DOLAR34,8921% 0.03
EURO36,6495% -0.06
STERLIN44,6612% 0.24
FRANG39,4752% 0.07
ALTIN3.048,69% 0,09
BITCOIN101.267,334.678

BİR ANNENİN GÖZYAŞLARI

Yayınlanma Tarihi :
BİR ANNENİN GÖZYAŞLARI

 

av2Adana’da ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında kadın avukatlar, cübbeleriyle eylem yaptı, erkek meslektaşları da onlara destek verdi. Eyleme gözyaşlarıyla damgasını vuran ise, boşanmak istediği eşi tarafından öldürüldüğünde henüz 4.5 aylık hamile olan Burcu Çifçi’nin annesi Songül Özbek’ti. “Yaşadığım acının tarifi yok” diye gözyaşlarına boğulan Özbek, “Bu ülkede kadının eşinden ayrılması ya da boşanması diye bir şey yok, ölüm varmış. Tek gerçek buymuş, bunu anladım” dedi.

SONER KAN

av1ADANA – Adana’da kadın avukatlar, cübbelerini giyip sokağa çıktı. ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında eylem yapan kadınlara, erkek meslektaşları da destek verdi. Eyleme; boşanmak istediği eşi tarafından öldürüldüğünde henüz 4.5 aylık hamile olan Burcu Çifçi’nin annesi Songül Özbek’in gözyaşları damgasını vurdu. Özbek, “Yaşadığım acının tarifi yok. Kadın cinayetleri artık son bulsun” diye gözyaşı döktü.

KADINLARDAN CÜBBELİ EYLEM

Adana Barosu’na kayıtlı kadın avukatlar, ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında eski Adliye Binası önünde bir araya geldi. Cübbeleriyle eylem yapan avukatlara, erkek meslektaşları da destek verdi. Farklı tarihlerde eşi ve yakınlarınca katledilen kadınların aileleri de oradaydı. Burada konuşan Adana Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Sibel Bayındır, kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunun altını çizdi.

av3BU ÜLKEDE KADIN OLMAK ZOR

Bayındır, “Günün adı; ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’. Böylesi bir gün olmasına

Sebebiyet veren, ardı arkası kesilmeyen kadına yönelik fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddetin her türlüsünün artık son bulmasını istiyoruz. Bu ülkede kadın olmak zor. Kadınsanız, yaşam mücadelesi vermek zorundasınız. Evet, en temel hakkımız olan ‘yaşama hakkı’ için hala mücadele ediyoruz” dedi. Bayındır, konuşmasının devamında kadın cinayetlerine yönelik rakamları da paylaştı.

13 YILDA 13 BİN 381 KADIN ÖLDÜ

Bayındır, “2002-2015 yılları arasında tam 5 bin 406 kadın cinayet kurbanı oldu. Fakat, resmi kurumların verilerinden derlenen Birleşmiş Milletler istatistikleri ise, bambaşka bir tablo sunuyor. Buna göre; aynı yıllar arasında öldürülen kadınların sayısı 13 bin 381. Kadınların yüzde 47’si, modern hayatın gereği olan kendi yaşamlarına dair karar almak isterken öldürüldü” ifadesini kullandı. Kadın cinayetlerine yönelik mahkeme kararlarını da değerlendiren Bayındır, ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal indirimi’ne de tepki gösterdi.

kadin3KADIN GİBİ YAŞAMAK YÜREK İSTER

Bayındır, “Bu düzenlemeler, kanun maddesinin amacına ve gerekçelerine bakılmadan uygulanmakta, hatta ‘aşırı sevgi’ye dayanan, ‘tutku indirimi’ talebiyle meşrulaştırılmaktadır. 2015 yılının ilk 10 ayında toplam 346 kadın katledilirken, 73’ü de ağır şekilde yaralandı. Kadına yönelik şiddette illere göre yapılan araştırmada İstanbul ilk sırada yer alırken, Adana dördüncü sırada” diye konuştu. Bayındır, Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun; “Öleceksek adam gibi öleceğiz, kadın gibi yaşamayacağız” sözlerini de hatırlatarak, “Kadın gibi yaşayamazsın, çünkü kadın gibi yaşamak yürek ister” yanıtını verdi.

İNSAN HAYATI BU KADAR UCUZ MU?

Bayındır’ın konuşmasının ardından eyleme boşanmak istediği eşi tarafından öldürüldüğünde henüz 4.5 aylık hamile olan 20 yaşındaki Burcu Çiftçi’nin annesi Songül Özbek bir konuşma yaptı. Özbek, “Acım çok büyük ve yaşadığım acının tarifi yok. İçim öyle bir yanıyor ki, evlat acısı yaşamayan bilmez. Evladım ve karnında henüz doğmamış torunumun katiline 19 yıl verdiler. Bu adalet mi? 19 yıl değil, en ağır şekilde cezalandırılıp, müebbet hapis cezası almasını istiyorum. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?” diye sordu.

ÖLMESİYDİ ÖĞRETMEN OLACAKTI

29 yıldır evli olduğunu ve eşinin bir gün olsun kendisine elini dahi kaldırmadığını anlatan Özbek, “Bir kadın olarak, ben de şiddete karşıyım. Bu ülkede kadının eşinden ayrılması ya da boşanması diye bir şey yok, ölüm varmış. Hangi çağda yaşıyoruz? Bu durumu kabul etmek mümkün mü? Her sabah yavrumun fotoğrafına bakıp; ‘Günaydın’, akşam yatağa girdiğinde de ‘İyi geceler’ diyorum. Henüz 20 yaşındaydı. O cani kızımı daha 16’sındayken kaçırdı. Eğer kaçırmasaydı, o da bir öğretmen olacaktı. Suçu neydi yavrumun?” dedi.

YORUM YAP