Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu, hafta sonu çok özel bir panel düzenledi. Adana İKK’nin başarılı Sekreteri İnşaat Mühendisi Nazım Biçer ve Şehir Plancıları Odası Adana Şube Başkanı Ulaş Çetinkaya başta olmak üzere paneli düzenleyenlere Adanalı olarak teşekkür etmek gerekiyor.
Adana’da yerel yönetimlere talip belediye başkan aday adaylarının bolluğunu hepiniz biliyorsunuz. Ancak Adana özelinde yerel yönetimlere dair her şeyin konuşulduğu, hem bilimsel hem teknik hem de sıradan vatandaşın rahatlıkla anlayabileceği türden gerçekleşen panele katılımın az olmasını yadırgadığımızı peşinen belirtelim. Panele katılan özellikle CHP’li belediye başkan ve meclis üyesi aday adaylarını dışarıda tutarak elbette… Zaten kimlerin katıldığını gazete sütunlarından da rahatlıkla görebilirsiniz.
Panel başlangıcına göz atalım.
Nazım Biçer, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı ve Ulaş Çetinkaya’nın söylediklerini kulağımıza küpe yapmaktan başka çaremiz yok beyler… Küpe yaptıktan sonra önlem alınması gerektiğini de hatırlatalım…
***
Adana bir deprem bölgesi. Adana’da kaçak yapılaşmanın önü alınamıyor. Riskli binaların yerine yenisi yapılamıyor. Depreme karşı hiç ama hiçbir önlem alınmıyor. Geçmişten ders çıkarmaya gerek duymuyoruz nedense… Kentsel dönüşümü bir rant aracı olarak benimsemeye devam ediyoruz. Çocuklarımızın geleceği için sosyal donatı alanlarla kaplı yaşanabilir mekanlar oluşturamıyoruz. Trafiği rahatlatacak düzenlemeler yapamıyoruz.
***
Mehmet Soğancı’nın dediği gibi insanca barınma hakkı ve deprem gerçeğinin gerektirdiği yapı denetimi uygulamalarında, tarım, orman, su, mera, kıyılar vb. doğal kaynaklarımızın, kentlerin yönetiminde; enerji, gıda ve çevreye ilişkin politika ve stratejilerin belirlenmesi ve uygulanmasında mühendislik, mimarlık, şehir plancılığının gerektirdiği mesleki denetim ve bilimsel-teknik kriterler devre dışı bırakılıyor.
Ulaş Çetinkaya da “Adana toprağının yüzde 96’sı deprem kuşağında. Nüfusun yüzde 98’i ani gelişecek depremden etkilenecek. Yapı stoğunun yüzde 40’ı, şehir merkezinde ise yüzde 80’e yakını kaçak. Yıkılması veya güçlendirilmesi gereken yapı sayısı il merkezinde yaklaşık 80 bin binaya tekabül ediyor” diyerek ciddi uyarılarda bulunuyor.
Biz ne yapıyoruz?
Koca bir hiç…
‘Kral çıplak’ demeye korkuyoruz…
Nedense…
İyi haftalar…