
Hafta içi yorgunluğumu atmak gayesiyle pazar günü bir arkadaşımla kafeteryaya gittik…
Garson geldi, “ne arzu edersiniz?” dedi…
İki orta kahve istedik…
“Fala da baktırmak ister misiniz?” diye sordu.
Arkadaşla göz göze geldik…
O istemedi…
Ben de, “bu yaştan sonra ne falı kardeşim!” dedim…
Garsonun “bildiğiniz gibi değil abi. Bu falcımız geçmişi biliyor, geleceği görüyor” ısrarına dayamadım…
Falcıyla tanıştım…
“Kendi adıma bir şey istemiyorum. Adana’nın falına bakar mısın?”diye sordum…
Şaşırdı…
Ama hemen kendini toparladı…
Belli ki, müşteriyi de kaçırmak niyetinde değildi ve “peki, olur” cevabını verdi…
Kahveyi, “Adana” niyetine afiyetle içtim…
Dileğimi tuttum, fincanı ters çevirdim…
Bir sigara tüttürme süresinden sonra yanıma geldi; “fala inanma, falsız da kalma. Ne çıkarsa bahtına” diyerek, başladı anlatmaya…
-Adana’nın üzerinde kara bulutlar dolaşıyor…
-Vatandaşlar, yeşil alanlardan uzaklaştırılıyor…
-Büyük bir salonda takım elbiseli insanların oluşturduğu kalabalık görüyorum…
-Anlam veremedim ama; eller bir kalkıyor, bir iniyor…
-Takım elbiseli adamlar yan yana gelip, fısıldaşıyor…
-Toplantılar yapılıyor…
-Masaya haritalar geliyor, gidiyor…
-Önce tartışıyorlar…
-Sonra gülüşüyorlar…
-Oda soğuk mudur nedir, bazıları avuçlarını ovuşturuyor…
-Kimileri çocuklar gibi birbirine elleriyle “çak” yapıyor…
-Polis görüyorum…
-Bunca yıldır falcıyım, “kelepçeyi” yorumlayamıyorum…
-Cüppeli insanlar bir şeyler konuşuyor…
-Etrafı yüksek duvarlarla çevrili, demir kapılı, büyükçe bir mekan var…
–“Takım elbiseler” alınıyor, tek tip “çizgili pijamalar” veriliyor…
-Kahve telvesi dile geldi, sanki konuşuyor…
-Üç vakitte mi desem?..
-Beş vakitte mi desem?..
-Gelecekte bunlar yaşanıyor…
Falcıyı dinledikçe; içimin daraldığını, sıkıntıdan terlediğimi hissettim…
“Lütfen yeter” dedim, fincanı elinden kaptım…
Sonra mı?..
Devam edelim;
“Baba kalk. Saat 8 oldu. Okula geç kalacağım” sesiyle irkildim…
Meğerse kabus görüyormuşum…
Gece geç yatmıştım, uyuya kalmışım…
Gözümü açtım…
Derin bir “oh” çektim…
“Kabus” gördüğüme ilk kez sevindim…
Kahvaltımı yaptım…
Sigaramı yaktım…
Kendime geldim…
Neyse ki, gördüğüm hakikat değil, rüyaydı…
Eğer falcı da, söyledikleri de gerçek olsaydı…
İster inanın…
İster inanmayın…
Onlar için olmasa da…
Yaşatacakları utanç nedeniyle…
Aileleri adına çok üzülürdüm…