İsmet Ramazan Selçuk – ismetselcuk01@hotmail.com
Anlaşılır gibi değil.
Hadi eş zamanlı bir maç daha olsa, sonucuna göre alacağın puan veya puanlar rakibini veya senin takımını bir üst tura taşıyacak olsa; belki mazeret üretilebilinir.
“Maçı 10 dakika geciktirelim. Öteki karşılaşmanın neticesine göre pozisyonumuzu alalım” dersin, beklemeye geçersin.
Oysa gerçek hiç de öyle değil.
Eskişehirspor-Göztepe Play-Off maçı 5 kez sahaya atılan yanıcı maddeler nedeniyle kesintiye uğradı.
Yaklaşık 30 dakika uzamasına neden oldu.
Bu ne sportmenliğe, ne taraftarlığa, ne de insanlığa yakışmıyor.
Zira;
O taraftarın arasında astımlı hasta olabilir. Dumanlardan rahatsız olsa ve ölse vicdanın sızlamayacak mı?
Ayrıca;
Sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle hakem “güvenlik” gerekçesiyle maçı ertelese, 30 bine yakın taraftarın parasına, emeğine yazık olmayacak mı?
Elbette olacak.
Bir de;
Yanıcı maddelerin “ekmek arası” tribünlere sokulduğu anlaşıldı.
Bazı holiganlar bunu sosyal medyada fotoğrafıyla paylaştı.
Pes doğrusu!
Diyorum ki;
TFF ve ilgili kurumlar bu konuda radikal önlemler almalı. Futbola yakışmayan bu görüntülerin bir daha yaşanmaması için son noktayı koymalı.
***
Malumunuz;
Adana’da tabiri caizse “Hasan Şaş” krizi yaşandı.
Demirspor Başkanı Mehmet Gökoğlu’nun basın toplantısını sosyal medya aracılığıyla izledim.(Bu arada bu yayını gerçekleştiren meslektaşlarıma teşekkür ederim). Hasan Şaş şu ana kadar açıklama yapmadığı için Sayın Gökoğlu’nun beyanını esas alıyorum ve konuya giriyorum.
Esasında;
Mesele tam anlamıyla açıklığa kavuşmuş değil.
Sayın Gökoğlu’na göre Hasan Şaş’la görüşme yapıldı. Tesislerden ayrılan Şaş, “Ben sizi arayacağım” dedi.
Yine Sayın Gökoğlu’nun açıklamasına göre arayan-soran olmadı.
Ve;
Muamma başladı.
-Taraftar neden görüşme öncesi tesislere geldi?
-Taraftara görüşme konusunda çağrıda bulunuldu mu?
-Yönetim ile Hasan Şaş arasında “para” konusunda anlaşmazlık yaşandı mı?
–Hasan Şaş telefonlarını kapattı mı?
-Bu konuda Hasan Şaş neden konuşmuyor.
Bu nedenle;
Muhataplardan bir tarafın açıklama yapmasından dolayı, doğal olarak bunlar ve benzeri sorular halen yanıta muhtaç gibi görünüyor.
Neyse;
Bulunsa da artık benim için hiçbir önemi yok.
Zira;
Hiç kimse Adana Demirspor’dan “büyük” değildir.
Ne başkanlar, ne yöneticiler, ne teknik direktörler, ne futbolcular geldi, geçti.
Kimisi hüsran, kimsi sevinç yaşattı.
Artık; “emeği geçenlere teşekkür ediyor, bunları geride bırakalım, önümüze bakalım” diyorum.
Netice olarak;
“Kim doğru”, “kim yanlış” yaptının peşine düşmeyelim.
“Ulu Çınar” Demirspor’a kalıcı gelir kaynakları yaratalım. (Ki, kimseye muhtaç olmayalım).
Kulübün çıkarları doğrultusunda hareket edelim.
Doğru ve isabetli transferler yapalım.
Geride bıraktığımız sezondaki “acıyı” bir daha yaşamayalım…