ADANA– Seyhan Ziraat Odası ikinci Başkanı Yaşar Özkan, pamuk üreticisinin Çukubirlik’in kapatılmasının ardından tüccarın insafına mahkum edildiğini söyledi.
Pamuk üretiminde geçen yıla göre yüzde 35’lik artış olduğunu belirten Özkan, 2017’de 330 bin dekar olan ekim alanının bu yıl 450 bin dekara çıktığını 250 bin ton rekolte beklendiğini açıkladı. Dünya borsalarında Adana pamuğunun 4 ile 4,2 TL arasında işlem görmesi gerekirken 3 ile 3,2 TL arasında işlem gördüğünü belirten Özkan, kiloda net 1 TL kayıp olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin yıllık 1.5 milyon ton balya pamuk tüketimi olduğunu ancak 700 bin ton balyasının üretilebildiğini geri kalan 800 bin ton balyanın ithal edildiğini belirten Özkan şöyle konuştu:
“İthal ettiğimiz pamuğa çok ciddi oranda döviz ödüyoruz. Dolayısıyla geçmiş dönemde de, son dönemlerdeki tüm hükümetler, yetkililer Türkiye’de özellikle bizim bu bölgede pamuğun üretiminin arttırılması için çalışmalar yapılıyordu. Tüketim de gitgide artıyor. Nüfus artıyor, tekstil tüketimi de artıyor. Özellikle tekstilde eskiden petrokimya ürünlerinden üretilen ürünler dururken artık daha sağlıklı diye pamuktan elde edilen ürünlere yöneliyor. Kaldı ki pamuk tekstilin hammaddesi ama onun dışındaki birçok sektöre de girdi olarak kullanılıyor. Yani bunu göz önüne alan yetkililer çok uzun zamandan beri Türkiye’de pamuk üretimini arttırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. Aslında üretici de bu çalışmalara sıcak bakıyor. Nihayet son birkaç sezondur bölgemizde pamuk üretimi çok ciddi oranda artış gösterdi. Sadece bir yıllık artış yüzde 30 civarında. Üretici pamuğa tekrar dönmeye başladı. Bu hem toprağı korumamız adına, hem ürün değişikliği adına hem de ülke dövizini ülke içinde tutma adına gerçekten çok güzel bir uygulama.”
‘PAMUK ÜRETİCİSİNE DARBE ÜZERİNE DARBE VURULUYOR’
Hükümetin pamuk üretiminin arttırılması için yaptığı çalışmalara rağmen piyasada üreticiye darbe vurulduğunu belirten Özkan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pamuk üretiminde iş pazarlama safhasında tıkanıyor. Yani bir yandan hükümet, yetkililer, çiftçi ısrarla pamuk üretmek isterken, diğer yandan bu piyasanın oyuncuları özellikle bize adeta, ‘pamuk ekmeyin, üretmeyin’ der gibi fiyatlandırma yapıyorlar. İlk darbeyi üretici pamuğunu götürüp tüccarlık yapan çırçır işletmesine teslim ettiğinde yaşıyor. Normal şartlarda çırçırcı, sadece çekme ücretini alıp değerlendirmesi gerekirken kilogram fiyatı 1 TL civarında olan çiğidine el koyuyor. Bunun karşılığında bu uygulamayı çekme ücreti olarak kabul ediyor ki bu kabul edilemez bir şey çünkü rakam çok yüksek. Çiğit çok pahalı yani üreticinin çiğitteki o rakamdan da faydalanması gerek. Hadi bunu bir kenara bırakıyorsunuz randımanları hep düşük gösteriyorlar. Yani üreticinin pamuğunun randımanından çalıyorlar. Bütün bu yapılanlara rağmen 4 TL civarında olması gereken fiyat, 3 – 3,2 TL’ye kadar geriledi. Bir de fiyattan çalıyorlar yani birilerinin eli cebimizden bir türlü çıkmıyor. Bir taraftan, ‘illa pamuk ekin ülkenin pamuğa ihtiyacı var’ diyen siyasi otorite, diğer taraftan elini cebimizden çıkartmayan adeta, ‘pamuk ekmeyin biz pamuğu yurtdışından ithal edelim parayı Yunanistan çiftçisine verelim’ diyen çırçırcı ve tekstilci. Ya pamuğumuzun hakkını adam gibi versinler ya da bizi hiç yormadan gitsinler ithal etsinler.”