
Düne bakıyorum; bugünü görüyorum…
Sadece “apoletleri” yok…
O zaman da “demokrasi” rafa kaldırılmıştı…
Bugün de…
Onun da etrafını “yalakalar” sarmıştı…
Bunun da…
Ağzından çıkan “kanundu”…
Aynen;
Günümüzde olduğu gibi…
Onun da karşısında “kimse konuşamaz”, farklı “öneri” getiremez, kararlarına “itiraz” edemezdi…
Her şeyi, herkesten iyi bildiğini sanıyordu…
Yanıldığının farkında bile değildi…
Bu durumda;
Yakın çevresinin “haklısınız efendim” demekten başka şansı yoktu…
Zira;
“Güç sarhoşu” olmuştu…
Kendini bu ülkenin “sahibi” görüyordu…
Belki de içinden;
“Bu devran, ilelebet böyle gider” diyordu…
Dünyanın “fani” olduğunu aklına getirmek istemiyordu…
Ve…
Netekim…
Bu dünyadan göçtü, gitti…
***
Yaşı kemale ermişler hatırlar…
“Darbe için şartların olgunlaşmasını bekledik” diyenler…
Keyfi gözaltılar yapmış…
İnsanlara işkenceler uygulamışlardı…
Kimi genç gözaltında “ölmüş”, kimisi “sakat” kalmıştı…
Hatta;
Daha 17’sinde olan Erdal Eren’in yaşını büyütüp asmışlardı…
Bu “zihniyet” yüzünden binlerce “genç fidan” yitirilmişti…
İşin tuhafı;
Sağcıyı da, solcuyu da öldüren “mermi” aynı silahtan çıkmıştı…
***
Netekim;
İhtilalin başı dün toprağa verildi…
Belki de dünyada bir “ilk” yaşandı…
Cenaze “Devlet töreni” ile defnedildi…
Ancak;
“Devleti yönetenler” ile “yönetmeye talipler” katılmadı…
Bundan daha acı bir şey olabilir mi?
Demek ki;
Herkes ektiğini biçiyor…
***
Esasında;
Dünkü fotoğraf “birilerine” kapak olmalı…
“İntikam duyguları” bir tarafa bırakılmalı…
İnsan haklarına…
Demokrasiye…
Karşı fikirlere…
Tahammül edilmeli…
Saygı duyulmalı…
“Ayrıştırıcı” değil, “birleştirici” politika uygulanmalı…
Israrını sürdürürsen;
Sen de yalnızlaşırsın…
“Netekim Kenan” gibi olursun…
“Devlet töreni” ile gömülebilirsin…
Ama;
Ruhuna “Fatiha” okuyacak insan ararsın…

