CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, AKP’nin alelacele meclise sunduğu “Nükleer Düzenleme Kanunu”nun gerçeklerden kopuk olduğunu vurguladı
“Kimseyi kandırmayın, nükleer atıkların bertarafı mümkün değil”
“Nükleer atık 40 bin yıl olumsuz etki gösterir”
“Anadolu’nun bağrına nükleer atık saplanacak”
“Yabancı şirketler para kazanacak, nükleer atık Türkiye’de kalacak”
“İktidar doğaya düşman, ağaca düşman, zeytine düşman!”
ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, nükleer atıkların nihai bertarafının mümkün olmadığına dikkat çekti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülen “Nükleer Düzenleme Kanunu” üzerine CHP grubu adına konuşan, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Dr. Şevkin, iktidara seslendi ve “Kimseyi kandırmayın” dedi.
“ATIK BERTARAFI GERÇEKLEREDN UZAK”
Nükleer atıkların dünyada nükleer enerji kullanan tüm ülkelerin baş belası haline geldiğini vurgulayan Dr. Şevkin, “Bazı bilimsel çalışmalarda kırk bin yıla sâri radyoaktif kalıntılar olacağı bilinmektedir” diye konuştu. Toprak, su ve havayla temas etmeden muhafaza edilmesi gereken nükleer atıkların bertaraf edileceği konusunda hüküm koymanın gerçeklerden uzak olduğuna işaret eden Dr. Şevkin, “Bu sadece yabancı şirketlere para kazandırıp kalan atıkları Anadolu’nun bağrına saplamaktır. Sizin yerliliğiniz ve millîliğiniz işte bu kadardır” dedi.
CHP’li Dr. Şevkin, Türkiye’nin geleceğinin yüzyıllarını etkileyecek nükleer atıkların nakliyesi, depolanması ve bertarafıyla ilgili tehlikeleri yıllardır anlattıklarını, bu kadar önemli, hayati ve riskli bir konuda iktidarın 10 yıl gecikmeyle ve üstelik yanlış kanun düzenlemesiyle önlem almaya çalıştığını dile getirdi.
“NÜKLEER ATIKLARIN GÖMÜ MERKEZİ MİYİZ?”
Yurt dışında üretilen atıkların ithalat yoluyla Türkiye’ye getirilmesi sorununun yeni düzenlenen yasada çözüme kavuşmadığını ifade eden Dr. Şevkin, Gaziemir’de nükleer santral bulunmamasına rağmen kaynağı belirsiz nükleer atıkların gömü merkezi haline geldiğine dikkat çekti.
Sao Paulo adlı nükleer denemelerde kullanılan bir uçak gemisinin parçalanmak üzere Brezilya’dan Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’ne getirilmek istendiğini de hatırlatan Dr. Şevkin, Yasa teklifinde kullanılan “bertaraf” kavramının nükleer ya da radyoaktif atıkların nihai çözümü varmış gibi bir algı yaratılarak sunulduğunu dile getiren Dr. Şevkin, “Yasaya hayali bir çözümün Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK), üzerinden yapılacağına ilişkin bir madde eklenmiştir. Çok iyi bilinmelidir ki nükleer atıkların nihai bertarafı mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
“YETKİ ÇATIŞMASI YAŞANACAK”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın radyoaktif atık bertarafı konusunda yetkin olmadığına vurgu yapan ve “kara mizah” benzetmesi yapan Dr. Müzeyyen Şevkin, şunları söyledi:
“Bir de sanki her konu bitmiş, bütün sorunlar ortadan kalkmış; doğa, insan, çevre öncelenmiş de bertaraf masrafının ilgili şirketlerden ne şekilde alınacağına ilişkin hükümler getirilmiş. Gerçekten kara mizah örneği sergiliyorsunuz. Sanki burada binlerce yıl etkisi kalacak bir radyoaktif temizlemeden değil de bir yaka kiri temizlenmesinden bahsediyoruz. Düzenlenen yeni yasada ne idari ne de teknik faaliyetlerde radyoaktif yönetimi konusunda herhangi bir önlem alınmıştır. TENMAK ile Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) arasında bu konuda tesisler yönünden bir yetki çatışması yaşanacaktır. İktidar, bu konuda düzenleme getirecek önergelerimizi reddetmiştir.”
“İKTİDAR; DOĞAYA DÜŞMAN, AĞACA DÜŞMAN, ZEYTİNE DÜŞMAN”
“İktidarı elinde bulunduran ancak ülkeyi yönetemez hâle gelenlere sesleniyorum” diye konuşan Dr. Şevkin, “Hangi hale geldiğinize dair üstat Nazım’ın dizeleriyle seslenmek istiyorum; Ümidin düşmanı oldunuz; meyve çağında ağacın, serpilip gelişen hayatın düşmanı oldunuz. Ona düşman, buna düşman, düşünen insana düşman, yaşamayı ciddiye alıp 70’inde zeytin ağacı dikene düşman. Demem o ki; zeytine bile düşman oldunuz. Bu kibir sizi yiyip bitirecek. Az kaldı, yarının Türkiyesini 84 milyon insanımızla birlikte yeniden oluşturacağız. Bu ülkenin zeytinini, ağacını, denizini, toprağını, suyunu, madenini, insanını korumak bu ülkenin vatanseverlerine kalacaktır” ifadelerine yer verdi.