DOLAR36,0192% 0.05
EURO37,1506% 0.04
STERLIN44,5192% -0.07
FRANG39,5060% 0.01
ALTIN3.370,12% 0,15
BITCOIN98.208,440.583

Nereye gidiyoruz?

Yayınlanma Tarihi :

Nereye gidiyoruz?

Çok hazin bir tabloyla karşı karşıyayız.

Toplum olarak mutlu muyuz?

Her gün yaşanan kısır çekişmeler,daha ne kadar sürecek?

Yaşanan bunca olumsuzluklara karşın toplumun duyarsızlığı,tepkisizliği ülkemizin geleceği açısından ürkütücü değil mi?

Girmeye çalıştığımız AB ülkeleriyle aramızdaki fark her geçen gün biraz daha açılıyor.

Düne kadar Avrupa haritasında  yer almayan devletler,bugün AB’de üye ülke konumundalar.

Türkiye bölgesinde etkin,dünyada saygın bir devlet olma yolundan hızla uzaklaşmış,bütün komşularıyla sorunlar yaşıyor.

Nereye sürükleniyoruz?

Ben ve benim gibi düşünenler bu yaşananlardan acı duyarak düzeni değiştirmek için bir şeyler yapmaya çabalıyoruz.Ama azınlıktayız ne yazık ki.

Büyük bir kesim bu düzenden hoşnutlar

Düzenden yararlanarak çalıp çırpmakla meşguller.Bu kesimin hiçbir şeyden rahatsızlık duymadıkları kesin.

İstikrar bozulmasın masallarıyla halk uyutuluyor.

Ülkemiz avuçlarımızın arasından kayıp gidiyor.

Kimin umurunda?

İnsani değerler her geçen gün yok oluyor.

Bu toplum birbirini sevmiyor.

İnsanlarımız  bir spor karşılaşmasında bile, karşısındaki kişiye döner bıçaklarıyla saldırıp;yaralıyor veya öldürebiliyor acımasızca.

Bir yandan  gerici akımlar,öte yandan ırkçı milliyetçilik  zehirli bir örümcek gibi toplumu ağlarıyla kuşatıyor.

Her tarafa kabalık,hoyratlık,görgüsüzlük sinmiş.

Nasıl bir ortamda yetişiyor gençlerimiz?

Çete başlarını örnek alıyor.Onlar gibi giyinip,onlar gibi davranıyorlar.

Zevk için insan öldürüyorlar.

Okullar her bakımdan dökülüyor.

Eğitim kurumlarımız öğretmenlerini döven,hatta öldüren öğrenci görünümlü saldırganlara teslim olmuş.

Uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul düzeyine kadar düşmüş durumda.

Okumayan bir toplum olduk.

Sadece televizyonları izliyoruz.

Bütün ahlâkı değerleri yok sayarak,kısa yoldan şöhret olmak isteyen televizyon programları izlenme rekorları kırıyor.

Dişe dokunur tartışma programları gece yarılarında yayına giriyor.

Medya bilerek veya bilmeyerek olumsuzluklara çanak tutuyor.

Ülke bir uçuruma sürükleniyor.

Yoksulluk artıyor.

Gelir ve servet adaletsizliği uçurumun boyutlarını artırıyor.

Toplumsal barış yerini ;öfkeye,kine ve düşmanlığa bırakıyor.

Ülkeyi talan eden,soyan,çalan banka sahipleri veya kişiler ceza almadan aramızda dolaşıyor.Üstelik saygı görüyor.

Yolsuzluklar azalacağına hızla artıyor.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamalarına göre,yolsuzluk ve rüşvet suçları 3 yılda yüzde 68 artış gösteriyor.

Belediyeler talanın,vurgunun,yolsuzluğun merkezi durumundalar.

Benim namussuzum,hırsızım iyidir anlayışı devam ediyor.

Dürüst insanlara aptal gözüyle bakılıyor.

1980 sonrası artan kayıt dışı ekonomiden,üretim dışı kaynaklardan beslenen güçlerin siyasi partilerde ki ağırlıkları artıyor.Bu kişiler belirleyici roller üstleniyor.Pisliğe bulaşmamış siyasi parti yok.

Bu nedenle ekonomik ve toplumsal çürüme,yozlaşma siyasi partiler eliyle tetikleniyor.

Türkiye’de siyasal partiler,içlerinde hukuk,demokrasi,saydamlık olmayan birer derebeylik gibi.

Bu nedenle  siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirmek kimsenin işine gelmiyor.

İktidar partisi yöneticilerinin hiçbir şey üretmeden çok kısa bir süre içinde zenginleşmeleri bunu açıkça gösteriyor.

Ve toplumsal çelişkiler artarak devam ediyor.

Türkiye son otuz yıldır küreselleşme,çağ atlama,Büyük Ortadoğu Projesi masallarıyla uyutulup,kamu malları adeta yağmalanarak özelleştirildi,bankalar ve borsa yabancılara teslim edildi.

Halkımızın çok büyük bir bölümü sosyal yardımlaşma vakıfları eliyle devletin kapısında dilenci durumuna düşürülüyor,onurlarıyla oynanıyor.

Milli gelirin artması,toplumda yeni çelişkilerin  yaşanmasına neden oluyor.Belli bir kesim akıl almaz bir yaşantı sürerken, pazar artıklarından tencere kaynatan,çöplerden geçimlerini sağlayan insanların sayısı her geçen çoğalarak artıyor.

AKP İktidarı baskıcı bir yönetim kurabilmek için büyük çabalar harcıyor.

12 Eylül döneminde görülmeyen ne varsa yapılmaya çalışılıyor.Polis devletini kurmak için hazırlıklar yapılıyor.

Görsel ve yazılı basınımızın büyük bir bölümü AKP İktidarına teslim olmuş durumda,gerçekler karşısında üç maymunu oynuyor.

Bu tablo vicdanlarınızı sızlatmıyor mu?

Rahat uyuyor musunuz?

Peki bu çelişkiler,olumsuzluklar ne zamana kadar sürüp gidecek?

Bütün bu yaşanan çirkinliklere dur demenin zamanı gelmedi mi?

Hangi dünya görüşünden olursa olsu namuslu insanların,ülkelerini sevenlerin bir araya gelmesi için ne bekleniyor?

Uyanın artık!

Türkiye bir meçhule sürükleniyor.

Kimse geleceğin ne olacağını kestiremiyor.

Bir kez düşünün;çocuklarınızı nasıl bir gelecek bekliyor?

Benden sonrası tufan diyorsanız, sorun yok.Her şeyi seyredin!

Sonrası mı?

Bekleyerek göreceğiz.

Umarım çok acı faturalar ödemek zorunda kalmayız.

BEKİR SITKI ÖZER

YORUM YAP