LAL HAMUŞ
Kişilere, kültür ve inançlara göre farklılık göstermekle beraber yaşamın her alanı ve anında aslında ‘olması gerekenler’ diye bir liste çıkarılabilir. Yine her kesim, görüş ve yaklaşıma göre değişmekle birlikte, en azından herkesin üzerine uzlaşabileceği noktalar bu listenin ilk sıralarında yer alabilir
Bir çırpıda bunları sıralamak mümkün değil elbette. Mesela kimisi bu listenin başına ‘ahlak’ yazabilir, kimisi ‘hoşgörü’, kimileri de ‘vicdan’ diyebilir. En temel insani gereksinimler, yani en insancıl talepler dökülebilir iyi niyetle yaklaşan herkesin ağzından.
Siyasi tartışmalara girmek, gereksiz polemiklerin önünü açmak değil amacımız ama kabul edelim ki, ülkemizin toplumsal barışa, huzura, hoşgörüye her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Her kesimden bir bilene sorsak bile, içimizdeki ukdelere ilişkin onlarca şey söyler. Bunun nedenlerini, niçinlerini ele almıyoruz ama bu ukdelerin en aza indirgenmesi için hepimizin uhdesi de var. Niye?
Çünkü bu güzel coğrafya, yazından kara kışına, güzünden ala baharına herkese yeter de artar bile. Farklılıklarımızı, başkalıklarımızı, dayatmalarımızı, zorlamalarımızı bir kenara bırakırsak ‘En azından olması gerekenler’ için çaba gösterirsek, daha mutlu olabiliriz.
Şimdikinden daha iyi koşullarda yaşayabiliriz. İnsanca yaşam için daha güzel bir ülke, daha güzel bir kent, daha güzel bir memleketimiz olabilir. Yalnızca uhdemiz doğrultusunda iyi niyetle çaba gösterirsek başarı elde edebiliriz. Felsefik söylemlerle işi içinden çıkılmaz bir hale getirmek istemem.
Sadece daha iyisi ve olması gerekenler için, ukdelerimizin azalıp ‘uhdemiz’ doğrultusunda güzellikleri çoğaltmamız için bir adım yeter de artar bile. Çok mu şey istiyoruz!