Öncelikle bu askeri darbe girişiminin adını koymamız gerekir; kırk yıllık bir süre içinde devlette örğütlenen, FETULLAH GÜLEN cemaatın “DİNCİ” bir kalkışmasıdır. Hemde her ortamda dini referans alan AKP’ye karşı bir eylemdir. Bir yandan FETULLAHÇI diye bilinen ABD’nin emperyalist amaçlarına hizmet eden,diğer yandan MÜSLÜMAN KARDEŞLER’in yansıması olan MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİ ve buradan kopan siyasetçilerin su yüzüne çıkan çekişmesidir. Yani iki İslamcı hareketin birbiriyle kanlı iktidar kapışmasıdır.
Bu çekişmeden en çok zarar gören Türkiye ve ordumuz olmuştur.
Ülkemizi bu hale getiren, baş sorumlu; 14 yıldır gücü ve yetkiyi elinde bulunduran AKP İktidarıdır.
Daha düne kadar beraberce hareket ettikleri cemaatle,bugün iktidar gücünü paylaşma kavgasını vermektedir.
Daha bir kaç yıl öncesine kadar iktidarı paylaştılar,2.Kabe olarak da Pensilvanya’yı gördüler.
“22 Mayıs 2013…” Arınç, şu açıklamayı yaptı:” Konu ABD olunca, mümkün olursa Hoca Efendi’ye ziyaret yapar mıyız, diye gönlümden geçirdim. Başbakan’a konuyu açtım. İzin verir misiniz, dedim. Çok memnun oldu. Keşke biz de görüşebilsek. Selamlarımızı götürün, sevgilerimi iletin, bir emri olur mu öğren dedi. Birkaç saat misafiri olduk. Bunu bir resmi ziyaretin ötesinde, kendisini çok seven bir dostun ziyareti olarak düşününüz!”
Arınç bir soruyu da şöyle yanıtlamıştı:” Hükümetle cemaat arasında soğukluk olduğunu kesinlikle reddediyorum. Hoca Efendi siyaset üstü bir insan. Başbakan’ın şahsına karşı çok büyük duaları var ve çok seviyor!”
Hangi Başbakan’ı çok seviyor ve dualar gönderiyor.? Elbette RTE’yi…
17-25 Aralık 2013… Yolsuzluk olayları patladı, kirli çamaşır ortaya saçıldı, paralel ortaklığın ipi koptu..
Bu süreç askeri darbe girişimine kadar uzandı…
Sevgi nefrete dönüştü…
Türkiye yangın yerine döndü…
Devletin bütün kurumlarının cemaat tarafından nasıl ele geçirildiği ortaya çıktı…
Mazeretse hazırdı; ALDATILDIK.! KANDIRILDIK.!
Mustafa Kemal’in; “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler,dervişler,müritler,
Tüm sünni tarikatlar ve cemaatler ABD’nin emrinde birer piyondur.
ABD, 1960 yılından bu yana ülkemizde siyaseti ve toplumu biçimlendirme uğraşı içindedir.
Körfez Savaşıyla birlikte tüm çabalarını Ordumuz üzerinde yoğunlaştırmıştır.
Cemaatı kullanarak; ERGENEKON,BALYOZ gibi entrikalarla,kumpaslarla ordunun büyük bir bölümü uzun yıllar zindanlarda çürütülmüştü. Yine Cemaat’ı kullanarak 15 Temmuz darbe girişimiyle, orduyu bölmüş ve itibarsızlaştırmayı başarmıştır.
İngiliz haber ajansı Reuters ordumuz için şöyle bir analizde bulunuyor: “Ordu kırık dökük bir güç oldu.!””Darbe,NATO’nun ikinci büyük ordusu TSK’deki bölünmeleri gözler önüne serdi.Devasa bir etkisi olacak.””İŞİD,PKK gibi terör örgütlerine karşı mücadele kabiliyetine dair soru işaretlerinin belirdiğini kaydetti.”
ABD hedefine ulaştı.!
Gücünü yitirmiş,caydırıcılığı azalmış bir Ordu,ABD’in çıkarları uğruna kolayca kullanılacak bir kuvvet durumuna getirildi.
Tüm bunlar yaşanırken, iktidar bir oldu bittiyle KHK’le (kanun hükmünde kararname)TSK ile ilgili çok önemli karar aldı.
Bu alınan kararlar baştan sonuna kadar yanlıştır. Korkudan alınan,acele kararlardır. Askeri okullar,Harp Okulları kapatılamaz.Türkiye güçlü ordusunu bu mantıkla oluşturamaz.
Ayrıca din eğitimi alan İmam Hatip Okul mezunlarından asker olmaz,olursa emirleri komutanlarından değil,şeyhinden,cemaat önderinden alır. Çünkü din geri kalmış toplumlarda yutturulan bir afyon gibidir.
Gelecekte olabilecek benzer darbeleri engellemek,Harp Okullar’nı,Askeri Liseleri tartışmakla ve kapatmakla olmaz. Önce yaz boza çevirdiğiniz,sürekli değiştirdiğiniz; eğitimsiz(!) eğitim sistemini tümden iptal etmeniz gerekir.
Bilimi öne çıkaran,eleştirel,akılcı,laik eğitimin öne çıkarılmasından geçer.
Yapacağınız tek şey; siyasi islamın üreme merkezleri olan,ihtiyaç fazlası İmam Hatip Okullarının kapatılmasıdır.
Anlın secdeye değmesi,başın türbanla örtülmesi tek referans kaynağı olmamalıdır.
Türkiye 1920′ yıllarda Anadolu topraklarında ilk yenilgilerini tatmış
Emperyalist ülkelerin kıskacı içindedir. Bu yaşananlar sadece oyunun bir parçasıdır. Türkiye’nin parçalanması ana hedeftir.
Peki tüm bu yaşananlardan sivil yöneticilerin hiç mi suçu yoktur.?
Cumhuriyetin temel değerleriyle oynamakla,toplumu germekle,hukuku yok saymakla,eleştirelere kulak vermemekle nereye varacağınızı sanıyorsunuz?
Acele herşeye karar verenler; neden siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirmek için bir girişimde bulunmuyorsunuz.?
Birde şunu sormamız gerekir; FETÖ devlet içinde bu kadar rahat şekilde örgütlenirken ve devlete sızarken, sizler pişpirik mi oynuyordunuz.?
İşte gaflet ve delalet tamda budur.!
Bu nedenle; AKP’de hesap vermek zorundadır.!
“A’RAF SURESİ 155. AYET: “içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği yüzünden bizi helak edecek misin Allahım.?”
Bu kafayla gidilirse hepimiz helak olacağız..!
NOT: MUHALEFET PARTİSİNİN LİDER VE LİDER KADROLARI İSTİFA ETMEK İÇİN DAHA NE BEKLİYORSUNUZ.?
BEKİR SITKI ÖZER – 4.8.2016/ ADANA