DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

RAPORLAR GÖSTERMELİK Mİ?

Yayınlanma Tarihi :
RAPORLAR GÖSTERMELİK Mİ?

Jeo - genel (4)TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın 10. Olağan Genel Kurulunda konuşan başkan Dr. Mehmet Tatar, “Bir doğa olayı olan depremlerin afete dönüşmemesi için alınacak önlemlerin başında, günü kurtaran rantçı, spekülatif ve faydacı anlayışların terk edilerek akla, bilime ve plana dayanan yerleşim politikalarının hayata geçirilmesi ve mühendislik ilke ve normlarına dayanan güvenli yapılaşmanın sağlanması gelmelidir.” dedi. ÇÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Parlak’ın divan başkanlığını yürüttüğü Genel Kurul Adana Makina Mühendisleri Odası toplantı salonunda gerçekleşti.
Genel Kurula JMO Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, TMMOB İKK Sekreteri Nazım Biçer, MMO, EMO, GMO, ŞPO, Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanları, CHP Seyhan Belediye Başkan Adayı Zeydan Karalar ve Jeoloji Mühendisleri katıldı.

Saygı duruşu ve istiklal Marşının okunmasının ardından açılış konuşmasını yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, “Yönetim kurulumuz çalışma programı çerçevesinde, başta meslek içi eğitim, serbest çalışan üyelerimizin mesleki uygulamalarında karşılaşılan sorunların çözümü, mesleki denetim, örgütlenme, öğrenci temsilciliği (jeogenç) etkinlikleri, seminer, sempozyum gibi bilimsel aktiviteleri içeren 9. dönem faaliyetlerini bir program dahilinde gerçekleştirilmiştir. Uygulanan neo-liberal ekonomi politikalarının yaratmış olduğu etkiler tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini göstermiştir. Dünya nüfusunun giderek daha da yoksullaştığı, üretimden uzaklaştırıldığı, alım gücü düşük insanların sosyal yaşamdan dışlandığı, ekonomik, siyasal yaşamın, sosyal hakların giderek yok edildiği bir ortam yaratılmıştır. Jeoloji Mühendisliği hizmetlerini yerine getiren meslektaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları en önemli sorunlardan biri serbest/haksız rekabet koşullarının mesleki kaliteyi tehdit etmesidir. Kâr ve rant üzerine kurulu bir sistemde hizmet alma anlayışından çok bir imza bulunsun en ucuzundan olsun “anlayışı sektörde hem fiyat kırmaca anlayışı getirmiş, hem de meslek etiği sorunu yaratmaya başlamıştır”

TARIM ALANLARI YERLEŞİME AÇILARAK DOĞAL ALANLAR YOK EDİLMİŞTİR

Dr. Tatar, “1998 Ceyhan ve 1999 Marmara 2011 Van depremleri halkımızın jeolojiye olan ilgisini arttırdığını, deprem konusunda da duyarlı hale getirdiğini belirten Dr. Tatar,”Ancak yeni yerleşim alanlarının belirlenmesinde halen jeolojik özellikler dikkate alınmamaktadır. Ovalar, özellikle 1. derece tarım alanları yerleşime açılarak hem doğal zenginliğimiz yok edilmekte hemde deprem açısından risk oluşturmaktadır. Yeni yerleşim alanları mutlaka kaya zeminlere planlanmalı, alüvyon zeminlerden kaçınılmalıdır. Özellikle toplu konut alanlarının bu yönde planlanması kentleşmenin sağlam zeminlere doğru gelişmesinin önünü de açacaktır. Depremle ilgili mühendislik disiplinlerin yerel yönetimlerde görev olması zorunlu hale getirilmelidir. Jeoloji mühendislerinin istihdam sorunu yeni dönemde oda olarak üstüne gidilecek diğer bir önemli konuyu oluşturmaktadır. Özellikle katma bütçeli kamu kuruluşları ve belediyelerde Jeoloji Hizmetlerinin vazgeçilmez bir olgu olduğu son dönemlerde meydana gelen doğal felaketler (Deprem, heyelan, sel vb.) nedeniyle açık bir şekilde anlaşılmıştır. Bu dönem tüm ülkenin sorunu olan işsizlik, Mühendisler için özellikle Jeoloji Mühendisleri içinde en önemli sorun olmaya devam etmektedir. Gelinen süreçte mesleğimiz açısından hangi kriterler baz alınarak çıkarıldığı anlaşılamayan Yapı denetim yasasında mesleğimiz hak ettiği yeri ne yazık ki alamamıştır. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’dan ve bu Kanunun kamu vicdanında açtığı yaralardan bahsediyor olmamız bile ülkemizde depremlerden yeterince ders alınmadığının açık göstergesi iken, bir gece yarısı değişikliği ile Kamu yararı güden Odalarımızın afet güvenliğinin temel araçlarından biri olan yapı üretim ve denetim süreçlerinde devre dışı bırakılması tabloyu daha da karamsar bir hale getirmiştir. Yapı güvenliğinin denetim dışı olduğu ülkemizde, afet güvenli kaliteli bir yapı üretim ve denetiminin, jeoloji bilim ve uygulamalarının da sürece dahil edilmesi ile mümkün olacağı unutulmamalıdır”

RANT İÇİN YAŞAM ALANLARIMIZ YOK EDİLİYOR

Dr. Tatar, “Mevcut maden yasası ile madenlerimiz, ülke yararından çok ulus ötesi büyük şirketlerin çıkarına terk edilmiş, adeta talan edilmeye başlanmıştır. Ülkemizde uygulanan özelleştirmeler nedeniyle, ülkemizin kalkınmasında başta rol oynayan kamu kuruluşlarının büyük kısmı bu gün kalmamış; Etibank, Sümerbank, KBİ, Çinkur, Demir Çelik İşletmeleri, vb kurumlar yok edilmiştir. TKİ‘nin elindeki linyitlerimizin devri yasalaşırken, kamunun elinde kalan son kale “gözümüzün nuru”  borlarımızın özel sektöre devrini öngören yasa da TBMM‘de hazır beklemektedir. Yenilenemez doğal kaynağımız olan madenlerimizin, çevresel değerlerimizi de gözeterek en verimli biçimde işlenerek, yüksek katma değer yaratacak şekilde son ürünlere dönüştürülmesinin sağlanması ve ülkenin gelişmesinde, toplumsal refahın yükseltilmesinde madenciliğin katkılarının arttırılması yaklaşımımızı savunmaya yer altı kaynaklarımızın gerçek sahibinin halkımız olduğunun bilinciyle devam edecektir. Bu gün, kentsel dokuyu, doğal ve kültürel yapıyı yok ederek kent merkezlerini sermayeye ve ranta açan projelerin üretilmektedir. Bu projelerden biri olan Adana 5 Ocak Stadyumunun AVM ve Konut alanına dönüştürülmesidir.  Bu projeyi onaylamak kentlilik bilincinden, kent dokusunu korumaktan, çevre sorunlarını algılamaktan ne denli uzak olunduğunun göstergesidir. Yetkililer her zaman olduğu gibi değerleri rant üzerinden yaparak yaşam alanlarımızı yok etmeye çalışmaktadırlar”

YANLIŞ SU KULLANIMI DOĞANIN DENGESİNİ BOZMUŞTUR

Dr. Tatar, “Hızlı ve çarpık gelişen kentlerdeki nüfus artışı sanayileşme, iklim değişiklikleri, katı atık depolama yerlerinin, yer altı suyu rezervuarlarının beslenme alanlarında seçilmesi, sanayi ve evsel atıklar, tarım alanlarında yapılan bilinçsiz ilaçlama ve gübreleme, su havzalarının imar planlarına açılması vb. çalışmalar yer altı suyu kalitesini ciddi olarak tehdit etmekte ve kirletmektedirler. Özellikle kentsel yerleşim alanları çevresindeki su kaynakları, sürekli tehdit altında bulunmaktadır. Bu gün özellikle eksik suya sahip olduğumuz havzalarda yanlış, kontrolsüz ve aşırı su kullanımı nedeniyle, doğanın dengesi bozulmuş, kıyı ovalarımızda yaygın görülen alüvyon akiferlerin önemli bölümü, aşırı yeraltısuyu çekimi nedeniyle tuzlanmıştır. Aşırı su çekimi ve kirlenmenin çok büyük boyutlarda geliştiği bilinmekle birlikte, bu konuda ülkemizde, kapsamlı bir çalışma henüz yürürlüğe konmamış, bu olumsuzlukları gidermek için hazırlanan Çevre Etki değerlendirme (ÇED) raporları maalesef göstermelik olmaktan öteye gidememiştir” diye konuştu.

JMO Adana Şubesinin mevcut yönetimi Dr. Mehmet Tatar, Meltem Akdoğan, İsmail Ergan, Doç. Dr. Mustafa Akyıldız, M.Kemal Mengeloğlu, Burak Benlioğlu ve Hande Gümüş’ün oluşturduğu “Demokratik Değişim Grubu” seçime turuncu liste ile katılacak.

YORUM YAP

DÖVİZ KURLARI

  • DolarDOLAR
    ALIŞSATIŞFARK
  • EuroEURO
    ALIŞSATIŞFARK
  • SterlinİNG. STERLİNİ
    ALIŞSATIŞFARK
  • FrangİSV. FRANGI
    ALIŞSATIŞFARK
  • Kanada DolarıKAN. DOLARI
    ALIŞSATIŞFARK
  • Çeyrek AltınÇEYREK ALTIN
    ALIŞSATIŞFARK
  • Gram AltınGRAM ALTIN
    ALIŞSATIŞFARK
  • BitcoinBITCOIN
    FİYATDEĞİŞİM

DÖVİZ ÇEVİRİCİ

  • Satış
    Alış