Nedense her baharda aklıma ilk gelen yerlerdendir SAFRANBOLU. Tarihini okuduğum bir kitabın içine girmiş de geziyormuşum hissi verir bana. Nedendir bilmem hem ilk bahar hem de sonbaharı orada karşılamak çok iyi gelir. Nisan belki biraz soğuk ve yağmurlu olabilir ama Mayıs mükemmeldir.
UNESCO Dünya Kültürel Miras listesinde Kent olarak yer alan nadir yerlerden biri olan kent bu listeye 1994 yılında alınmış. Safranbolu’ya girişte, tepeden şehre inerken sanki geçmişe bir yolculuk yaptığınızı hissedersiniz. Osmanlı Kent dokusu günümüze kadar korunduğu için kendinizi bu yolculukta hissetmeniz gayet doğal bence. Tamamen eski konakların olduğu eski merkezde, hiç bir yeni bina yer almıyor. Tarihi Safranbolu’yu rahatlıkla yürüyerek gezebilirsiniz. Hatta eğer yürümek istemezseniz mini bir tren ile dar sokakları gezebilir ve çıkamadığınız yerleri de bu şekilde keşfedebilirsiniz. Yürümek istemeyenlere bunu öneririm çünkü bazı yerlerde yokuşlar sizi zorlayabilir ama görmeseniz de aklınız kalacaktır.
Tarihe renk katan bu binalar arasında meydanın hemen yanında yer alan Yemeniciler Arastası çok ilginizi çekecektir. Hala minik minik dükkanların olduğu ve yöresel eşyaların satıldığı eskinin çarşısı diyebileceğimiz bu bölgede oturup çay kahvenizi için dokuyu hissedeceğiniz ve Arastanın hemen girişinde çok güzel bir de kafe var.
Safranbolu; Anadolu’nun kuzeyinden geçen Asya-Avrupa ticaret yolu üzerinde olması nedeniyle ticaret, el sanatları ve zanaat konusunda 17.yy da çok gelişmiş bir şehir. Kent meydanındaki 63 odalı Cinci Han ve hemen yakınında, meydanda yer alan Cinci Hamam bunun en büyük göstergesi. Osmanlı Döneminden bu yana günümüzün meslek odaları gibi Safranbolu’da da Lonca’lar; meslek gruplarını temsil ediyor, her meslek grubu birbirine yakın şekilde; bir sokak veya çarşıda yaşıyor. Günümüze kadar da bu meslek grupları az da olsa gelmiş, Semercilik, bakırcılık, kalaycılık, kunduracılık ve işte Yemeniciler Arastası da bunlardan biri.
Gezeceğimiz yerlere şehre tepeden bakıp harika manzarasını görebileceğimiz Hıdırlık Tepesinden başlayabilirsiniz. Sonrasında Müze olarak kullanılan Kaymakamlar Evi, İzzet Mehmet Paşa Camii, Arastalar, Cinci Hanı, Köprülü Mehmet Paşa Camii ve orada bulunan Güneş Saati çok ilginizi çekecektir.
Safranbolu mutfağında ise; Bükme ve Kuyu kebabı Yemeden Dönmeyin diyeceğimiz lezzetler arasında.
Safranbolu’ya gitmeye niyetlenince Bartın Amasra arasındaki yolu hiç ihmal etmeyin derim. Bu yol 90 km ve Türkiye’nin manzarası en güzel yollarından biridir. Tabi eğer Bartın’a gitmişken Amasra’yı görmeseniz hiç olmaz. Şurası şöyle burası böyle derken bence siz bir Batı Karadeniz’i hak ediyorsunuz.
*** Bugün 21 MART EKİNOKS yani gece ile gündüz eşitlendi, artık günler daha da uzayacak. Gezmek için bol bol gün ışığından faydalanabileceksiniz. Ekinokslar yeni dileklerimizi ortaya koymamıza yardımcı olan enerjiler barındırıyorlarmış. Ekinoks tarihleri enerji değişikliği olan günler olduğundan google’layıp bir ritüel bulun ve hemen yapın. BENCE BOL BOL GEZMEYİ DİLEYİN.
Keyifli okumalar dilerim,
Belgin Özçelik
Tüm sorularınız için info@nevatur.com.tr