Aslında sadece koca şiddeti demek doğru olmaz çünkü bu zaman zaman baba, zaman zaman abi ya da yakın bir erkek akraba da olabiliyor. Son dönemde iyice artan kadına şiddet konusunu Adana’nın tanınmış avukatlarından Rukiye Çinkılıç’la konuştuk.Biraz siyaset, biraz aile yaşamı ama en çok da kadındı konumuz..
1-Siyasetin içinde bir kadın olarak, CHP’nin kadın kolları başkanlığını da üstlendiğinizi düşünerek Türkiye’deki kadın profilini nasıl çizersiniz?
Türkiye’de kadın hayatın her alanında yerini almıştır. Tarlada traktör kullanıyor, balık avlıyor, belediye otobüslerini sürüyor, kebapçılık yapıyor, akaryakıt istasyonu , restaurant, fabrika, pastahane, imalathane vb. işletiyor, avukat, hakim,doktor, öğretmen, mühendis, yazar, sanatçı, sporcu, aklınıza gelebilecek her alanda var. Yalnızca üst düzey yönetimlerde ve siyasette henüz istenilen oranda yerini alamamıştır. Yakın gelecekte yönetimlerde ve siyasette de hak ettiği yeri alacağına inanıyorum.
2-Kadına şiddet konusunda Türkiye dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. Kadınlar kendilerini koruyamıyorlar mı yoksa yasalar kadınları korumaktan uzak mı?
Şiddeti besleyen anlayışın olduğu bir ülkede kadının kendisini koruması mümkün mü? Toplumsal olarak yukarıdan aşağıya şiddet hakim. Ailede, okulda, iş yerlerinde, sporda, siyasette, …Her gün bir değil birden fazla cinayet haberleri ile sarsılıyoruz. En çok da kadınlar öldürülüyor. Kadınlar ne yazık ki korunamıyor. Çünkü; yasalarla uygulayıcılar aynı doğrultuda haraket etmiyor düşünmüyor. Anayasamızın 10. Maddesinde “ kadın erkek eşittir” diyor. “Cumhurbaşkanı ise “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz. Çünkü fıtratları farklıdır” diyor. Yasalar “ şiddete uğrarsanız kolluk kuvetllerine başvurabilirsiniz” diyor kadın karakola başvurduğunda eşindir hadi anlaşın deniyor yada aileleler kızım eşindir döverde sever de diyor. Yalnızca yasaların kabul edilmesi kadına şiddeti önleyemez. Toplumun topyekün şiddete samimi olarak karşı olması gerekir.
3–Şiddet gören kadınlar sadece çalışmayan ve kocasının eline muhtaç olan kadınlar mı yoksa değişik sosyo kültürel kadınlar da aynı dertten muzdarip mi?
Ne yazık ki her kesimden kadınımız şiddet mağduru.
“Yakınlarda Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun ‘İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı’ Projesi raporu açıklandı.
Araştırmanın sonuçları özetle şöyle:
Çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların %75’i en az bir kez şiddetin bir türüne maruz kalmış. Çalışan kadınların %40’ı psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 35’i sosyal şiddete, yüzde 17’si ekonomik şiddete ve yüzde 8’i fiziksel şiddete maruz kalıyor.”
Özetle; çalışan kadında çalışmayan kadın da şiddet mağduru.
4-Şiddete uğrayan kadın, hiç kimsesi de yoksa yasal olarak nerelere başvurabilir, bu konuda Adana barosunun ya da partinizin ne tür çalışmaları ya da yardımları var?
Şiddete uğrayan kadın polise, savcılığa veya doğrudan ŞÖNİM(Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi)ne başvurabilir. ALO 183 hattını arayarak yardım isteyebilir.
Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi kadınlara danışma hizmeti vermekte, eğitimler vermekte, adli yardım merkezimiz ile birlikte hukuki yardım hizmetide sunmaktadır.
CHP Kadın Konusunda oldukça duyarlıdır. Tüzükte kadınların yönetimlerde yer alması için % 33 cinsiyet kotası uygulamaktadır. Kadın Kolları Yönetmeliğimizin 2. Maddesi d bendinde;
“ Cinsiyet eşitliğinin toplumsal yaşamın her alanında uygulanmasını sağlamak, kadına karşı her türlü şiddeti önlemek için mücadele etmek, toplumsal yaşamın her alanında kadınların özgür ve eşit bireyler olarak yer almalarına katkıda bulunarak kadın hareketine öncülük etmek ..” görevlerimiz arasında sayılmıştır.
Bizlerde şiddet mağduru kadınlarımızın davalarını takip etmekteyiz. Şiddete uğramaları durumunda nerelere başvuracakları hakları konusunda paneller ve eğitim çalışmaları yapmaktayız. 25 kasım kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününde Kadın Kolları Genel merkezimizle 81 il kadın Kolları ortak bildiri yayınlıyor, paneller düzenliyor ve farkındalık yaratacak eylemler gerçekleştiriyoruz.
5-Eşiniz de tanınmış bir avukat. Eşlerin aynı mesleği yapması evlilik açısından bir avantaj mıdır dezavantaj mıdır?
Evet eşimle aynı mesleği yaklaşık 27 yıldır yapıyoruz. Aynı meslekten olmanın evliliğimize bir zararı olmadı . Aksine birbirimize destek de oluyoruz. Tek zararı bazen evde hukuk ve dosya tartışdığımız da çocuklarımız hukuk dili konuştuğumuz için rahatsız oluyordu. Onlarda farklı şehir ve ülkelerde yaşadığı için şu an sorun yok.
6-Kadınlardan kurulu birçok STK var. Sizce bu STK’lar kadın hakları konusunda üstlendikleri misyonu tam olarak yerine getirebiliyorlar mı yoksa kadınlar arasındaki o önlenemez çekişme ya da kıskançlık bu örgütlere de yansıyor mu?
Bence kadınlar tarafından kurulmuş veya yönetiminde kadınların olduğu STK’lar misyonunu fazlasıyla yerine getirmektedir. Kadın arkadaşlarımız müthiş bir özveri ile çalışmaktadır. Bir çoğunun içerisinde bende yer alıyor çalışmalarına tanık ya da ortak oluyorum. Kadınlar STK ların öncü gücüdür.
7-Tecavüze uğrayan kadınların tecavüzcüsüyle evlendirilmelerine nasıl bakıyorsunuz? Bir dönem tecavüzcülerin hadım edilmesi konusu gündemdeydi. Son durum nedir? Böyle bir olayı caydırıcı olarak görüyor musunuz?
Kadınların tecavüzcüsü ile evlendirilmesi durumuna sıcak bakmıyorum. Tecavüz bir kadının yaşayabileceği en büyük şiddet olayıdır. Tecavüzcüsü ile evlenen kadın bu şiddeti, bu travmayı ömür boyu yaşayacaktır, yaşamaktadır. Bu durum erkekleri ceza almaktan kurtarmak için kadını feda etmekten öte bir düzenleme değildir.
“Günümüzde bazı ülkelerde (Almanya, İsviçre, Fransa, Çekoslovakya, Danimarka ,Polonya ve İngiltere) cinsel sapkınlıkların ve küçük yaşta çocuklara karşı gerçekleştirilen tecavüz ve cinsel istismar suçlarının önüne geçilmesi amacıyla ceza kanunlarında hadım etme fiili kabul edilmektedir. “Bu ceza türünün uygulandığı ülkelerde yeniden suç işleme oranı oldukça düştüğü araştırmalarda belirtilmiştir
Ancak Türk Ceza Kanununda cinsel suçlara karşı yalnızca hapis cezası öngörülmüştür.
8-Kulislerde milletvekilliğine adaylığınız konuşuluyor. Var mı böyle bir düşünceniz?
Örgütümüz uygun görürse evet.
En sevdiğiniz renk: Mavi
En son okuduğunuz kitap: Uçurtma Avcısı
En sevdiğiniz yemek: Tüm yemekleri severim
En son katıldığınız etkinlik:Edebiyatçılar Derneğinin düzenlediği Orhan Kemal Ödül Töreni
Evinize en son aldığınız şey: Adana Olgunlaşma Enstitüsünden tablo
KAYNAK: adanamedya.com