
Türkiye, dün 12. Cumhurbaşkanını seçmek için sandığa gitti. Bu satırları okuduğunuz sırada adaylardan Recep Tayyip Erdoğan da, Ekmeleddin İhsanoğlu da veya Selahattin Demirtaş da seçilmiş olabilir. Belki de hiçbir aday yüzde 50 barajını aşamayıp seçim 2. tura kalabilir. Anlatmak istediğimiz mesele kimin seçildiğiyle ilgili değil, seçilenin ne yapması gerektiğiyle ilişkilidir.
Türkiye çok uzun süredir kimileri kabul etmek istemese de gergin günler yaşıyor. Hoş, bu memleketin gerilecek çok konusu vardır. Kürt sorunu biter, Ermeni meselesi başlar, o biter Kıbrıs devreye girer, o biter başka bir şey başlar. Listeyi uzatmak mümkündür. Ama son dönemde dış kökenli sorunların yerine daha çok laiklik, etnik kimlik, mezhepler gibi tartışma konularıyla gerginlikler yaşandığı da bir gerçek.
Cumhurbaşkanı seçimi sırasında özellikle adaylardan Recep Tayyip Erdoğan’ın gerginliği körüklediği, tansiyonu yükselttiği yönünde çok yorumlar yapılıyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘Sen Alevi olabilirsin, ben de Sünniyim’, HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’a ‘Zaza’ sözleri ve ‘Çıktı bir tanesi affedersin, çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu’ şeklindeki açıklaması genel kabul görebilecek, benimsenecek türden değil. Hatta bu söylemler nedeniyle Başbakan Erdoğan hakkında, ayrımcılık ve nefret suçu işlediği gerekçesiyle suç duyuruları yapıldı.
Memleketin Türk – Kürt, Alevi – Sunni, laik – muhafazakar biçiminde ayrışmalara yönlendirildiği, bu ayrışmanın ulus devlet modeline zarar verip toplumsal birlikteliği zedelediği yönünde genel görüşler var. Bu ayrışma ve yönlendirmelerin ulusal psikolojiyi bozduğunu, sosyolojik olarak birlikte yaşamın temellerini sarstığını söylemekte yarar var. Hele tarihimiz de Sivas, Çorum, Maraş gibi katliamları ve fikri ayrılıklar nedeniyle yaşanan karmaşaları düşününce olasılıkların hiç de iç açıcı olduğunu söyleyemeyiz.
Amaç laf kalabalığı yapmak değil. Kestirmeden, eğip bükmeden sözü söylemekte yarar var. Memleketin yeni cumhurbaşkanı kim olursa olsun, genel ilkeleri belirleyip, endişeleri ve gerginlikleri giderip toplumsal huzurun sağlanması için çaba göstermesini istiyoruz.
Aksi halde koltuğuna oturacak ne bir makam ne de bir ülke bulabilir!
SATIR ARASI
M.ÖMER ÜNEY
omeruney01@gmail.com