DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

ÇUKUROVALI KADINLARIN 3300 YILLIK GURURU

Yayınlanma Tarihi :
ÇUKUROVALI KADINLARIN 3300 YILLIK GURURU

puduhepa_nurlu_erkanCumhuriyet Halk Partisi (CHP)  Kadın Kolları Merkez Yürütme Kurulu (KKMYK) Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Üyesi Nurlu Erkan, 3 bin 300 yıl önce Ceyhan’ın Tatarlı köyünde doğan, dünyanın bilinen ilk yazılı barış antlaşmasına imza atan, devlet yönetiminde etkin olan Hitit Kraliçesi Puduhepa’nın Çukurova’nın gurur kaynağı olduğunu söyledi.

CHP Kadın Kollarına Puduhepa’yı Anlattı

Nurlu Erkan, CHP Çukurova İlçe Örgütü’nde kadın kollarına Çukurovalı Puduhepa ile ilgili bir sunum yaptı. Sunumu CHP İl Kadın Kolları Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Av. Rukiye Çinkılıç, CHP Çukurova Kadın Kolları Başkanı Zihneti Emre, CHP Seyhan Kadın Kolları Başkanı Nevin Biçer, CHP Çukurova Belediye Başkan Aday adayları Fethiye Atıl, Yasemin Yılmaz ve Serap Baltacı ile CHP’li kadınlar izledi.

Erkan, Çukurova’da yaşamış olan Hitit Kraliçesi Puduhepa’nın yaşamından örnekler vererek, kadının, tarihteki, toplumsal ve siyasal yaşamdaki yerini ve önemini vurguladı.

‘Puduhepa’nın Barışa Olan Katkısı Suriye’ye ve Dünyaya Örnek Olmalı’

Erkan, bundan 3300 yıl önce de Hitit ve Mısır uygarlıkları arasında Kadeş’de, bugünkü Suriye Humus yakınlarında, büyük bir savaşın yaşandığını hatırlattı. Bu savaşın bir kadın kraliçenin imzasını da taşıyan ve gerçek anlamda tarihe geçen bir barışla sonlandığını ifade eden Erkan, Puduhepa’nın siyasi yaşam hikayesinin Suriye’ye ve de dünyaya örnek olması gerektiğini söyledi. Erkan, Kadının barıştaki ve devlet yönetimindeki yerinin önemini, Kadeş Barış Antlaşması’na imza koyan Puduhepa’nın 3300 yıl önce gösterdiğini kaydetti. Erkan, Kadeş Barış Antlaşmasının bakır üzerine yapılmış bir replikasının 1970 de o zamanın Türkiye Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil tarafından ,Birleşmiş Devletler New York Genel Merkezine hediye edildiğini ve bu replikanın halen BM giriş duvarında asılı olduğunu da vurguladı

Ceyhan’nın Tatarlı Köyünde Doğdu

Puduhepa’nın 13 yüzyıl başlarında bugünkü adıyla Ceyhan’ın, Tatarlı köyünde dünyaya geldiğini ve doğurganlığı, bereketi, aşkı ve savaşı simgeleyen tanrıça İştar’ın rahibesi olduğunu anlatan Erkan, Hitit generali Hattuşili’nin Kadeş savaşından dönerken Kizzuwanta’da  Puduhepa ile karşılaşıp evlendiğini, III Hattuşili’nin kuzeni III Mursili’yi yenmesinin ardından da Puduhepa’nın  Hitit kraliçesi olduğunu aktardı. Erkan, Puduhepa’nın kraliçe olmadan önce de güçlü bir kadın olduğunu vurguladı.

Etkin ve Güçlü Bir Kraliçe

Puduhepa’nın devlet işlerinde, politikada, hukuki ve dini konularda görevlerini eşi ile eşit bir şekilde ve de bağımsız olarak yerine getirdiğini, Hitit mahkemelerinde yargıç olarak, uluslararası diplomaside kendi özel mührü ile etkin bir kraliçe olduğunu belirten Erkan, “Puduhepa aynı zamanda bir kadın, bir anne, sadık bir eş, güçlü, saygılı, adil, cesur, karar verici ve M.Ö. 13 yüzyılda ülkesi büyük Hitit İmparatorluğunu (sınırlarının çoğu bu günkü Türkiye toprakları sınırları içindedir) eşi ile eş yönetebilen bir kadındı dedi. İşte bu kadın, bizim bu topraklarımızda doğdu ve yaşadı” diye konuştu.

‘Çukurovalı Kadınların Gururu’

Erkan, Mısır Kralı II. Ramses ile Hitit İmparatoru II Muwatalli arasında M.Ö.1296’da Kadeş’te (Bugünkü Suriye’nin kuzey batısı Humus şehri yakını, Asi ırmağı çevresi) yaşanan savaştan 15 yıl sonra imzalanan ve gümüş plaka üzerine yazılan Kadeş Barış Antlaşmasında III Hattuşili ve II Ramses’le birlikte Puduhepa’nın da bağımsız mührünün olduğunu ifade etti. Bu nedenle  Puduhepa’nın “Savaşa değil barışa imza koyan eş kraliçe” olduğunun altını çizen Nurlu Erkan, 3 bin 3 yüz yıl önceki gibi, ses getirecek bir barışın da Suriye’de yapılması dileğini ifade etti. Puduhepa,  dünyanın ilk barış antlaşmasına imza atacak kadar güçlü bir kadın olarak bugün biz Çukurovalı kadınların gururudur” şeklinde konuştu.

‘Kadın Tarihi’ Çalışmanın Önemi

‘Kadın Tarihi’ üzerinde çalışılmasının bugünkü toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesine ışık tutacağını dile getiren Erkan, iki bin yılı aşkın bir süredir tüm dünyada ataerkil toplumlarda kadınların ikincil hale getirilip baskılandığını belirterek, artık kadınları toplum yaşamından, tarihinden uzaklaştıran dengesizliğe dur dememiz gerekli ve hatta zorunludur. Gelecekte veya ideal bir dünyada buna gerek olmayabilir, ama şu anda eşitlik özleminin tam olarak hayata geçirilmesine kadar kat edecek çok yolumuz vardır. ”Daha iyi ve daha barış dolu bir dünya için daha  çok karar veren kadınların var olmasını istiyoruz. Gücümüz de sözümüz de olsun. Sorumluluğumuz da yetkimiz de olsun” dedi.

YORUM YAP