Mecidiyeköy escortŞişli escortBakırköy escortHalkalı escortAvcılar escortŞirinevler escortBahçeşehir escortTaksim escortBeşiktaş escortKartal escortKadıköy escortÜmraniye escortAnadolu Yakası escortMaltepe escortBeylikdüzü escortPendik escortAvrupa yakası escortAdana escortKocaeli escortAntalya escortGaziantep escortbeşiktaş escortataköy escorteskişehir escortfethiye escortsakarya escortmuğla escortmalatya escortsamsun escortdenizli escortkonya escortkayseri escortankara escortbursa escortizmir escortataköy escorthalkalı escortdiyarbakır escortmarmaris escortbodrum escortmersin escorttuzla escortataşehir escortşişli escort

DOLAR28,9264% 0.03
EURO31,3131% -0.12
STERLIN36,5272% -0.06
FRANG33,0783% -0.13
ALTIN1.882,22% -0,12
BITCOIN1.224.8641.551

MADENDE TAŞERON OLMAZ

Yayınlanma Tarihi :
MADENDE TAŞERON OLMAZ

emoİş Güvenliği Uzmanı Emekli İş Başmüfettişi Haydar Kaçmaz, maden ocaklarında yaşanan faciaların İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin kısılması, İşçi sayısının azaltılması, personel giderlerinin kısılması, gerekli bilimsel-teknik harcamaların asgariye indirilmesinin olumsuz sonuçlarından ortaya çıkardığını söyledi. Kaçmaz, “Bu olumsuzluklar sonucunda, Zonguldak’tan Elbistan’a; Soma’ya, Bolu’dan Bursa’ya, Yeni Çeltek’e kadar yaşanan faciaların çok büyük kısmında aynı senaryo işlemiştir. “ dedi

Elektrik Mühendisi A Tipi İş Güvenliği Uzmanı Emekli İş Başmüfettişi Haydar Kaçmaz, Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şubesi tarafından düzenlenen   “Soma Gerçeği” konulu söyleşide, “Soma kazasındaki Gerçekler Nelerdir? Eksikler ve Yanlışlar nelerdir? Ülkemizdeki İSG mevzuatı yeterli midir? Neler yapılmalıydı, neler yapmalıyız” sorularına yanıt aradı. Kaçmaz, ”Özelleştirme, rödovans ve taşeronlaştırma, gibi uygulamalarla enerji üretim maliyetlerini düşürmek, Kar maksimizasyonunu sağlamak ve bu süreci de işçi-emekçi, ezilen kesimlerin üzerlerine basarak yürütülmesi olduğudur. “ şeklinde konuştu.

Kaçmaz, dünyada 2011 yılı verilerine göre kömürün enerji arzı ve üretimindeki payının yüzde 25 oranında olduğunu belirtti, sanayinin artan enerji ihtiyacı doğrultusunda daha fazla kömür çıkarılması gerektiğini ifade etti.

Türkiye’nin petrol, doğalgaz, nükleer enerji vb. birincil enerji üretim kaynaklarının yetersizliğinden; kömürün enerji üretiminde çok önemli bir  konuma sahip olduğunu ifade eden Kaçmaz, “Türkiye, toplam üretim arzının  % 28,5’ i oranında enerjiyi kendi kaynakları ile  üretmekte,  %71,5 ‘nu ise; dışa bağımlı bir enerji politikası izleyerek, dış alım yoluyla temin etmektedir. Hükümetin, 2023 hedeflerini ve mevcut koşulları göz önünde bulundurduğumuzda,  Bu alanda yapılan tüm planlamalar da cevabını buluyor.  Yapılması planlanan NES (Nükleer Enerji Santrali),  Halen işletilmekte olan Termik Santraller (TS) ile HES (Hidroelektrik Santrali) bir kenara dursun;  Termik Santrallerin ve Kömür Ocaklarının özelleştirme politikalarıyla daha düşük operasyon girdisiyle daha hızlı ve daha fazla – daha yoğun enerji üretimi kurgulanıyor.” dedi.

ÖZELLEŞTİRME İLE İŞ GÜVENLİĞİ AZALDI

Özelleştirme ile iş güvenliğinin azaldığını iddia eden Emekli İşçi Baş Müfettişi Haydar Kaçmaz, şöyle dedi:

“Ülkemizde kömür madenciliğinde kurgulanan somut durumun; Özelleştirme, rödovans ve taşeronlaştırma, gibi uygulamalarla enerji üretim maliyetlerini düşürmek,  Kar maksimizasyonunu sağlamak ve bu süreci de işçi-emekçi, ezilen kesimlerin üzerlerine basarak yürütülmesi olduğudur.

1980’lere kadar çok büyük ölçüde kamu eliyle yürütülen yeraltı kömür madenciliği politikaları, neo-liberal politikaların hayata geçirilmeye başlanması ile terk edilmiş ve devletin de teşvikleriyle madencilik sektörü geliştirilmiştir. Yani, madencilik çok karlı bir sektör haline getirilmiştir.

Ancak; Yeraltı madenciliği faaliyetlerinin ciddi yatırım maliyetleri gerektirmesi, Türk sermayesinin geniş sermaye birikimine sahip olmaması, Sermayenin doğası gereği ihtiyaç duyduğu kar hırsı ve Türk sermayesinin sermaye birikimini bu gibi ciddi işlerle sağlama çabası,  Süreçlerin birbirini takip etmesi, Sırası ile İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin kısılması olmak üzere ki bu tedbirlerin her biri ciddi bir maliyet demektir. İşçi sayısının azaltılması,  Personel giderlerinin kısılması,  Gerekli bilimsel-teknik harcamaların asgariye indirilmesi,  gibi önemli sonuçlar doğurmuştur.  Bu olumsuzluklar sonucunda , Zonguldak’tan Elbistan’a; Elbistan’dan Soma’ya, Bolu’dan Bursa’ya, Yeni Çeltek’e kadar yaşanan faciaların çok büyük kısmında aynı senaryo işlemiştir.

RÖDOVANS DERHAL TERK EDİLMELİ

TMMOB Maden Mühendisleri odasının 2010 tarihli “Madenlerde Yaşanan İş Kazaları Raporu” ndan alınan verilere bakacak olursak, 1983-2010 tarihleri arasında; 27 yılda aynı anda üçten fazla işçinin öldüğü 17 adet ölümlü iş kazası meydana geldiği ve bunların sonucu 636 kişinin yaşamını yitirdiği verilerine ulaşırız. Yine aynı raporda; Soma’da yürütülen çalışmalarla ilgili saptamalar yapılmış, gittikçe daha derinlere inmeye başlayacak olan çalışmaların, yetersiz iş sağlığı iş güvenliği önlemleriyle ve teknik olarak yetersiz şekilde yürütüldüğüne vurgu yapılmıştır.

Son yıllarda özellikle rödovans yoluyla yürütülen çalışmaların derhal terk edilerek, çalışmaların gerekli güvenlik tedbirleri alınarak kamu eliyle yürütülmesi gerektiğinin altı çizilmiştir.

Yani özetle;  yeraltı kömür işletmelerinde ocak planının hazırlanmasından başlayarak, üretim süreçleri eksiksiz ve tam bir şekilde yapılmalı, üretim süreçleri anlık ve sürekli denetlenmeli, aykırılıklar hiçbir maliyet gözetilmeden ivedi olarak giderilmelidir. Soma adeta ‘kap-götür’ şeklinde devredildi. Soma’da yaşanan katliam da farklı şekilde oluşmadı. Türkiye Kömür İşletmeleri’nin yıllarca görece daha güvenli şekilde işlettiği ocakların, daha fazla kömürün daha ucuza işletilmesi amacıyla başlatılan peşkeş çekme süreciyle başladı her şey.

Kaza, Bakılınca işçi kıyımları için artık kabul gören bu kelime; Aslında işverenlerin konuyu değersizleştirmek için kullandığı ideolojik bir aygıta dönüşmüştür. Kaza, kelime anlamı ile daha önceden öngörülemeyen olay demektir.  Ancak, bir madende kömürün kızışıp yanması, bir inşaatta iskelenin çökmesi veya elektrik kaçağı önceden öngörülen, riskinin analizi yapılabilen bir durumdur.  Teknik literatür olarak kaza kelimesinin yerine, artık facia, ölümlü olay, yaralanmalı olay, hasarsız – yaralanmasız olay demeliyiz. Demeliyiz ki,  çıkar çevrelerinin satın aldığı bilimin ve onun kavramlarının salt gerçeklik olmadığını haykırmalıyız.”

Kaçmaz, İSG alanının da çıkarılan kanun, tüzük ve yönetmeliklerin değiştirip dönüştürüldüğünü,  Çağdaş AB Kriterleri çerçevesinde çıkarılan İSG Kanun, Tüzük ve Yönetmeliklerinin kırpılarak, ticarileştirip, rant kapısı haline getirdiğini, anlaşılmaz ve uygulanmaz hale sokulduğunu iddia etti. Kaçmaz, yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

MADENLER KAMULAŞTIRILMALI

“Başta yeraltı kömür madenleri olmak üzere, tüm maden işletmeleri kamulaştırılmalıdır. Madencilik faaliyetleri kamu eliyle, kamu yararına yürütülmelidir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu iptal edilmeli, Yerine, işverenin çıkarlarını değil, çalışanın sağlığını ve güvenliğini sözde değil, özde koruyacak olan; sendikaların, meslek odalarının, akademisyenlerin, demokratik kitle örgütlerinin de görüşlerinin alındığı çağdaş bir  “İş Sağlığı Ve İş Güvenliği Kanunu” çıkarılmalıdır.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO)   Madenlerde İş Sağlığı ile ilgili 176 no’lu Sözleşmesi vakit geçirilmeden imzalanmalıdır. Çalışma Bakanlığına bağlı olarak denetimleri gerçekleştiren iş müfettişlerinin sayısı artırılmalıdır. Denetleme mekanizması merkezi olmaktan çıkarılmalı ve âdemi merkeziyetçilik benimsenmelidir. İşletmelerde iç denetleme faaliyeti, çalışan işçiler içerisinden oluşturulacak heyet tarafından yapılmalıdır.  İSG Uzmanları ve Teknik Nezaretçilerin maaşlarını işverenden alması ve iş güvencelerinin olmaması, denetim mekanizmasını boşa çıkartmaktadır.  Devletin oluşturacağı, sendika ve meslek odalarının denetleyeceği bir fon oluşturulmalı, İş güvencesi yasalarla sağlanacak olan Teknik Nezaretçi ücretleri bu fondan temin edilmelidir. İşçilerin örgütlenmelerinin önündeki her türlü engel kaldırılmalıdır. Ülke genelinde sayısı 3 olan “Meslek Hastalıkları Hastaneleri”  sanayi yoğun olan büyük illerde açılarak, işçilerin sağlık gözetimi devlet tarafından etkin ve ücretsiz olarak karşılanmalıdır.  Tüm bu somut talepler, geniş platformlar kurularak arttırılmalı,  genişletilmeli ve zaman kaybetmeden yaşama geçirilmelidir. Bu nedenlerle, Devlete, sendika ve meslek odalarına, STÖ ‘lere ve sosyal sorumluk gereği bizlere büyük görevler düşmektedir.”

EMO Adana Şube Başkanı Mehmet Mak, iş sağlığı ve iş güvenliği konusunun toplumun her kesimini yakından ilgilendirdiğini, Soma’daki maden faciasında bunun somut olarak yaşandığını söyledi. Mak, oda olarak bu tür etkinlikleri sürdüreceklerini de sözlerine ekledi.

YORUM YAP

DÖVİZ KURLARI

  • DolarDOLAR
    ALIŞSATIŞFARK
    28,919328,9264% 0.03
  • EuroEURO
    ALIŞSATIŞFARK
    31,302131,3131% -0.12
  • SterlinİNG. STERLİNİ
    ALIŞSATIŞFARK
    36,513936,5272% -0.06
  • FrangİSV. FRANGI
    ALIŞSATIŞFARK
    33,060633,0783% -0.13
  • Kanada DolarıKAN. DOLARI
    ALIŞSATIŞFARK
    21,293721,3039% -0.26
  • Çeyrek AltınÇEYREK ALTIN
    ALIŞSATIŞFARK
    3.011,083.077,44% -0,12
  • Gram AltınGRAM ALTIN
    ALIŞSATIŞFARK
    1.881,931.882,22% -0,12
  • BitcoinBITCOIN
    FİYATDEĞİŞİM
    1.224.8641.551

DÖVİZ ÇEVİRİCİ

  • Satış
    Alış