DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

ŞEHİR HASTANESİNDE SORU İŞARETLERİ!

Yayınlanma Tarihi :
ŞEHİR HASTANESİNDE SORU İŞARETLERİ!

muzafferyukselSağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, 11.08.2017 Cuma Günü Radyo Başkent’te canlı yayına konuk oldu.

Kamu Sendikalarının Hükümetle Toplu Sözleşme sürecinin devam ettiği bu dönemde genel olarak KESK’in Toplu Görüşmelerden beklentilerini gündeme getiren Şube Başkanımız, KESK’in hukuksuz bir şekilde Toplu Görüşmelerden dışlanmasının Kamu Çalışanlarının çıkarlarının masada yer almayacağına dair önemli bir gösterge olduğunu vurguladı.

Yüksel; ayrıca Şehir Hastanelerinin sağlık sisteminde yaratacağı tahribata dair Sendikamız görüşlerini Canlı yayında ifade etti. Bunun yanı sıra açılma arefesindeki Adana Şehir Hastanesinin taşınması sırasında özellikle personelin yer değişiklikleri ile ilgili olarak ciddi sıkıntılar yaşatacak olan karmaşanın, çalışanların mağduriyetine neden olmayacak şekilde çözülmesi gerektiğini dinleyicilerle paylaştı.

“KESK’İN OLMADIGI KAMU ÇALIŞANLARI TOPLU SÖZLEŞMESİ KABUL EDİLEMEZ”

2018-2019 yıllarını kapsayacak olan toplu sözleşme görüşmeleri Kamu Çalışanları Sendikaları ile hükümet arasında 1 Ağustos 2017 günü başlamış ve 31 Ağustos 2017 günü sonlanacaktır.

Konu ile ilgili ilk dikkat edilmesi gereken husus; 2015 yılında yapılan ve 2016-2017 dönemini kapsayan bundan bir önceki TİS görüşmelerinin o dönem görev başındaki geçici hükümetle yapılmışken şimdiki görüşmelerin ise OHAL şartlarında yapılıyor olmasıdır.

KHK’larla 120.000’e yakın kamu çalışanı işinden edilmiş 40.000 kamu çalışanı açığa alınmış hukuksuzca SGK hakları ellerin den alınmış, aileleri ve çocukları ile birlikte açlığa mahkum edilmişken sağlıklı bir toplu sözleşme sürecinin yürütülmesi elbette beklenemez.

3.200.000 kamu çalışanı, 2.000.000 kamu emeklisi ile aileleri olmak üzere yaklaşık 20.000.000 kişinin geleceğinin bu toplu sözleşmeye bağlı olduğu yadsınmamalıdır. Son yapılan TİS görüşmelerinden bu güne her türden manipülasyona rağmen enflasyon çift rakamlı olmuş, vergiler faizler artmıştır.

Toplu sözleşme görüşmelerinde KESK yok!

İlçe Seçim Kurulları gözetiminde yapılan Genel Kurullar sonucunda KESK üyelerinin iradesi ile seçilen ve mazbatalarını usulüne uygun bir şekilde alarak göreve gelmiş olan KESK yöneticileri, KHK’larla ihraç edildikleri gerekçesi ile TİS görüşmelerine dahil edilmemiştir.

Sendikalar devletten hükümetten bağımsız olmalıdır. Sendika olmanın başlıca unsuru grev hakkı olması ve bunu özgürce kullanabilmesidir.

Kamu emekçileri sendika seçmede özgür olmalı, herhangi bir sendika kamu yöneticilerince hiçbir biçimde desteklenmemeli kamu emekçilerinin iradesine saygı gösterilmelidir.

İbretle izlemekteyiz ki; ülkemizde toplu sözleşme hükümetin desteklediği yandaş Konfederasyon ile yapılmaktadır. Bu konfederasyon hangi “sendikal başarı!” ile bu günkü üye sayısına ulaştığını hepimiz bilmekteyiz. Bu konfederasyonun bir önceki TİS görüşmelerinde gündeme getirdiği maaş artış talebinin hükümetin vaadinden daha düşük olduğu ve bu durumun kamu emekçileri arasında gülünçlüğü hala hepimizin hafızasındadır. TİS görüşmeleri Memur-Sen ile hükümet arasında yapılmakta, Türkiye Kamu Sen ise TİS görüşmelerinde masada kendisine yer açıldığı kadar bulunabilmektedir.

Bu iki konfederasyonun tekliflerinde ücret sendikacılığı öne çıkmaktadır. Buna rağmen talep edilen maaş artış oranları kendi hesaplamaları sonucu açıkladıkları yoksulluk sınırının bile altındadır. (asgari ücret 1.410 tl açlık sınırı 1.510 tl yoksulluk sınırı 4.925 tl)

KESK, insanca yaşanabilecek bir ücret yani en düşük memur maaşının 3.500 TL olmasının yanı sıra; kira, eş-çocuk yardımı, ulaşım, yiyecek-giyecek gibi ek ödemeler ile en az 5.100 tl üzerinde olmasını ve bu artışların emekliliğe de sayılmasını talep etmektedir. Bununla beraber ücretlerin arttırılması, ek ödemelerin arttırılarak emeklilikten sayılması, çalışanların kadrolu olması, 4/C kapsamında çalışanlara kadro verilmesi, çalışanlara fiili hizmet tazminatı (yıpranma payı) verilmesi, işyerlerinde kreş açılması, çalışanların nöbet ücretlerinin arttırılması gibi özlük hakların geliştirilmesinde ısrarlıdır.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının insanca yaşanacak ücrete sahip olmanın dışında genelde tüm kamu emekçilerine özelde Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri için olmasa olmaz talepleri ise;

  1. İş güvencemizi ortadan kaldıracak güvencesiz, sözleşmeli, taşeron ve kadrosuz çalışmaya, kamuda işe girerken güvenlik ve arşiv soruşturmaları, mülakat sınavları yolu ile torpille işe alınmalara ve performansa dayalı ücretlendirmeye son verilmelidir.
  2. Özelleştirilmeler durdurulmalı sözleşmeli, taşeron, esnek, kuralsız, uzaktan evden çalışma yasaklanmalı herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmalıdır. Sağlığın piyasaya açılmasına olanak sağlayan sağlıkta dönüşüm programı durdurulmalıdır.
  3. Bilimsel, demokratik, laik ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.
  4. Yeni bir işçi sağlığı iş güvenliği yasası yapılmalı meslek hastalıkları tanımlanmalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet iş kolu ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınmalı, yıpranma payı (fiili hizmet tazminatı) ona göre ödenmeli, her beş yıl hizmete bir yıl yıpranma verilmelidir.
  5. Varlık fonu lağvedilmelidir BES (Bireysel Emeklilik Sigortası) uygulanmasından vazgeçilmelidir.
  6. Kamu çalışanlarının ücretlerinin asgari ücret dilimi kadarından vergi alınmamalıdır.
  7. KHK ile haksız ve hukuksuz ihraç edilen, açığa alınan kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir
  8. Sağlıkta şiddet yasası çıkarılmalıdır.
  9. Borçları artmış, ödeme güçlükleri çekmekte olan Üniversite hastanelerinin çalışanlarının döner sermaye ek ödemelerinden doğan hakları güvence altına alınmalıdır.
  10. Kamu hizmetleri, ulaşılabilir, nitelikli, eşit ve ücretsiz verilmeli sağlıkta katkı ve katılım payları gibi ödemeler kaldırılmalıdır.
  11. Sendikalar grevli hakkını barındırmalı, bağımsız, demokratik olmalı sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı sendika seçme hakkı engellenmemeli, idareciler tarafsız olmalıdır.
  12. Sosyal hizmeti bir lütuf haline getiren uygulamalar kaldırılmalıdır.

Bu talepler Memur-Sen’in talepleri arasında yoktur. Bu taleplerin gerçekleşmediği bir toplu sözleşmeyi bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Her sendikanın kendi üyeleri için toplu sözleşme yapmasını istiyoruz.

Sağlık iş kolunda önümüzdeki günlerde ŞEHİR HASTANELERİ arkası arkasına açılacaktır. Şehir hastanelerinde sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin çalışma koşullarına dair belirsizlik devam etmektedir.

Özellikle Adana’da açılacak olan Şehir Hastanesi için özel bazı durumlar söz konusudur. Bu hastanenin açılması ile birlikte mevcut bazı hastanelerin kapanması söz konusu olacaktır. Bu durumda;

Mevcut hastanelerde görev yapmakta olan sağlık çalışanlarının durumu ile ilgili ciddi kaygılarımız söz konusudur.

PDC’ye uyulacak mı? Hizmet puanı geçerli olacak mı? Gönüllü isteklere, liyakata uyulacak mı? Kıstas ne olacak? Yine tarafgir torpiller mi olacak?…

Şehir hastanelerine taşınacak mevcut hastanelerin tüzel kişiliği nasıl olacak? Çalışanlar nasıl devir edilecek? Boşaltılan hastanelerin durumu ne olacak? Sözleşmeli hekim, sözleşmeli sağlık emekçisi mi olacak? Çalışma şartları nasıl olacak?

Poliklinikler de hekim dışında çalışan olmayacaktır. Sekreter, hemşire olmayan polikliniklerde hastaya hekimin ayıracağı süre, kayıt işlemlerine ayırdığı süre kadar azalacaktır. Bunun yanı sıra üçüncü bir kişinin olmadığı koşullarda hekimlerimiz, her türden iftiraya, saldırıya maruz kalınabilecektir. Bu durumla ilgili nasıl önlem alınacağı düşünülmektedir. Çalışanların özlük hakları bu durumdan nasıl etkilenecektir?

Şehir hastanelerinde laboratuvar ve görüntüleme hizmetleri < tıbbı destek hizmeti > denilerek yüklenici firma tarafından yürütülecektir. Bu durumda laboratuvar ve radyoloji teknisyenlerinin durumu ne olacak? Bu arkadaşlarımız nerede çalıştırılacak? Özlük ve ekonomik kayıpları ne olacak? Bu hizmetlerin dışında önümüzdeki süreçte başka hangi hizmetler yükleniciye bırakılacaktır?

Çalışanlara verilecek döner sermaye ek ödemelerin güvencesi olacak mıdır? Gelirler hastanenin kirasını karşılayamaması durumuna karşı geliştirilen bir çözüm var mıdır? Taşeronların durumu ne olacak? Çalışanların kreş, ulaşım, oto park hizmetleri nasıl karşılanacaktır? Hastane hizmetlerinden temizlik, yemek, otomasyon, hastanenin bakım ve onarımı, kantin vs hizmetlerini kim yürütecek ve nasıl değerlendirilecektir?

Bu sorunlar, birkaç örnek şehir hastanelerinin çalışmaları toplu sözleşmelerin konusu olmak durumundadır. Ancak ne yazık ki Memur –Sen’in talepleri arasında bu kadar önemli soruların ne kendisi nede cevabını bulmak mümkün değildir.

Hükümetin uygun gördüğü her koşulun altına imza atılacağına dair endişelerimiz için maalesef birçok neden ve deneyimimiz vardır.

Tabii bunun yanı sıra sendika yetkilileri, idareciler ile bir araya gelerek yalnız devletin memuru kabul edilmesi gereken sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini iş yerlerine nasıl dizayn edeceklerini mi hesaplamaktadırlar.

Adana Şehir Hastanesi Eylül 2017 sonunda açılacağı ifade edilmektedir. İlimizde 7 tanesi (5 başhekimlik) merkezde 7 si taşrada olmak üzere Sağlık Bakanlığına ait 14 hastane bulunmaktadır.

Bu hastanelerde yaklaşık olarak 3000’i merkezde 500 taşrada olmak üzere toplam 3500 yatak bulunmaktadır. Yine Adana Kamu Hastaneler Birliği’ne bağlı bu hastaneler de 7000 kadar sağlık emekçisi çalışmaktadır. Şimdi soruyoruz; 1550 yataklı Adana Şehir Hastanesine hangi hastaneler taşınacaktır? Kapanacak hastane var mıdır?

Adana Şehir Hastanesinde ne kadar çalışan olacaktır? Standart kadrolar belli mi, buraya atamalar nasıl olacaktır? Buraya atamalar hizmet puanına göre mi yapılacak? İsteklilere öncelik tanınacak mı? Liyakat dışında herhangi bir kıstas olacak mı? Çalışanlar sözleşmeli mi olacak? Döner sermaye ek ödemesi, performans ücreti ile ilgili olarak işletmeci şirketin herhangi bir yetkisi söz konusu mudur? Taşeron olarak çalışanların dağılımı, ataması nasıl olacaktır?

Bu konuların “toplu sözleşme masasını ilgilendirmediği”, “yasa çıkarılması gerekliliği” öne sürülebildiği bu koşullarda dahi sağlık emekçilerinin haklarına SES olarak sahip çıkacağımız ve sürecin takipçisi olacağımız bilinmelidir.”

YORUM YAP