O Şirazlı Türk (güzel) bize iltifat eder,
gönlümüzü alır,aşkımızı kabul ederse,
onun siyah benine Semerkant’ı da
bağışlarız Buhara’yıda.”
Hafız i Şirazi
Dünyanın en eski uygarlıklarından birine ev sahipliği yapan İran’a seyahatimde ilk gittiğim şehir Şiraz’dı. Beni benden aldı bu şehir. Yüzyıllardır kimlere evsahipliği yapmamış ki. Ve her medeniyetten de bir şeyler alıp filozoflar üretmiş adeta.
İpekyolunun da geçtiği bir güzergahı takip ederek gerçekleştirdiğimiz İran gezimizde Dünyaca ünlü Hafız i Şirazi’nin ve Saadi’nin türbelerini de ziyaret ettik. Bildiğiniz klasik türbelerin aksine şairlerin bestelenmiş şiirleri çalıyor ve çoğu ziyaretçiler yanlarında getirdikleri kitaplarından Hafız’ın dizelerini okuyor. İran’da sanatçıya verilen bu önem, halkın ilgisi bizlere çok ilginç geldi ve mutlu etti.
İran Türklere vize uygulamıyor, rahatlıkla pasaportunuzu alıp gidebiliyorsunuz. Her girdiğiniz yerde Türkçe bilen birilerine rastlıyorsunuz, Türkmen nüfusu oldukça fazla. Hal böyle olunca Türkleri de çok sevmeleri kaçınılmaz. İran seyahati yapacak hanımların ise en çok merak ettiği İran’a turist olarak gittiğimizde başımızı örtüp örtmeyeceğimiz. Evet uçaktan iner inmez başımızı örtüyoruz ve ülkeye alkol sokmak kesinlikle yasak. Ama bu bir gezgini caydırmamalı çünkü giden herkes tekrar tekrar gitmek istiyor, o denli güzel bir ülke İran.
Şiraz’da gül bahçelerinin içinde yer alan türbelerin dışında; en lüks semtlerinden birinde yer alan “İrem Bahçeleri” de ortasındaki harika saray ve dinlenip çay kahvenizi içip sohbet edeceğiniz şirin bir park alanı. Ve tabi ki Pers imparatorluğunun eski başkenti “Persopolis”. Kimbilir kimleri ağırladı bu topraklar ama son ağırladıklarından Muhammed Rıza Pehlevi 1971’de Pers İmparatorluğu’nun kuruluşunun 2500. yılı kutlamaları burada yapılır. İhtişam üstü ihtişamdır. Tüm organizasyon yurtdışından yapılır, uçaklar dekorları Fransa’dan taşırlar. Dünyanın en büyük yemek davetidir. Bu belki de Pehlevi’ler için sonun başlangıcıdır.
Bir ara Pers İmparatorluğuna başkentlik yapmış Pasagrad ve ilginç bir Zerdüşt Tapınağının da bulunduğu Nakş-i Rüstem’i gezerek Şiraz’dan ayrılıyoruz.
Rehberimiz ise çok iyi Türkçe konuşan bir İran’lı Türkmen olan Marina. İran konusunda tabuları yıkan bir hanım. Ama bu İslami devrim onu biraz rahatsız etmiş veya gelirini az buluyor anlaşılan ki sürekli Türkiye’de iş soruyordu. Nisan ayında gerçekleştireceğimiz bir de gezimiz var İran’a. Merak edip gelmek isteyenler Nevatur’un web sayfasından programı inceleyebilirler.
Güzel İran’ın Güzel Şehri İSFAHAN bir sonraki yazımın konusu olacak.
Bu konuda tüm merak ettiğiniz konularda bana belgin@nevatur.com.tr adresimden ulaşabilirsiniz. 
