DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

ADANA FİLM FESTİVALİ ÜZERİNE…

Yayınlanma Tarihi :
ADANA FİLM FESTİVALİ ÜZERİNE…

omer-uney1SATIR ARASI – M.ÖMER ÜNEY
omeruney01@gmail.com

Adana Film Festivali’nin 25.si Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başladı. Aslında verimli toprakları, pamuğu, kozası, edebiyat ve sanat üstatlarıyla ‘Altın Koza’ ismi bu festivale daha çok yakışıyordu. Adana Film Festivali adıyla değiştirilmesinin gerekçelerini birkaç kez okudum ama çok tatmin edici yanıtlar bulamadım. Daha önce de yazmıştım. Tekrarlamakta sakınca görmüyorum. İsim değişikliği yanlıştı. Değişmiş olsa bile herkes ‘Altın Koza’ olarak anıyor, konuşuyor.
Başlangıç yılı olan 1969’da ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla -bazı yıllar ara verilmiş olsa da- günümüze kadar uzanan ve bugün festival halini alan bu önemli organizasyon her nedense Türkiye’yi kucaklayan bir yapıya bürünemedi.
Atatürk Anıtı’ndaki çelenk sunumu ile başlayan açılış programı böyle cılız bir şekilde mi gerçekleşmeliydi? Tamamen belediye kaynakları ve imkanlarıyla hayata geçirilen film festivalinin açılış törenine bakıyoruz. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün dahi katılmadığı bir açılış töreni görüyoruz. Kentin Valisi, milletvekilleri, belediye başkanları çağrılı değil miydi? Vatandaşlar alanı hınca hınç dolduramaz mıydı? Festivale milyonlarca lira bütçe ayrılırken bu konulara da biraz zaman ayrılması gerekmiyor muydu?
Katılımcılar sakın yanlış anlamasın. Onları küçümsediğimizden değil. Her biri ayrı ayrı kendi alanında başarılı insanlar olabilir. İşinin ehli kişiler de vardır. Alanı boş bırakmadıkları için ayrıca teşekkür ederiz.
Elbette bizim derdimiz başka. Eminim herkes ne demek istediğimizi anlıyordur. Adana Film Festivali’nin gereksizliğini felan savunmuyorum. Tam tersine Adana için vazgeçilmez bir öneme kavuşmalıdır. Türkiye’nin hatta dünyanın sineması-sinemacıları Adana’ya taşınmalıdır. Film festivali olmasına rağmen daha çok konser organizasyonlarıyla ön plana çıkmamalıdır. Kentteki bilboard, afiş, raketlerde konser verecek sanatçıların boy boy posterleri yerine şehrin her tarafına film gitmelidir. Her tarafta sinema filmleri gösterilebilmeli, sinema sanatçıları varoşlardaki insanlarla da buluşmalıdır.
Yoksa; ekonomi battı-bitti, insanlar perişan, mutfaklardaki yangın büyüyor diye festivale bütçe ayrılmaması gerektiğini ya da festivalin yapılmaması gerektiğini anlatmaya çalışmıyorum.
İstiyorum ki; festival her yıl daha çok zenginleşsin.
İstiyorum ki; festivale emek verenler ötelenmesin.
İstiyorum ki; İçi boşaltılan Altın Koza Kültür ve Sanat A.Ş., yeniden ve daha güçlü bir organizasyonla Adana’ya, Türkiye’ye ve dünya sinemalarına hizmet versin.
Çünkü Adana gerçekten Başkanvekili Ramazan Akyürek’in dediği gibi; mevsimiyle, iklimiyle, toprağıyla yaşanası bir şehirdir. Bu şehirde doğmak, bu şehirde yaşamak bir kültür halini almıştır. Pamuk tarlalarında mor fistanlı genç kızların, kara şalvarlı yağız delikanlılarıyla aşkları hem sinemacılara, hem edebiyatçılara ilham kaynağı olmuştur. Bu nedenle bereketli topraklarda sadece pamuk, mısır, buğday, portakal yetişmez. Aynı zamanda gönlü güzel, yüreği güzel sanatçılar da yetişir.
İşte tam da bu yüzden festival dünyanın tanıdığı, bildiği bir festival olmalıdır.
Kalın sağlıcakla…

YORUM YAP