DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

TORA! TORA! TORA! – B.Sıtkı Özer yazdı

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
TORA! TORA! TORA! – B.Sıtkı Özer yazdı

TORA! TORA! TORA! (UYUYAN BİR DEVİ UYANDIRMAK…)

bekirsitkiozerBEKİR SITKI ÖZER – 14 TEMMUZ 2017/ ADANA

        “TORA! TORA! TORA!” Pearl Harbor baskını için Japon Kuvvetlerinin seçtiği saldırının kod ismidir.

1970 yılında ABD-JAPON ortak yapımı olarak gerçekleştirilen filminde adıdır.

Çok etkilendiğim ve bir kaç kezde izlediğim bu filmde, hem Japonlar’ın hem de Amerikalar’ın bakış açılarıyla, bu baskını anlatmayı deneyen ortak yapımdır.

Film, 1939 yılında Amiral Isoroku Yamamoto’nun ( Yamamura),Japon Kraliyet Donanması’nın komutasını almasıyla başlar.

       Eğitimini Harvard’da tamamlamış, ateşli bir milliyetçi olan komutan, önceleri ABD’yle yapılacak bir savaşa karşı olmasına rağmen, zamanla bu fikrini değiştirir. Japonya’nın Asya’nın en güçlü devleti olma istemi onu da etkiler. Vargücüyle savaşa hazırlanır…

        Pearl Harbor Saldırısı, Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetlerinin 8 Aralık 1941 sabahı HAWAİİ adalarının OAHU adasında bulunan Pasifik Filosu ve Pearl Harbor askeri üslerine karşı düzenlediği sürpriz bir şekilde saldırır.

Bu ani saldırı tam 90 dakika sürer

Saldırı sonucu 12  Amerikan savaş gemisi batırılır veya ağır hasara uğrar.

Saldırıda 188 savaş uçağını imha eder,2403 Amerikan askeri ile 68 sivilin ölümüne neden olur. 

         Saldırıyı yöneten komite merkezinde herkes büyük bir sevinç içinde birbirlerini kutlarken, General ayağa kalkarak herkesi susturup şunları söyler:” UYUYAN BİR DEVİ UYANDIRMAKLA HATA ETTİK!”

 Bu saldırıdan sonra ABD artık 2.Dünya savaşının içinde yer alır Ve savaşın kaderini değiştirir…

         Şimdi Pearl Harbor saldırısıda nereden çıktı demeyin? Pazar günü Maltepe Meydanı’nda ADALET MİTİNGİ’ni izlerken aklıma, “TORA! TORA! TORA! filminin final cümlesi olan bu söz geldi. Ne olmuştu ki; Sn Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan başlayıp, İstanbul’da biten “ADALET YÜRÜYÜŞÜ” ve alandaki yüzbinlerce insan selini bir araya getirmişti? Yıllardan sonra ilk kez CHP gündemi değiştirmişti..

       Herşey CHP İstanbul Milletvekili Sn.E.BERBEROĞLU’nun tutuklanmasıyla tetiklendi. Bir CHP’li olarak; hukuku çiğneyerek bu kararı veren hakimlere minnettarım. Zira, UYUYAN BİR DEVİ UYANDIRDILAR…

UYUYAN DEVİ UYANDIRMAKLA HATA ETTİLER!.. Bunun pişmanlığı içindedirler. AKP yetkililerinin ipe sapa gelmez açıklamaları bunu göstermektedir.

        CHP’nin gerçek  gücünün ne olduğunu, herşeye rağmen karanlığa karşı direnecek, milyonların varlığını gözler önüne serilmesine vesile oldular.

Aslında 16 Nisan referandum akşamı, YSK’da hukuk çiğnerirken, oylar çalınırken tepki gösterip, soluğu YSK’nın önünde alınmalıydı.

        16 Haziran 2017 tarihinde kaleme aldığım yazımda şunları söylemiştim.

“CHP’nin önündeki tüm yollar tıkanmıştır. Sadece tek yolu kalmıştır. Anayasa’nın 34. Maddesinde tanınan haktır. 34. Madde: “Herkes,önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” Bu hakkı tüm toplumsal dinamikleri bir araya getirerek kullanmalıdır.. 

Şiddet içermeyen, barışçıl kitlesel protesto gösterileriyle ve toplantılarıyla, AKP’nin dikta rejimine ve keyfi uygulamarına karşı çıkılmalıdır.”

Söylediklerimin doğruluğunu “ADALET YÜRÜYÜŞÜ VE ADALET MİTİNGİ”gösterdi.

         Sahi 16 Nisan referandum sonrasında söyledikleriyle şimşekleri üstüne çeken Selin Sayek Böke’den özür dileyecek misiniz? 

Ne demişti Sn.Böke:

16 Nisan’da Türkiye’de seçmenlerin en az yüzde 50’si tek adam rejimine karşı çıkmış ancak gayrı-hukuki yollarla bu irade gasp edilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşen görev, gayrimeşru olanı meşrulaştırmamak ve ortaya konan bu demokrasi iradesini Türkiye gerçeğine dönüştürmek için halkla birlikte siyasi mücadele vermektir. 

Referandumun gayrimeşru sonucunu kabullenerek hedefler ve politikalar oluşturmak, demokrasiye ve her şeyden önce demokrasi iradesini ortaya koymuş milyonlara haksızlıktır. 

Demokrasinin yaşatılabilmesi için Mecliste verilen mücadelenin rejim değişikliğinin yeni koşullarına göre yeniden tarif edilmesinin yanı sıra, Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kullanımını savunmak, desteklemek ve bu hakların kullanımına ortak olmak CHP’nin görevinin bir parçası olmalıdır.”

        Artık ok yaydan çıkmıştır. UYUYAN DEV UYANMIŞTIR.! Durmadan, dinlenmeden demokratik yollardan mücadelemizi sürekli kılmak zorundadır.

      Unutmayalım ki; başka TÜRKİYE yok.!

YORUM YAP