Son yerel seçimler Türkiye genelinde büyük yankı uyandırdı. Taşlar yerinden oynadı. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere iktidarın elindeki büyük belediyelerden bir çoğu kayıp gitti. Adana Büyükşehir Belediyesi’nde de CHP, Zeydan Karalar’la yaklaşık 30 yıl sonra koltuğu kazanan parti oldu. Mersin’de Vahap Seçer de adaylık sürecinde büyük bir performansla ipi göğüsledi.
Hele İstanbul’daki seçimler belki de İstanbul tarihinin en ilginciydi. Birincisi yetmedi; İmamoğlu ikinci seçimde büyük bir farkla yeniden başkan oldu. O tarihten bu yana hizmet üretmek adına neredeyse iktidarın tüm katmanlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Marketlerde 8 liraya satılan sütü İstanbul’da çocuklara ücretsiz dağıtıyor, ucuz ekmek veriyor. Parası olmayana bedava ekmek ulaştırıyor. Pandemi döneminde elektriğini suyunu ödeyemeyenler için gerçekleştirdiği kampanyaları da hatırlarsınız. Ziraat Mühendisleri Odası geçmiş dönem başkanlarından Gökhan Günaydın’ı da tarım dairesinin başına getirerek köylüyü ve çiftçiyi kalkındırmanın derdiyle dertleniyor. Öğrencilerden yaşlılara, kadınlardan çocuklara kadar bir dolu çalışmayla dikkat çekiyor. Üstüne üstlük mecliste çoğunluğu bulunan muhalif üyelerin işin adı ne olursa olsun tereddütsüz reddetmelerine rağmen başı dik bir şekilde hizmette sınır tanımamaya çalışıyor.
***
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu cephesi böyleyken bir de Adana’nın İmamoğlu ilçesine dönelim.
İmamoğlu ilçemizde genç bir başkan var. CHP’nin ilçe başkanlığını yaptığı dönemde şahit olduğum için bu yazıyı rahatlıkla yazıyorum. Gittiğimiz, gördüğümüz bir çok yerde “Kasım Başkan seni belediye başkanı olarak görmek istiyoruz” dediklerinde parti yöneticilerinin kafalarında şimşekler çaktığını biliyorum. Birkaç yerde değil hemen her yerde aynı görüş hakim olunca Kasım Karaköse de bu fikri kafasında iyiden iyiye oluşturdu. Partili-partisiz kim varsa etrafında gören Karaköse, bilindiği üzere lafını esirgemeyen, gerekirse partiyi eleştirebilen bir yapıya sahip.
***
Gün gelip çatınca görüldü ki İmamoğlu ilçesinde herkes Karaköse’nin adaylık açıklamasına beklemeye koyuldu. Hiç kimse “Ben aday adayıyım, ya da ben de aday adayı olacağım” diye ortaya çıkmadı. Kendinden emin, kazanacağından şüphe duymayan Karaköse, bir iki görüşmenin ardından aday olarak çalışmalara başladı. Tıpkı Adana Büyükşehir’de olduğu gibi on yıllar sonra İmamoğlu ilçesinde belediyeyi CHP’ye kazandıran isim oldu. İmamoğlu ilçesi daha çok muhafazakar yapıya sahip insanlardan oluşur. Bu açıdan bakıldığında CHP’li bir ismin belediye başkanlığını kazanması büyük bir başarıdır.
Peki belediyeyi kazanan Karaköse, bu süre zarfında ne yaptı?
Tıpkı İstanbul’da İmamoğlu gibi, İmamoğlu ilçesinde sosyal belediyeciliğin güzel örneklerini sergilemeye başladı. Kırsal ilçelerde hangi belediyenin öğrenciler için yurt yaptığını bilmiyorum. Ama İmamoğlu Belediye Başkanı Kasım Karaköse, ilçede okuyan öğrenciler için yurt açtı. Yiyeceklerini de temin etti. İlçeye ücretsiz düğün salonu yaptı. Evlenecek yoksul insanlar için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok. Yemekhane hizmeti sunmaya başladı. Kim olursa olsun gelsin karnını doyursun diye ekmeği yemeği eksik etmedi. Şimdi tarihi mekânları gün yüzüne çıkarmanın uğraşını veren Karaköse, ayrıca sporda da gençlerin önünü açtı. Sporcuların her türlü ihtiyacını karşılayan, onlarla deplasmanlara giden genç başkan son olarak ilk abonesi olduğu doğalgazı da ilçeye kazandıran isim oldu. Bundan sonraki süreçte daha iyi işler yapacağını düşünüyorum.
***
Türkiye’nin hizmet çeşitliliği açısından İstanbul’da İmamoğlu, İmamoğlu ilçemizde Karaköse örneklerinde olduğu gibi yeni bir döneme girdiğini söyleyebiliriz.
Halkın işsiz, halkın yoksul olduğu bir dönemi yaşıyoruz maalesef…
Merkezi idarenin kaynakları doğru kullandığını söylemek de pek mümkün değil…
Umudumuz belediye başkanlarında…
İmamoğlu ve Karaköse örneklerinin çoğalmasını diliyorum.
Kalın sağlıcakla…