ATATÜRK VE ADANA…
Adana’da hafta sonu gelişen haberlere şöyle bir göz attım.
Gerçekten de bu kent için herkes bir şeyler yapmanın derdinde.
Projelerini açıklayanlar, kentte trafik sorunu başta olmak üzere, çevre, doğa, kentsel dönüşüm, yatırım, tarım, sanat, edebiyat alanında kalkınmayı öngören birçok etkinlik, öneri ve iyi niyetli eleştirilere tanık olmak işten bile sayılmıyor artık…
10 Kasım’ı yazmadan geçemeyiz elbette…
Ülkenin kurucusunun, bir ulusun küllerinden yeniden doğmasına vesile olan liderin ölümünden 79 yıl sonra nasıl baş tacı edildiğini de dosta düşmana gösterdi Adana…
Türkiye’ye, hatta dünyaya örnek törenler gerçekleşti Adana’da. Atatürk’ün, Kurtuluş’a giden yol güzergahını Adana’dan başlayarak çizdiği herkesin malumu…
İnşaatlardaki devasa vinçlerin üstünde 09.05’te saygı duruşunda bulunan işçiler, parklardaki törenler, üniversitede göğsümüzü kabartan öğrenciler, minikler, seyir halindeyken araçlarını durduran ve ayakta selam duran sürücüler…
Ve daha neler neler…
Siyasi ve askeri dehasıyla kentlerin tarihini yeniden oluşturan, parçalanmış bir imparatorluğu genç bir Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüştüren Atatürk sevgisi, Adana’da tüm kesimleri bir araya getirmeye yetti.
Gerçekten de yetişmeye çalıştığımız tüm etkinlikler göğsümüzü kabarttı. Bu kentte siyasi farklılıklara rağmen insanların Atatürk sayesinde bir araya gelmesi ve birbirlerine gülümsemesine tanık olmak mutluluk vericiydi.
Bu noktada Adana Valisi sayın Mahmut Demirtaş’ın geçen haftaki çağrısını dönmek gerekiyor.
Kentimizin neredeyse her alanda var olan potansiyeli ve altyapısıyı gün yüzüne çıkarmak, ulusal ve uluslar arası arenada söz sahibi olmak için daha neyi bekliyoruz?
Dünya görüşümüz, siyasi tercihimiz ne olursa olsun, Atatürk’ün bir ulusu kurtarma, Cumhuriyet kurma hissini, teşebbüsünü hayata geçirmesine neden olan bir kentin insanları olarak, kalkınmayı, yaşanabilirlik ve eğitim-öğretim seviyesini artırmayı, sevgiyi, saygıyı neden hep birlikte oluşturmayalım ki!
Neden hep birlikte ne istediğimize karar vermeyelim?
Kent için, kentli için neden aynı noktada birleşmeyelim?