DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

BARO’DAN YENİ KHK TEPKİSİ

Yayınlanma Tarihi :
BARO’DAN YENİ KHK TEPKİSİ

 

????????????????????????????????????

Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında hazırlanan 695 ve 696 sayılı iki yeni Kanun Hükmünde Kararname ile kamudan toplan 2 bin 766 kişi ihraç edildi. KHK’larla ayrıca taşeron işçi düzenlemesi ve tek tip kıyafet uygulaması da hayata geçirildi.

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, bugün yayınlanan 695 ve 696 sayılı kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) ile 135 kanun maddesinin değiştirilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasama yetkisinin bir kez daha gasp edildiğini, getirilen düzenlemelerle, taşeron işçilerin geçmiş haklarından vazgeçmeye zorlanacağını, cezaevlerinde ABD tarzı tek tip kıyafetin uygulamaya konulduğunu ve tek adam hükümranlığının egemen kılındığını belirtti. KHK’lar ile Yargıtay’a 100 ve Danıştay’a 16 yeni üye atanacağını da eleştirerek, “Yargı artık bağımsız olmadığı gibi, tam olarak tek adan iradesine teslim edilmiştir..” dedi.

“TÜRKİYE’DE MECLİSE VE MİLLETVEKİLİNE DE GEREK KALMADI”

OHAL ve KHK’lar karanlığında ülkemizin demokratik yollar kenara bırakılarak yönetilmeye devam edildiğini ifade eden Av. Küçük, “15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nin ardından bugüne kadar toplamda 30 KHK çıkartılmıştır. 3 günde püskürtülen darbe teşebbüsü sonrası sivil dikta anlayışının tüm uygulamaları 1.5 yıldır devam etmektedir. Terörle daha etkin mücadele gerekçesiyle ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkartılan KHK’lar aracılığıyla OHAL’in amacı ve kapsamı dışına çıkılarak hukuka aykırı düzenlemeler yapılmış, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmeye çalışan köhnemiş, çağdışı anlayış, KHK’ları amacının dışında kullanmayı alışkanlık haline getirmiştir. Daha önceki KHK’ların içeriğine ‘kış lastiği düzenlemesini de ekleyecek kadar ileri giden siyasi iktidar, son KHK’larla da 135 yasa maddesini değiştirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasama yetkisini adeta gasp etmiştir. ”

“DEMOKRASİDEN UZAKLAŞILIYOR”

Hangi konuda kanun, hangi konuda KHK çıkarılacağına tek adam olarak Cumhurbaşkanının karar verdiğini ifade eden Av. Küçük, “Yani Meclis’in ne zaman çalışacağını, ne zaman kenarda duracağını Cumhurbaşkanı belirliyor. Oysa Anayasa’nın hükümleri çok açık.

Türkiye’de maalesef bugün millet iradesi tek adamın emrine teslim edilmiştir. Yasalaşması düşünülen yasa değişiklikleri kamuoyu huzurunda tartışılarak kanun şeklinde olmalıdır. Kapalı kapılar ardında, bir gecede, ansızın ben yaptım oldu mantığı hukuki değildir. Bu durum, çok açık bir ifadeyle keyfiliktir, hukuksuzluktur, demokrasiden son sürat uzaklaşmaktır.” diye konuştu.

Neredeyse bir yıla yaklaşan süredir kurulan ve toplamda yüzbinden fazla müracaat almasına rağmen bugüne kadar sadece bir dosyayı karara bağlamış olan OHAL İnceleme Komisyonu görevini yapmamaktadır. Hal böyleyken kamudan çok sayıda yeni ihraçlar olmuştur.” diye konuştu.

“TAŞERON İŞÇİLERİ”

“Taşeron işçilere kadro düzenlemesi, Meclis’te detaylı görüşülüp eksiksiz çıkarılmalıydı” diyen Av. Küçük, ” 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca ‘personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi’ kapsamıyla sınırlanan kadroya geçebilecek taşeron işçilerden bu haktan yararlanmak isteyenler, geçmiş emeklerinden ve haklarından feragat etmek zorunda bırakılacaklardır. Yani, açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden, tazminat ve benzeri haklarından feragat ettiğine ilişkin yazılı beyan istenecektir. Bunlar yapılsa dahi kadro garantisi de bulunmamaktadır. Bir de sınava tabi tutulacak, sınavdan geçilmezse hem işinden hem haklardan mahrumiyet doğacaktır.” dedi.

“İNSANLIK SUÇU OLARAK TARİHE GEÇECEK”

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” nedeniyle cezaevinde hükümlü ve tutuklu bulunanların duruşmalara tek tip kıyafetle getirilmesini düzenleyen 696 sayılı KHK’nın ve yapılması öngörülen bu uygulamanın uluslararası alanda bir işkence merkezi olan Guantanamoyu, içerde ise 12 Eylülcülerin cezaevi dayatmalarını hatırlattığını ifade etti.

Bu suçlardan tutuklu olanların duruşmalara çıkmayı kabul etmeyeceğini tahmin etmenin zor olmadığını ifade eden Av. Küçük, “Bu uygulama cezaevlerinde yaygın eylemleri beraberinde getirme riskini taşımaktadır. Tutuklu sanığı olan davalarda duruşmalar sanıksız olacaktır. Ceza yargıladındaki yüz yüzelik ilkesi ihlal edecektir. Uygulamaya riayetsizliğin tutuklu yönünden disiplin cezası kabul edilerek yakınları ile belirli sürelerde görüş engelleri getirmesi insan haklarına ve vicdana sığmayacktır. Bu her şeyden önce masumiyet karinesine ve adil yargılanma ilkesine aykırıdır”dedi.

Düzenlemenin örgütlü suçlardan tutuklu olan tüm tutukluları kapsayacağına dikkat çeken Av. Küçük, KHK’nin OHAL’in ilan edilme nedeni ile doğrudan ilgili olmadığını belirterek “Uygulama ilk kamuoyuna duyrulduğunda ‘sadece FETÖ ile sınırlı olacak’ denilmekteydi. O dönem de bunun FETÖ’nün yanında diğer örgüt suçlarını hedeflediğini paylaşmıştık. Nihayetinde KHK’nın örgüt ayrımı gözetmiş ortadadır.” dedi.

Av. Küçük, “Öncelikle ‘tek tip’ giysi hükümlü dahi olsa ayrımcılık içerir. ‘Tek tip’ giysinin insanları damgalayan, şeklen ve peşinen suçlu gören, toplum gözünde dışlanmaya neden olan ağır bir hak ihlali olduğunu söylemek gerekiyor.” sözleriyle tepki gösterdi.

Guantanamo ve Ebu Gureyb cezaevlerinde ABD’nin uygulamalarının Türkiye’de hayata geçebileceğini ifade eden Av.Veli Küçük “Tek tip elbise giydirdiğiniz kişiyi ‘terör’ suçlusu olarak kabul ediyorsunuz. Dolayısıyla o kişi hakkında henüz hüküm verilmediği halde yargılamış ve hüküm vermiş görüntüsü veriyorsunuz.” dedi.

“YARGIDA KADROLAŞMA”

Av. Küçük, 696 sayılı KHK’daki başka bir düzenlemeye de dikkat çekerek “Danıştay ve Yargıtay gibi yüksek yargı mercilerindeki mevcut üst düzey yargıçlar buralardan emekli olmuşlar ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık giderleri, milletvekillerinde olduğu gibi kurum bütçesinden karşılanacak. Siyasi iktidarın yargıda son sürat kadrolaşması devam ederken bu düzenleme bir hak değildir. Yargı mensupları arasında ayrım yapmak; hatta ‘sosyal devlet’ ilkesini eşitlik açısından yok etmektir. Düzenlemede, milletvekillerinin de aynı haktan yararlandığına atıf yapılması ise uygulamanın milletvekilleri üzerinden tartışılmasını sağmak amaçlıdır.” diye konuştu.

YORUM YAP