2018’deki 700’üncü hafta eylemine katılan 46 kişi hakkında ‘kanuna
aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen
kendiliğinden dağılmama’ iddiasıyla dava açılmasına tepki gösterdi.Açıklamasında “Hukukun üstünlüğü ve insan haklarından dem vurulan güzel
ülkemizde açılan bu dava asla kabul edilemez bir hukuksuzluktur.
Bu yanlış karardan ve uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir.
Kaybedilen evladının ve yakının akıbetini bilmek, öğrenmek ailelerinin
ve toplumun temel insan hakkıdır.
Yargı eliyle toplumun korkutulup, sindirilmeye çalışılması adına
demokrasi denilen hiçbir yönetimde kabul edilemez.
Türkiye’nin geçmişinde maalesef faili meçhuller, gözaltında ölümler ve
kayıplar ‘kara leke’ gibi mevcutken, Cumartesi anneleri boşuna protesto
eylemi yapmamışlardır. Artık anneler Berfo Ana gibi vefat etmeden evvel
çocuklarının akıbetini öğrensin, ölmüşse mezarı gösterilsin, failler ve
sorumluluklar tespit edilerek hak ettiği hukuksal cezayı alsınlar.
Annelerin ve kamuoyunun beklentisi budur, bu beklentinin yaşama geçmesi
demokrasinin ve hukuk devletinin zorunluluğudur.
Demokrasi, adalet ve reform gibi kavramlar sözde değil özde olmalıdır.”
İfadelerini kullandı.