Mimarlar Odası Adana Şubesi Başkanı Bekir Kamışlı, Adana’da son otuz yılda izlenen imar politikalarının yağan yağmurun sele dönüşmesinin en temel nedeni olduğunu, özellikle son otuz yıl içerisinde “Modern Adana” olarak gösterilen “Kuzey Adana Bölgesi”nin yağan yağmurdan en çok etkilenen bölge olduğunu söyledi.
Son günlerde Adana’da art arda yağan yoğun yağmurun bir doğa olayından çıkıp bir kentsel afete dönüşmesinin bu kentte geçmişte izlenen kentleşme politikalarının iflasının bir fotoğrafı olduğunu ifade eden Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, “Geçtiğimiz günlerde mevsim normallerinin dışında yağan yağmur kentimizin gerçek yüzünü ortaya çıkartmıştır.” dedi.
Kamışlı yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Kanallara dönüşen ana yollar, geri tepen kanalizasyonlar, taşan kanaletler, zeminde su basan iş yerleri ve evler kentte yaşamı durma noktasına getirmiştir. Kentte yağan yağmur belki mevsim normallerinin dışındadır veya normalden biraz fazla yağmıştır. Ancak ne olursa olsun bu bir doğa olayıdır. Doğa olayının bir afete dönüşmesini doğal olarak göstermek veya sadece altyapı yetersizliğine bağlamak asıl nedeni gözden kaçırmaktır. Altyapı yetersizliği bir gerçek ancak tek başına neden değildir.
30 YILLIK POLİTİKANIN ESERİ
Adana’da son otuz yılda izlenen imar politikaları yağan yağmurun sele dönüşmesinin en temel nedenidir. Özellikle son otuz yıl içerisinde yapılaşmış Yeni Adana denilen Kuzey Adana bölgesinin böyle bir kentsel afete maruz kalmasının en önemli nedeni arsa ve arazi yağmasına dayalı izlenen kentleşme politikaları, arsa rantını maksimize etmek için yoğun yapılaşmayı öngören imar planları, bölgedeki aktif durumdaki birçok derenin imara açılması, kısacası betonun rantına yenik düşmüş imar planları, yağmurun sele dönüşmesinde en önemli rolü oynamıştır.
Eskiden yağan yağmurdan en çok kaçak, imarsız, dar gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı bölgeler mağdur olurken bu gün gördük ki imarlı, modern Adana dediğimiz Kuzey Adana bölgesi yağan yağmurdan en çok etkilenen bölge olmuştur.
ÇAĞDAŞ KENTLEŞME BETONLAŞMADEĞİLDİR
Yıllardır ilgili meslek odaları olarak imar uygulaması yapan yerel yönetimleri sürekli uyarmamıza rağmen, bu feryadımıza duyarsız kalınmış ve daha çok inşaat alanı içeren imar planları, daha çok betona teslim edilmiş yaşam ortamları yetkililerin tercihleriyle kente hakim kılınmıştır. Bu güne kadar yapılan tüm imar planlarında kamu yararından çok kişi yararı ön plana çıkartılmıştır. Çevre, yeşil, çağdaş yaşam alanları gibi imar planlarının kamu yararını gözeten faktörleri göz ardı edilerek çarpık yapılaşmanın nedeni olan imar planları hayata geçirilmiştir. Kentte arsa kıtlığı varmış gibi önüne gelen her yere beton bloklar dikmeyi çağdaş kentleşme sanan anlayış yağan bu son yağmurla iflas etmiştir. Belediye meclislerimiz bu son musibetten dersler çıkartarak artık her toplantısında yeni imar tadilatları yaparak kenti mahvetmekten vazgeçmelidirler. Belediye başkanlarımız ve Belediye meclis üyelerimiz kenti bir bütün olarak gören kentlinin yaşam alanlarını gözeten doğaya saygılı kişi yararından uzak bir planlamanın bu kentinde hakkı olduğunu içselleştirerek yeni kentleşme politikalarını geliştirmelidirler.”