Toros Kaplanı, ‘kupa mesaisi’ne çıktı..
Rakip; ‘Süper Lig’in gediklisi Bursaspor’du..
Kağıt üzerinde herkes Timsahların sahadan farklı bir skorla ayrılacağını düşünüyordu..
Ama daha önce de söylediğim gibi futbol, kağıt üzerinde değil, yeşil sahada oynanıyor!.
Öyle de oldu..
Pek şans tanınmayan turuncu-beyazlılar, gücü ölçüsünde rakibine karşı koydu..
Göze hoş gelen ve zaman zaman tehlike yaratan bir futbol ortaya koydu..
Rakip kalede gol ve goller aradı ama o anlarda da ‘tecrübe’ ve ‘kalite’ farkı ortaya çıktı!.
Yeşil-beyazlılar ise, işi riske atmadan basit bir futbol ortaya koydu..
Tempo zaman zaman arttı, zaman zaman da düştü..
Ama her şeye rağmen, ortaya bana göre ‘futbol ziyafeti’ çıktı..
Özellikle her iki takımı da kutlamak gerek!.
Neden mi?.
Hem Adana, hem de Bursa oyunu çirkinleştirmeden, centilmence sahada mücadele etti..
Her iki takım da birbirine saygı duyup, sadece futbolun doğrularını ortaya koymaya çalıştı..
Adanaspor biraz gününde olsa belki rakip kalede gol ya da goller de bulabilirdi..
Belki de Toros Kaplanı’nın atacağı bir gol, Timsahları hırslandıracak ve kendi üzerine çekecekti..
İşte böylesine bilinmez bir maçtı..
Hiç kimse skorun 2-0 Bursa lehine olduğuna bakmasın!.
Çünkü sahada oynanan futbol, her an her iki takım için de çok farklı bir tabloyu ortaya koyabilirdi..
İsterseniz bir de istatistiklere bakalım..
Zorlu 90 dakikada topa daha fazla sahip olan taraf, yüzde 52’lik değerle turuncu-beyazlılardı..
Ancak buna karşılık, golü daha çok isteyen ve arzulayan tarafsa yeşil-beyazlılar..
Koca 90 dakika boyunca Adanaspor, rakip kaleye tam 9 şut gönderirken, bunların 5’inde isabet sağladı..
Buna karşılık Bursaspor ise, 14 şuttan 8 isabet sağladı.. Bunların da 2’si zaten ağlarla buluştu..
İlk yarı Toros Kaplanı, ikinci yarı da Bursaspor’un kuzey kalede hep ofsayta düşmesi ve her iki takımın da 2’şer kez ağlarla buluşan pozisyonunun ‘ofsayt’ gerekçesiyle iptal edilmesi, bir başka ilginç noktaydı..
Sonuç her ne olursa olsun iki takımı da kutlamak gerek..
Futbolu çirkinleştirmeden, centilmence mücadele ettiler..
**** **** **** ****
Gelelim futbolun çirkin taraflarına..
Tribündeki az sayıdaki ‘taraftar’, aslında onlara ‘taraftar’ bile demek gelmiyor içimden ama neyse..
Sayıları bir avucu geçmeyen bir topluluk, maçı bırakıp ağza alınmayacak hakaret ve küfürlerle tezahüratlarda bulundu..
Teknik Direktör Kemal Kılıç’a ‘şarapçı’ yakıştırmaları hiç ama hiç olmadı!.
Ayıptır beyler ayıp!.
Bir insanı beğenmeyebilir, hocalığını eleştirebilirsiniz.. Ancak bunun yolu böyle olmaz!.
Onlara en güzel cevabı da yine Kemal Hoca, maç sonrası düzenlediği basın toplantısında verdi..
Kılıç, “Bu nasıl taraftarlık, bu nasıl bir ahlak anlayışı? Bırakıp da futbol oynayalım. Ayıptır yahu ayıp. İçinizde hiç mi Adanaspor sevgisi kalmamış sizin? İnsan değilsiniz siz” dedi..
Doğru söze ne denir?.