DÜNYA BARIŞ GÜNÜ..! AMA HANGİ BARIŞ..?
1 Eylül 1939 tarihinde 20. yüzyılın en kanlı savaşını başlatan Nazi orduları Polonya’ya saldırarak bir dünya savaşının başlamasına, bu süreçte milyonlarca kişinin ölümüne ve sakat kalmasına sebep olmuşlardı.
Bugün 1 Eylül 2016, Hitlerci Alman Nazi ordularının 1 Eylül 1939’da Polonya’ya saldırmasının 77. yıldönümü. Bu saldırıyla başlayan II. Dünya Savaşı 60 milyon insanın ölümüne yol açmıştır. Savaşta en en ağır kayba uğrayan Sovyetler Birliği tek başına 25 milyonun üzerinde insanını kaybetmiştir. Savaş bittiğinde, ilerici insanlık, kapitalizmin yol açtığı bu felaket unutulmasın diye, bu günü “Dünya Barış Günü” ilan etmiştir.
“1 Eylül Dünya Barış Günü”bu tarihte sadece Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta kutlanmaktadır.
Daha sonra SSCB ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra, Birleşmiş Milletler 21 Eylül gününü Barış Günü olarak kutlanmasına karar vermiştir. Türkiye ise bu günü 1 Eylül’de kutlamaya devam etmektedir…
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 15 üye ülkeden oluşmaktadır. Bu üyelerin 10’u her iki yılda bir, üye ülkeler arasından seçilmektedir. Diğer 5’i hiç değişmeyen daimi ülkelerdir.
ABD, RUSYA, ÇİN, İNGİLTERE, FRANSA…
Birleşmiş Milletler’in diğer organları sadece tavsiye kararı alabilirken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararları, tüm üye ülkeler açısından bağlayıcılık taşımaktadır. Bu bağlayıcılık, üye ülkelerin tamamına yakını tarafından imzalanmış olan Birleşmiş Milletler Tüzüğü‘nde açık bir şekilde belirtilmiştir. Daimi üyelerin veto hakları, BM’in bu kurumunu tam anlamıyla demokratik bir kurum olmaktan çıkarmaktadır.
Temel çelişki; tamda bu noktada başlamaktadır..! Bu daimi 5 üye en çok savaş malzemeleri üreten ülkelerin başını çekmektedir. Ayrıca;KANADA,İTALYA,ALMANYA,
Dünyanın her yerinde savaşlar devam etmekte, binlerce insan ölmektedir. Binlerce insanda evlerini,yurtlarını terk etmektedir.
En acı dramlar bulunduğumuz coğrafyada yaşanmaktadır.
Müslümanı,Müslümanın zulmünden kurtarmanın yolu ABD için Müslümanları bombalamaktır.
İşin garip yanı ölen ve öldüren müslümanın: ALLAHÜ EKBER.! Nidalarıyla
birbirlerini katletmeleridir…
Ne yazık ki (!) ABD’nin bu kirli oyununa AKP İktidarları alet olmaktadır. Libya ile başlayan, Suriye ile devam eden gereksiz dış politika hamleleri ve İNCİRLİK ÜSSÜ’nün bir oldu bittiyle ABD’nin emrine verilmesi buna çok çarpıcı
örneklerdir.
Şu an üretilen silahların çok büyük bölümü Arap ülkeleri tarafından satın alınmaktadır. İşin en acı yanı Müslümanların çok büyük bir bölümü yoksulluk içinde kıvranmalarıdır. ABD’den her yıl milyarca dolar silah satın alan, S.ARABİSTAN; yoksul müslüman ülkelere, Suriyeli mültecilere yardım etmeyi aklından dahi geçirmemektedir. Yine aynı S.ARABİSTAN ( bizimkilerin vazgeçilmez dostları),ABD’den satın aldığı uçaklarla bugüne kadar sadece; yine müslüman bir ülke olan YEMEN’i bombalamıştır. Şimdi de İncirlik Hava Üssünde bulunan uçakları, ABD’nin emrinde Suriye’yi bombalamaktadır…
Emperyalist ülkeler; bu kirli savaştan,kandan,gözyaşından,
Avrupa ve Kuzey Amerika’da 1990’larda faaliyet gösteren silah şirketi sayısı 300’den 2011 yılı itibarıyla 500’e yükselmiştir,2000 yılı başında dünyadaki sadece KALAŞNİKOF sayısı 125 milyona ulaşmıştır.
NE YAZIK Kİ (!) BU KİRLİ OYUN ARTARAK DEVAM ETMEKTEDİR.!
Bu oyunun sergilendiği ülkelerin başını, nüfusun büyük yoğunluğu müslüman
ülkeler çekmektedir.
Olaylara at gözlüğü ile bakan,gözleri lehimlenmiş, sözüm ona “DERİN STRATEJİ” uzmanlarına(!) Savaş meydanlarından gelen büyük önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK yine en doğru uyarıyı yapmaktadır: “YURTTA SULH,CİHANDA SULH!”
Yine O’nun bir sözü, savaş çığırtkanlığı yapanların kulaklarına küpe olsun: “Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadığı sürece, harp cinayettir.”
Kimilerine göre ütopya olmaktan öte geçemese de yılmadan, usanmadan; “BARIŞ” için umut ve sevgi dolu bir Dünya diliyorum…
BEKİR SITKI ÖZER – 1 EYLÜL 2016/ ADANA