DOLAR34,9739% 0.16
EURO36,7420% 0.28
STERLIN44,1241% -0.32
FRANG39,1821% 0.1
ALTIN2.975,32% -1,03
BITCOIN102.106,072.594

KONCUK KİME YÜKLENDİ?

Yayınlanma Tarihi :
KONCUK KİME YÜKLENDİ?

ismail_koncukTürkiye Kamu Sen Genel Başkanı ve Türk Eğitim Sen Gene Başkanı İsmail Koncuk, Bayramı Memleketi Adana’da geçirdi Konuk, Türkiye Kamu Sen Adana İl Temsilciliğinde düzenlenen Bayramlaşmada Hükümete yüklenerek İktidarı Lastiği patlamış Kamyona benzeten Koncuk, Adana’dan Türkiye ye önemli mesajlar verdi.

İl Temsilcisi Kamil Köse ve Şube Başkanlarında katıldığı toplantıda hükümete yüklenen koncuk, Demokratikleşme Paketini sert şekilde eleştirdi.

Koncuk: Herkes Yaşananları İyi Görmeli ve İyi Okumalı

Türk Milletinin üzerinde sinsi bir tezgah kurgulandığını söyleyen Genel Başkanımız İsmail Koncuk, toplumun her bir ferdinin yaşananları sorgulaması gerektiğine işaret etti. Koncuk, “Milletimiz tarihi günler yaşamaktadır ama bu tarihi günler olumlu anlamda değil ne yazık ki. Türkiye’de bir dönüşüm sağlanmaya çalışılıyor.  Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapısal bir değişiklik içerisine, zorla girdirilmeye çalışılıyor. Güya bu demokratik yol ve yöntemlerle oluyor ama Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne kadar yaşanan süreci değerlendirdiğimizde bu yapılanları nereye koymamız gerektiğini çok iyi etüt etmek lazım.

Etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun bu coğrafya’da yaşayan bütün insanların Türkiye nereye gidiyor? sorgulamasını yapması lazım. Bu ülkenin kaderini milletin iradesi belirler. Milletin iradesi derken bu sandığa yansıyan irade anlamında değil. Türk milleti tarihte ne idi, bugün nedir, yarın ne olacağız? sorgulamasını milletimizin yapması lazım. Ancak toplum günü birlik yaşayan bir hale getirildi.

sadece günü kurtarmaya, kendisi ve ailesini yaşatmaya çalışan bir topluma maalesef dönüştük. Sıkıntı buradadır. Toplumsal ve  milli düşünebilme özelliğimizi maalesef kaybettiğimizi görüyorum. Sinsice bir dönüşüm tezgahı ülkemizde uygulanıyor ve bazı şeyleri belki de anlamakta ve görmekte zorlanıyoruz.” dedi.

Koncuk: Bu Süreç Çözüm Değil İhanet Sürecidir

Türkiye’de son dönemde yaşananların çözüm değil ihanet süreci olduğunun altını bir kez daha çizen Genel Başkan İsmail Koncuk, Hükümet eliyle terör örgütüne itibar verildiğini ifade etti. Koncuk, “Demokratikleşme paketi olarak adlandırılan bu pakette, 76 milyon vatandaşımızı ilgilendiren ne var? Bu gerçek anlamda bir demokrasi paketi ise demokratik hayatımıza katkı sağlayan bir paket olması lazım ki buna demokrasi paketi diyelim.

Evvel emirde şunu düşünmek lazım, bu paket neden ve hangi sebeplerle bu ay açıklanmak zorunda kaldı? Bakın, PKK terör örgütü ile bir çözüm süreci adı altında bize göre ise ihanet süreci olan bir süreç başlatıldı.  PKK terör örgütünün silah bırakacağı ve sınır dışına çıkacağı haberleri ve Türkiye’ye barış geliyor, akan kan duracak gibi haberler o mütareke basını, teslim olmuş Televizyon kanallarında, sözde fikir adamları ve aydınlar tarafından öyle pompalandı ki, toplumun büyük kısmı Türkiye’ye barış geliyor bunun önünde neden duralım gibi bir düşünce içine sokuldu.

Ne doğru, ne yanlış ayırt edilemez durumu getirildi, kirli bir propaganda yapıldı. Gelinen noktada sayın Başbakan PKK’nın ancak yüzde 15 oranında sınır dışına çekildiğini söyledi. Yani örgüt sınır dışına çıkmadı, silah bırakmadı hatta bu kanlı örgüt tarihinde olmadığı kadar bir güce erişti. İhanet sürecinin başladığı o cani ile görüşmelerin ardından bu kanlı örgüt, hem Türkiye’nin belli bölgelerinde hem de Dünya’da Hükümet eliyle itibar kazanan bir örgüt durumuna geldi, vatandaşlarımızın bunu çok iyi görmesi lazım.

Kürt Türk ayırmadan evlatlarımızı çocuklarımızı katleden bir örgüt, bu milletin oy vererek iktidara getirdiği kendi Hükümetimiz eliyle itibarlı hale gelen bir örgüt oldu. Şu anda örgüte katılan insan sayısının 3 bin – 5 bin civarında arttığı ifade ediliyor.” dedi.

Hükümet Bu Paketi Terör Örgütünün Dayatmasıyla Hazırlamıştır

Türk Milletini, açıklanan paketin terör örgütünün dayatmasıyla oluşturulduğunu görmeye çağıran Genel Başkanımız, “ortaya düzgün bir demokratikleşme paketi konulsa buna kimsenin itirazı olmaz” dedi. Koncuk, “PKK artık o kadar şımardı ki, artık şunu demeye başladılar. “Biz artık eylem yapmıyoruz, sizde Hükümet olarak verdiğiniz sözlerini yerine getirin. Eğer yerine getirmezseniz, Ekim ayına kadar taleplerimiz doğrultusunda adımlar atılmazsa biz yapacağımızı biliriz” dediler.

Hükümet üzerinde silahlı bir dayatma var ve Hükümet bu dayatma üzerine bizzat Başbakan tarafından açıklanan ve adı Demokratikleşme Paketi olan, içerisinde PKK taleplerini bulunduğu bir paketi açıkladı ama nasıl açıkladı. Sayın Başbakan 45 dakika sunum yaptı, muhalefeti suçladı ama paketin içine bir türlü giremedi. Son 10-12 dakikada da paketi açıkladı.

Sayın Başbakan’ın sıkıntılı olduğu son derece açıktı. Tabii burada Başbakan’ın sözlerine dikkat etmek lazım. Dedi ki, “AKP programında bunlar zaten var” dedi. AKP programında bunlar yok, örneğin, “q,w,x” harflerinin alfabeye konulacağı var mı? çıksın söylesin. Daha 50 gün önce yurt dışı ziyaretinden dönerken, “ne özel okullarda ne de devlet okullarında ana dilde eğitim ve öğretim olmayacaktır, biz Türkiye’nin bölünmesine zemin hazırlamayız” dedi. 50 gün sonra, ana dilde eğitim faaliyetlerinin özel okullarda başlatılmasına karar verdi. AKP programında bu var mı?

Sayın Başbakan “Ey milletim bunu PKK istiyor diye yapmıyoruz, bu zaten bizim parti programımızda var.” mesajı vermeye çalışıyor ama bu yalandır. Başbakan’ın bu yola başvurması içinde bulunduğu durumun zorluğunu da göstermektedir. İşte bu noktada aziz milletimizin adına demokrasi paketi denilen bu paketin PKK’nın dayatmasıyla oluşturulduğunu görmeleri lazım. Doğru düzgün bir demokratikleşme paketi konulursa ortaya biz neden karşı çıkalım? Koyun ortaya sonuna kadar, ölümüne destek verelim.” dedi.

PKK’nın Kirli Taleplerinin Üzeri Başörtüsü ile Kapatılmak İsteniyor

Başörtüsü düzenlemesinin bu pakette yer almasını sert sözlerle değerlendiren İsmail Koncuk, “PKK’nın kirli talepleri ile başörtüsü meselesini aynı paketin içine koyarak bu sorunu çözdük demek ayıptır.” dedi. Koncuk, “ Biz Türkiye Kamu-Sen olarak geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptık ve “Milletimizin ortak mutabakatı olan konular PKK talepleri ile aynı pakette yer almamalıdır.” dedik. Şimdi vatandaşımız diyor ki, ben kamusal alanda başörtümü takayım. Müslüman bir milletimiz ve başörtüsü konusunda ortak bir zeminde Türkiye’de oluştu. Biz bu konunun paketten ayrı tutularak, kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılacak bir değişiklikle çözülmesini istedik ve destekledik. Neden bugüne bırakıldı bu konu?

Bazı sendikalara imza kampanyaları yaptırıldı ve zemin hazırlandı. 11 yıldır iktidarınız döneminde bu yönetmeliği değiştirmeyi başaramadınız ve böyle bir günümü beklediniz? Benzetmemi mazur görünüz ama kirli talepleri başörtüsü ile örtme taktiği ve stratejisidir bu. Çok çirkin ve kirli bir stratejidir bu. PKK’nın talepleri ve İslam’ın simgelerini aynı pakete koyacağız ve milletimize baş örtüsü problemini çözdük diyeceksiniz. Elbette bu konunun çözümünü destekliyoruz ama neden öncesinde çözmediniz? Türkiye Kamu-Sen olarak defalarca uyardık bu pakete koymayın diye ama ne yazık ki yine bu paket içerisine konuldu.” dedi.

Andımız’ı Kaldırmak Bu Millete Hakarettir

Pakette yer alan “Andımız”ın kaldırılması konusunu detaylı bir şekilde değerlendiren Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bunun altında planlı ve organize bir şekilde Türk kimliğini aşağılama ve yok etme anlayışının olduğunu söyledi. Koncuk, “Andımız’ın kaldırılması kararı milletimize yapılmış bir hakarettir. Andımız meselesini vatandaşlarımızın çok iyi değerlendirmesi lazım. Bunu sadece öğrencilerimize okutulan bir metnin kaldırılması olarak görmek çok eksik bir değerlendirme olacaktır.

Planlı ve programlı olarak Türk kimliğini aşağılama, Türk kimliğini yok etme, pasifiz etme anlayışı var yıllardır. Bazı STK’lar, Sendikalar geçen yıl Andımız’ı “Ti” ye alan afişleri Diyarbakır sokaklarında astılar. Diyorlar ki, çocuklarımıza neden yalan söylettiriyoruz, doğruyum demeyle, çalışkanım demeyle böyle mi olunuyor? gibi bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu nasıl bir kafadır bunu anlamak mümkün değil. Doğruyum demeyle bu ülkede doğru olunmuyorsa ya da çalışkanım demeyle çalışkan olunmuyorsa bunda Andımız’ın suçu nedir? .

Esas rahatsızlık tabi bunlar değil, rahatsızlık “Türküm”le başlamasıdır, varlığım Türk varlığına armağan olsun ve Ne Mutlu Türküm Diyene veciz sözüyle bitmesidir. Andımız’dan rahatsız olanların, Türklük şuurundan yoksun olanların derdi budur. Sayın Başbakan tek millet diyor, tek bayrak diyor, o zaman şunu sormamız lazım, “ bu milletin adı nedir? Tek millet diyeceğiz ama Andımız’ı kaldıranlara göre, bu milletin adı yok. Eğer Türk adından bir rahatsızlık varsa bunu çıkın ifade edin. Milli hassasiyeti olan insanlar diyor ki, biz Türk’ü kan anlamında ifade etmiyoruz, kültürel bir birliktelik, anayasal bir vatandaşlık kavramı ve üst kimlik olarak bu Coğrafya’da yaşayan insanların bir adı olmalı” diyoruz. Tek millet diyorsanız o zaman bu millete bir ad koyun.” dedi.

YORUM YAP