
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 34. yılı nedeniyle açıklama yaptı.
34 yıl önceki darbe ile sermaye egemenliğinin sağlamlaştırıldığını, demokratik hakların gasp edildiğini vurgulayan Biçer, İMO Şube Yönetim Kurulu adına yaptığı açıklamada, “Türkiye, 12 Eylül darbesinde sendikaların ve sivil toplum örgütlenmelerinin kapatıldığı ve yok edilmeye çalışıldığı, grevlerin yasaklandığı, on binlerce insanın işkence tezgahlarından geçirildiği, yıllarca hapishanelerde tutulduğu, işkencelerde ve darağaçlarında gencecik insanların katledildiği, kitapların dergilerin yasaklandığı bir döneme girdi” dedi.
Emekçi kesimin haklarının ve bütün kamusal alanların sermayenin sömürü alanına dönüştürülmesi anlamına gelen neoliberal politikaların askeri vesayetin gücüyle devreye sokulduğunu kaydeden Biçer, şunları söyledi:
“Gerici politika, yaratılan korku imparatorluğu altında ilmek ilmek döşendi. Amaç sindirilmiş, hak arayamayan bir toplum yaratılarak emperyalizme eklemlenen neoliberal gerici sistemin inşasını sağlamlaştırmaya yönelikti. 12 Eylül’le başlayan bu süreç kademe kademe uygulandı. AKP iktidarının kökleri 12 Eylül’ün oluşturduğu bu sürece dayanmaktadır. 12 Eylül sürecinin ülkeyi gericeleştiren politikalarının, uygulamalarının yarattığı bu zemin AKP’yi var etmiş ve iktidar olmasını sağlamıştır.
AKP, demokratik hak taleplerine karşı uygulattığı polis şiddetiyle, kendilerinin bile inkarda zorlandıkları yolsuzluklarla, torba yasalarla, ülke topraklarını dayandıkları sermaye kesiminin pazar alanı haline getiren uygulamalarıyla, ötekileştirici ve ayrımcı zihniyetleri ile bu neoliberal politikaların kesintisiz sürdürülmesini sağlamıştır. Yine Ortadoğu’da izledikleri politika ile Irak’ta, Suriye’de öldürülen milyonlarca insanın, İŞİD’in katliamlarının da sorumlusudurlar.
“İŞÇİ ÖLÜMLERİNE ÖNCE TOMALAR GELİYOR”
Çıkardıkları yasalarla depreme dayanıklı evler, iş güvenliğinin sağlandığı çalışma şartları vaat etseler de, bu vaatlerin kandırmacası altında denetimsiz TOKİ’leri ile halkın barınma hakkını sermaye birikimi sağlamaya çalışan yandaş müteahhitlerinin projelerine terk etmişlerdir; çalışma yaşamında taşeron sisteminin yaygınlaşması ve kamu denetiminin özel ellere devredilmesi ile iş cinayetlerini adeta umursamadıklarını göstermişler. 12 Eylülcülerin TMMOB’yi yok etme hedefi yine AKP iktidarı tarafından uygulamaya konularak, Odaların kamu adına yaptığı denetim yok edilmeye çalışılmıştır. En son Mecidiyeköy’de yaşanan asansör cinayetinde olduğu gibi, iş kazası olarak değil katliam olarak adlandırabileceğimiz felaketler bu anlayışların sonucudur. Ne yazıktır ki, ülkemizde işçi ölümlerine ambulanslardan önce TOMA’lar gelmektedir. Tahakküm, baskı, hükmetme, kar hırsı her şeyin önündedir artık.
Tüm bu yaşananlar Türkiye’nin İslamcı kisve altında faşist bir rejime sürüklenmekte olduğunu göstermektedir. Biz, bugün 12 Eylül’ün 34. yılında, daha güzel bir dünya, insan emeğinin ve onurunun korunduğu bir ülke uğruna kaybettiğimiz insanlarımızı anarken askeri darbelere karşı olduğumuzu, darbelerin yaşanmaması için mücadele edeceğimizi aynı zamanda sivil görünümlü diktatörlüklere karşı ülkemizin geleceği adına mücadeleye devam edeceğimizi duyururuz.”
“SESSİZ KALAMAYIZ”
Biçer; ülkemizde iş cinayetleri, kadın cinayetleri, yolsuzluklar, denetimsizlikler, ayrımcılık, ötekileştirme hüküm sürmeye devam ettiği sürece emekten, demokrasiden, insanca bir yaşamdan yana olan hiç kimsenin sessiz kalma lüksünün olamayacağını sözlerine ekledi.