DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

TMMOB’Lİ KADINLAR SESİNİ YÜKSELTİYOR: BİZ DE VARIZ!

Yayınlanma Tarihi :
TMMOB’Lİ KADINLAR SESİNİ YÜKSELTİYOR: BİZ DE VARIZ!

TMMOB Adana İKK Kadın Komisyonu yaptığı basın açıklamasında kadın emeği sömürüsünün her geçen gün arttığı kaydedildi

 “Türkiye’de kadınlar özgürlük için sürekli mücadele etmek zorunda”

TMMOB’lu kadınlar seslerini yükseltiyor: Biz varız

“Kadın emeği sömürüsü artıyor”

ADANA – Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Kadın Komisyonu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında kadın emeğinin sömürüsünün her geçen gün artmaya devam ettiği vurgulandı.

Açıklamada Türkiye’de kadın olmanın  özgürlük için sürekli mücadele etmeyi gerektirdiği vurgulanırken, kadınların toplumun her alanında var olduğu belirtilerek, “Kapitalist sömürüye, erkek egemen sisteme, güvencesiz, esnek çalışma koşullarına, eve hapseden zihniyete karşı olduğumuzu duyuruyoruz” denildi.

Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

“Bugün dünyanın her yerinde kadının anıldığı, sorunlarının çeşitli platformlarda tartışıldığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.!

Dünya nüfusunun yoksulluk içinde yaşayan 1.4 milyar insanın yüzde 70’ini kadınların oluşturduğu, en yoksul işçilerinin yüzde 60’ını (330 milyon) yine kadınların oluşturduğu ve kadınların erkeklere göre yüzde 20 ila yüzde 50 arası daha az maaş aldığı günümüzde; sürdürülebilir, adil ve kalkınmış bir toplumu inşa etmenin pek mümkün olamayacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir.

 Kadınlar, küresel kapitalist sistem ve neo-liberal politikalar yüzünden her geçen gün yoksullaştırılıyor, işten çıkarılıyor ya da sigortasız, çok düşük ücretle güvencesiz çalışamaya mahkûm ediliyorlar, ev içinde görünmeyen emeği daha da artıyor, krizin yükünü ezilenlere, kadınlara yükleyerek, özelleştirme, taşeronlaştırma uygulamaları ve esnek çalışmanın yaygınlaşmasıyla, kadın emeğinin sömürüsü artmaya devam ediyor. Büyüyen işsizlik ve yoksullaşmayla kadınlar, ev eksenli çalışmaya itilerek güvencesiz ve sosyal haklardan yoksun kılınıyor. Ucuz iş gücü olarak çalıştırılan kadınlar, hayatın her alanında cinsiyetçi politikalar nedeniyle ayrımcılığa uğruyor. Yaşamın tüm alanlarında yeterince temsil edilememektedirler. Egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı çözülmeden özgür ve eşit bir toplum yaratılması mümkün değildir. Kadınların mücadelesi, aynı zamanda insanın ve emeğin özgürleşme mücadelesidir.

Ekonomik hayatta var olmayı, sosyal hayatta söz sahibi olmayı, tüm alanlarda erkek egemenliğine karşı var olma mücadelesi verirken toplumun kadınla ilgili konularda duyarlılığının yeterli olmadığı gerçeği de göz ardı edilmeyecek kadar büyük sorundur. Demokratik, ileri bir toplum için, kadın olarak güçlenmemiz, yaşam alanlarımızın genişletilmesi;  eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk vb. alanlarda eşit fırsat ve olanaklardan faydalanabilmemiz önem taşımaktadır. Bu nedenle biz kadınların toplumsal hayata tam ve eşit katılımının önündeki engeller nasıl aşılabilir sorusuna ortak bir cevap bulmamız, çözümü konusunda da çaba göstermemiz gerekiyor. Talepleri uğruna bedeller ödeyen biz kadınlar ertelenmiş, ellerinden alınmış haklarının iade edilmesini beklemek yerine kadınlar kendi mücadelelerini vererek almalıdır.

Türkiye’de kadın olmak,  özgürlük için sürekli mücadele etmeyi gerektiriyor. Çünkü kadınlar; bir emekçi olarak sömürülmesinin yanı sıra, ayrımcı, cinsiyetçi yasal yaklaşımlar, gelenekler ve toplumsal kurallardan dolayı bir yığın sorunla karşı karşıyadır.

Bu yıl da 8 Mart’ta yüksek sesle bir kez daha;  biz varız ve kapitalist sömürüye, erkek egemen sisteme, güvencesiz, esnek çalışma koşullarına, eve hapseden zihniyete karşı olduğumuzu duyuruyoruz.

BİZLER;

– Çalışan kadınlarımızın çalışma koşullarının iyileştirilmesi,

– Eşitlik, hayata katılma, kendini gerçekleştirme ve geliştirme; üretme ve üretimin sonuçlarından hak ettiği payı alma anlamında fırsat eşitliğini sağlama, 

– Cinsel ayrımcılığın sona erdirilmesi,

-Kadınlara uygulanan her türlü şiddetin önlenmesi gibi süregelen sorunlar her zaman öncelikli hedeflerimizdir.

– Her türlü cinsiyet ayrımcılığının, şiddetin, ekonomik eşitsizliğin, çocuk ve kadın istismarının, sömürünün olmadığı, daha demokratik yaşam taleplerimizin elde edildiği dünya özlemimizin gerçekleşeceği günlerde olmamız ancak BİZ KADINLARLA mümkün olacaktır diyerek,

Biz kadınlar bedenimize, emeğimize ve kimliğimize yönelik her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı 100 yıllık birikimimizle mücadeleye devam ediyoruz.  Özgürlük tutkumuzla her günü 8 Mart’a çevireceğiz. Mücadelemizde ısrarcıyız!

Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Kadın Dayanışması…”

YORUM YAP