Ankara Escortları

DOLAR32,3053% 0.08
EURO35,0076% -0.09
STERLIN40,7249% 0.06
FRANG35,6285% 0.07
ALTIN2.447,75% 0,06
BITCOIN61.626,23-2.023

ADANA’DA TANGO RÜZGARI

Yayınlanma Tarihi :
ADANA’DA TANGO RÜZGARI

tangofestivaliADANA’da bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan Tango Festivali 23 Ekim 2014 Perşembe günü Şinasi Efendi Sokak’ta halka açık milonga ile başlayacak.

Uluslararası festival 26 Ekim Pazar gününe kadar her akşam değişik mekanlardaki etkinliklerle  gerçekleşecek. Rusya ve Arjantin’den ünlü tangocular katılacağı festivalde Rusya’nın dünyaca ünlü tango orkestrası Solo Tango Orkestra ile Arjantin’den Demian Garcia – Fatima Vitale, Miguel Calvo – Pelin Calvo çiftleri, İstanbul’dan Utku Küley – İris Başak Doğru çifti de performanslarını sergileyecek.

ETKİNLİKLER

Festival 23 Ekim saat 21.00’de, her yıl olduğu gibi  Ziyapaşa Bulvarı’nda Şinasi Efendi Sokağı’nda halka açık olarak açılış danslarıyla başlayacak. 24 Ekim saat 21.00’de Tarihi Adana Kız Lisesi’nde Demian Garcia – Fatima Vitale ve 25 Ekim saat 21:00’de Sheraton Otel’de  Miguel Calvo – Pelin Calvo ile İstanbul’dan Utku Küley – İris Başak Doğru çiftlerinin şovları sahnelenecek. 26 Ekim saat 20:00’de Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda Solo Tango Orkestrası konser verecek ve dansçılar şovlarını sergileyecek.

Festivalin etkinlik biletleri, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Gişesi, Leman Kültür Merkezi ile Casa De La Danza Dans Evi’nden temin edilebiliyor.

 

TANGONUN TARİHÇESİ
1800’lü yıllarda işçi sınıfından birçok kişi, büyük umutlarla Fransa’dan, İtalya’dan, Macaristan’dan, İspanya’dan ve Portekiz’den; Güney Amerika’ya göç etmiştir. Yabancı oldukları bir kıtada yaşanan, başta ekonomik ve sosyal sıkıntılar, beraberinde hayal kırıklıklarını getirmiştir.
Bu hayal kırıklıkları, geleceğe ait büyük umutlar ve geçmişten getirilen kültürle, harmanlanarak Tango müziğini oluşturmaya başlamıştır.
Tango, Buenos Aires’de, o dönem alt sınıf olarak adlandırılan, fakir ve en temel sosyal haklardan bile yararlanamayan, bu insanlar tarafından yaratılmıştır. Böylece belirgin bir şekilde 1865 ile 1880 arası ortaya çıkan Tango müziği, içerisinde hırçınlık, asilik, küstahlık gibi bazı duygular ile kalp kırıklıkları ve paramparça olan hayaller neticesinde melonkoliyi taşır.

Tangonun müziksel kökeninde; İspanyol dans figürleriyle şekillenen ve Küba müziği ile harmanlanan “habanera”, dönemin Arjantin’li zencilerine ait “mılonga” ve yine İspanyol asıllı “tango andaluz” vardır.
Buenos Aires’te Tangonun üst kesimlerce de benimsenmesi ve dünyayı etkileyecek bir akım halini alması 1920 ile 1940 arasıdır. Bu dönem Tango’nun altın çağı olarak nitelendirilir. Artık Tango kendi içinde biraz daha yumuşayarak, Salon Tangosu halini almıştır.
İkinci Dünya Savaşı’na kadar zirvede olan tango, bu dönemden sonra, politik nedenlerle gerilemeye başlar. Özellikle de 1955 yılında Juan Domingo Peron’un askeri darbeyle devrilmesi ve ardından birbirini izleyen askeri darbeler neticesinde dans salonları kapatılmış, dans etmek yasaklanmıştır.
1983’de, Arjantin’de askeri junta ortadan kalkmış ve böylece tango, Buenos Aires’e eski görkemiyle geri dönmüştür. Astor Piazzolla’nın müzikte başlattığı, ve kısa sürede dansa da yansıyan yenilikçi akım, Tangoya büyük bir zenginlik kazandırmıştır.
Türkiye‘de de Cumhuriyetin ilanı ile oluşan çok sesli müzik gelişimi ile, Tango sevilmiş ve yayılmıştır. Necip Celal, Fehmi Ege ve Necdet Koyutürk pek çok tango besteleyerek Tango’nun Türkiye’de sevilmesi ve yayılmasını sağlamışlardır.

Adana’da Casa De La Danza yılboyu kurs ve gösteriler düzenlenirken, aynı dans evi öncülüğünde öncülüğünde Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile uluslar arası bir de festival düzenlenmekte, tango dünyasında Adana’nın adı da farklı bir alanda tanınmaktadır.

YORUM YAP