İMO Adana Şubesi, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü Kapsamında Açıklama Yaptı
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi Munise Şen Altuntaş, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü nedeniyle açıklama yaptı.
25 Kasım 1960 tarihinde, Dominik’te diktatörlüğe karşı direnirken rejim güçleri tarafından katledilen Mirabel kardeşlerin anısına, 25 Kasım tarihinin, dünyanın dört bir yanında kadına yönelik şiddete karşı mücadele günü olarak simgeleştiğini ifade eden Altuntaş; kadına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olduğu vurguladı.
Kadınların tüm dünyada şiddete, cinsiyet ayrımcılığına ve her türlü eşitsizliğe karşı dayanışma ruhuyla direnmeye devam ettiğini belirten Altuntaş, açıklamasına şöyle devam etti:
“Kadına yönelik Şiddetle mücadele yükselerek devam edecektir, çünkü daha alınması gereken çok yol, atılması gereken çok adım adım vardır.
Hele ki; her gün sayısı giderek artan kadın ve çocuk cinayetleri ve tacizleri ile karşı karşıya olduğumuz; azalmak bir yana vahşet ve şiddet dozunun, fütursuzluğun had safhaya vardığı ülkemizde, bu mücadelenin sürdürülmesi çok önemlidir.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre, 2024 yılının ilk 10 ayında 343 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 207 kadının ölümü hala şüpheli. Kimi zaman intihar etti denilerek kadınların ölümleri karanlıkta bırakılmak isteniyor. Kadınlar çoğunlukla evlerinde öldürülüyor ve yine en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Evli oldukları erkekler, ayrılmak istedikleri erkekler, babaları, akrabaları kadınları öldürüyor.
Peki, neden kadına yönelik şiddet giderek artıyor. Konuşmalara bakarsanız herkes, kadına yönelik şiddeti kınıyor, ama şiddete karşı birinci dereceden önlem alması gerek siyasi iktidar, bırakın önlem almayı var olan yasaların bile uygulanmasını sağlamıyor.
Nitekim 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin kullanılması dahi bu cinayetleri azaltabilirdi. Yine 20 Mart 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla “İstanbul Sözleşmesi” ya da tam adıyla “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden çekilmek, ülkemiz açısından önemli bir kayıp olmuştur.
Elbette ki kadına yönelik şiddetle mücadelede, uygun yasaların olması ve bu yasaların uygulanması önemli bir adımdır ama bu mücadele, sadece yasal mevzuatla sınırlı değildir.
Kadınların maruz kaldığı şiddet, bireysel değil toplumsal bir sorundur. Erkek egemen zihniyetin, tüm mecralardan pompalanan, kadını eve hapseden, bir birey olarak görmeyen hakim gerici anlayışın sonucudur.
Bizler kadına, çocuğa yönelik şiddet, taciz son bulsun istiyoruz, Ceyhan’da geçtiğimiz ay olduğu gibi 12, 13 yaşlarındaki çocuklar “çocuk doğurmasın” istiyoruz. ‘Narin’lerin, yeni doğan bebeklerin acımasızca katledildiği bir toplumsal yaşam istemiyoruz.
Ülkemizde kadınlar haklarının farkında, kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor. İktidarı, yetkilileri önlem almaya, yasaları uygulamaya davet ediyor. Biz inşaat mühendisi kadınlar da bu yükselen mücadelenin bir parçası olmaya devam edeceğiz.”