Maraş Katliamının 35.yılında, katliamların bir daha yaşanmaması için eşitlikçi, özgür, demokratik bir toplum yaratılması için mücadele edilmesi gerektiğinin vurgusu yapıldı.
TMMOB Adana İKK Sekreteri Nazım Biçer, Maraş katliamının 35.yılında yaptığı açıklamada, masum insanların sırf ilerici, devrimci, alevi oldukları için vahşice katledildiği Maraş katliamının, kimin çıkarına ve kimler tarafından yapıldığının yapılmış olduğu sırada bile açıkça belli olduğuna dikkat çekti.
Biçer açıklamasında, bundan 35 yıl önce Maraş’ta, siyasal süreci yönlendirmek isteyenlerce adım adım planlan bir tezgah işletilerek savunmasız insanların çoluk çocuk demeden evlerinde, işyerlerinde, sokaklarda acımasızca katledildiğini ve yaşananların insan aklının alamayacağı, kabullenemeyeceği vahşilikte olduğunu ifade etti.
1978 yılında Maraş’ta yaşananların aktarıldığı açıklamada şu sözlere yer verildi;
“19 Aralık 1978 günü başlayan ve 25 Aralık gününe kadar süren olaylar sırasında; gruplara ayrılan silahlı, sopalı, baltalı saldırganlar, ilericilerin ve Alevilerin evlerine, dükkanlarına saldırdılar, ateşe verdiler. Ele geçirdiklerini kadın ve çocuk demeden öldürdüler. Özellikle Alevilerin yoğun olduğu semtlerdeki evleri uzun menzilli silahlar da kullanarak kurşun yağmuruna tuttular; patlayıcı madde atarak, mazot-benzin dökerek yaktılar; bununla da kalmayarak, hastane çevresini sardılar, getirilen yaralılara ve cankurtaran şoförlerine ateş ettiler.
Şehrin çeşitli yerlerinde yangınlar çıkarılıyor, evler otomatik silahlarla taranıyor, basılıyor; kadın, çocuk, genç, ihtiyar çok sayıda insan topluca katlediliyordu. 24 Aralık sabahı sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti; ama bütün katiller hâlâ sokaktaydı. Asker kışlasında, polis karakolunda; masum yurttaşlar ise evlerinde ölümü bekliyorlardı.
Bu aklın, vicdanın alamayacağı katliam sonucu, resmi makamlara göre 111 (aslında daha çok) insan öldürüldü; yüzlercesi yaralandı, sakat kaldı, çok sayıda ev, işyeri yıkılıp yakıldı. Binlerce Alevi yurttaş şehri terk ederek başka yerlere göç etmek zorunda bırakıldı.”
Masum insanların sırf ilerici, devrimci, alevi oldukları için satırla, taşla, silahla vahşice katledildiği Maraş katliamının, Türkiye tarihinin karanlık günleri olarak tarihteki yerini aldığını belirten Nazım Biçer; “Dünya ve Türkiye kamuoyunun gözleri önünde ve kimin çıkarına ve kimler tarafından yapıldığı, yapılmış olduğu sırada bile açığa çıkan; mahkeme tutanaklarında bu konuda sayısız kanıt bulunan bu katliamın hedefi belliydi. Bir yandan gelişen toplumsal muhalefete gözdağı vermek ve aynı zamanda sıkıyönetim ilanı sağlatılarak ülkeyi adım adım askeri diktatörlüğe taşımak. Nitekim Maraş katliamından hemen sonra 13 ilde sıkıyönetim uygulaması başlatılarak, süreç 12 Eylül askeri darbesine kadar uzatılmıştır” dedi.
Nazım Biçer şöyle devam etti;
“Bizler biliyoruz ki, şiddet kullanmayı iktidarlarının bekası için savunanlar ve sömürücü, baskıcı politikalar var oldukça; etnik, dinsel, mezhep farklılıklar temelinde ayrımcılığı, düşmanlığı körükleyen zihniyetler de var olmaya devam edecektir. Karanlık politik amaçlar için farklılıkların düşmanlığa çevrilmesinin şartları ancak savaşın, şiddetin, gericiliğin son bulduğu eşitlikçi, özgür, demokratik bir toplumda ortadan kalkabilir.
Bizler toplumsal hafıza diri kalsın diye, bir daha bu katliamlar yaşanmasın diye, katliamlarda ölen insanlar unutulmasın diye anlatıyoruz ve anlatmaya devam edeceğiz.
TMMOB Adana İKK, katliamların, sömürünün, baskının, yolsuzlukların olmadığı özgür, demokratik bir ülke için; karanlığa karşı aydınlığı, sömürüye karşı emeği, eşitsizliğe karşı adaleti, ırkçılığa karşı kardeşliği, savaşa karşı barışı, baskı ve zora karşı özgürlük ve demokrasiyi savunmaya devam edecektir.”