Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım.
HAYALİNİ HAYATA KATMA OKULU: Yazar “Cesaret etmeden bilemezsin yeni yolların seni nereye ulaştıracağını. Hele bir çık bakalım yolculuğuna, yerinde sayma. Yaşanmış, gözlemlenmiş vakalarda senin de kendinden parçalar bulacağın bu kitapla bulmacayı birlikte çözüyoruz. Hadi, vakit kaybetme! Hayallerini hayatına katmaya davet ediyorum seni…” diyor.
ÖLÜ KIZLARIN GEZİSİ: Etkileyici öykünün yanı sıra kitapta, yazarın yine aynı dönemi ele aldığı Vaat Edilmiş Topraklar’a Mektup ve Son da yer alıyor. Başarılı bir anlatıcı olan yazar, geçmiş ile bugünü, vatan ile sürgünü, çoğu zaman tek bir cümlenin ortasında, neredeyse fark edilmeden harmanlıyor.
KASSEM HAWAL’DAN MREYDİ ÇARŞISI: Tıpkı Irak gibi doğuştan kötürüm Mreydi de tespih satarken hem bu özeti okur hem de özetin bir parçası olur. Yıllar sonra ülkesine dönen bir komünistin Mreydi ile başlayan dostluğu onu, yaman bir hesaplaşmanın içine çekecek olan, çarşıdaki saklı “Hakikat Bodrumu”nu bulmasını sağlar. Hakikata çoğu kere olduğu gibi bir kitapçıdan, kütüphaneden ulaşılacaktır. Ancak hakikatin de ilaç ya da zehir olması bir doz meselesidir.
OPERA’NIN HAYALETİ: Gelişmiş toplumlarda bireyler, tasarım kültürü ile her daim temas halinde olduklarının farkındalar. Mimarlığın temsil gücü, mesleğin itibarı ve niteliğinin altında yatan da bu farkındalık olsa gerek.
SURİYE’DE BİR TÜRK BASKETBOLCU: Yaşadığı Suriye ile anlatılan Suriye arasında derin bir uçurum gören yazarın dini yaşamdan siyasete, sosyo-ekonomik durumdan kültür ve sanata uzanan gözlemleri; hele de Türkiye’de sayısı tam olarak bilinemeyen milyonlarca Suriyelinin varlığıyla birlikte daha da önemli hale geliyor. Neden burada olduklarını ve neden gönderilmek istenmediklerini daha iyi anlıyorsunuz…
DİJİTAL CEHENNEM: “İnanılmaz bir soruşturma” -France Inter. “Dönüm noktası niteliğinde bir kitap” -Le Figaro.
“Kablolu dünyanın maddi etkileri, ekonomik ve jeopolitik meseleleri hakkında gözlerimizi açan, gerilim filmi gibi sürükleyici bir araştırma” -L’ADN.
İşte o kitaplar;
//
Kişilerin değil, fikirlerin liderlik ettiği dünya
ZUHAL Gürçimen’den HAYALİNİ HAYATA KATMA OKULU. En son ne zaman kattın hayalini hayatına? Biliyorum, kaybolduğunu düşündüğün anlar var. Tıpkı Hayat Kerimzade gibi. O, bittiğini sandığı noktadan yeni bir yol çizdi kendine ve hayat ustalığı yolculuğuna çıktı. Kendi hayatının bir yönetim kurulu olduğunu ve kararları başkalarının verdiğini fark etti. Sorunların bataklıklarını ve onları kurutan okaliptüsleri tanıdı; kişilerin değil, fikirlerin liderlik ettiği bir dünyanın daha yaşanası olduğunu gördü. Tüm bunlar, koca bir belirsizliğin içinde bilgeliği taşıdı ona ve zafere giderken seferden de keyif almayı öğretti. Yani sevgili okur, cesaret etmeden bilemezsin yeni yolların seni nereye ulaştıracağını. Hele bir çık bakalım yolculuğuna, yerinde sayma. Yaşanmış, gözlemlenmiş vakalarda senin de kendinden parçalar bulacağın bu kitapla bulmacayı birlikte çözüyoruz. 224 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)
//
20. yüzyılın ilk yarısındaki Alman toplumu
ANNA Seghers’ten ÖLÜ KIZLARIN GEZİSİ. Otobiyografik anılarla kurgulanmış öykünün anlatıcısı, Meksika’da sürgünde yaşayan Netty, 1912’deki bir okul gezisini, arkadaşlarını ve o mutlu günleri neredeyse bir rüyadaymış gibi aktarıyor. Zihninde hatıraları kurcaladıkça I. Dünya Savaşı’ndan nasyonal sosyalizme ve II. Dünya Savaşı’na uzanan süreçte arkadaşlarının değişen kaderlerini anımsıyor; aşk, dostluk, ihanet, zalimlik, ikiyüzlülük ve ölüme dair trajik öykülerle 20. yüzyılın ilk yarısındaki Alman toplumunun geniş bir resmini çiziyor. Bu etkileyici öykünün yanı sıra kitapta yazarın yine aynı dönemi ele aldığı Vaat Edilmiş Topraklar’a Mektup ve Son da yer alıyor. 128 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI)
//
Dağıtılan ordunun işsiz kalmış askerleri
KASSEM Hawal’dan MREYDİ ÇARŞISI. Saddam Hüseyin düzeninin zulmünden Amerika ve yandaşlarının askeri işgaline savrulan Irak. Dağıtılan ordunun işsiz kalmış askerlerinin önce eşkıyaya sonra da İslamcı silahlı çetelere dönüştüğü bir vatan. Vatanın bağrı Bağdat’ın orta yeri Mreydi Çarşısı. Fırınından kasabına; kitapçısından kuyumcusuna; her türlü ilacın satıcısından her türden devlet belgesini, imam fetvasını satana; sünnetçisinden taklit tablo ya da tarihi eser satıcısına; bit pazarından lüks telefoncusuna kakuleli çaylar eşliğinde dükkân dükkân alışverişin vatanı bu çarşı da diğer tüm çarşılar gibi toplumun bir özeti. Tıpkı Irak gibi doğuştan kötürüm Mreydi de tespih satarken hem bu özeti okur hem de özetin bir parçası olur. 144 SAYFA.
(h2o KİTAP)
//
Mimarlığın temsil gücü, mesleğin itibarı
ONUR Kutluoğlu, Umut Şummu’dan OPERA’NIN HAYALETİ. Mimarlık üretim ve mirasımızın halini dikkate aldığımız takdirde bu kültürün, meslek erbabı ve akademinin cenderesini kırdığını iddia etmek mümkün değil. Açıkçası siyasi ve ekonomik ranta/iradeye mağlup olduğu da aşikâr. Gelişmiş toplumlarda ise bireyler, tasarım kültürü ile her daim temas halinde olduklarının farkındalar. Hatta kendilerini sorumlu, söz sahibi addediyorlar. Mimarlığın temsil gücü, mesleğin itibarı ve niteliğinin altında yatan da bu farkındalık olsa gerek. 48 SAYFA.
(KARAKARGA YAYINLARI)
//
Suriye iç savaşının sancıları
KEMAL Canbolat’tan SURİYE’DE BİR TÜRK BASKETBOLCU. Yazar, Suriye’nin Al Wahda takımında ve Suriye milli takımında forma giyen Türk basketbolcu… “Suriye milli takımında oynamak ister misiniz” sorusuyla başlayan yolculuğu, ona sadece bir ülkenin spor kapısını değil, iç savaşın yaşandığı bir toplumu tarihiyle, sosyo-ekonomik karakteriyle, kültürüyle tanıma fırsatını da sağladı. Sporcu olmanın ötesinde, meraklı bir gezgin, uygarlık tarihine duyarlı bir Ortadoğulu, “komşularla barış” isteyen bir Türk olarak yazarın öyküsü, Suriye iç savaşının sancılarını olanca ağırlığıyla yaşayan Türk toplumu için de çok öğretici bir deneyim niteliğinde… 120 SAYFA.
(KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)
//
Sanal olan bir teknolojinin anatomisi
GUİLLAUME Pitron’dan DİJİTAL CEHENNEM – Bir Like’ın Ucuna Yolculuk – 21.Yüzyıl Kitaplığı. “İnanılmaz bir soruşturma” -France Inter. “Dönüm noktası niteliğinde bir kitap” -Le Figaro. “Kablolu dünyanın maddi etkileri, ekonomik ve jeopolitik meseleleri hakkında gözlerimizi açan, gerilim filmi gibi sürükleyici bir araştırma” -L’ADN. Ünlü bir gazeteci ve program yapımcısı olan yazar iki yıl boyunca dört kıtada sürdürdüğü titiz araştırmasıyla dijital dünya serabının ardındaki karanlık gerçeği, sadece adı sanal olan bir teknolojinin anatomisini gözler önüne seriyor. İletişim kurmak, çalışmak ve tüketmek için kullandığımız dijital teknolojinin sandığımızdan çok daha somut olduğunu ve önümüzdeki on yıllarda dünyanın biyofizik sınırlarının aşılmasında başrolü oynayacağını öne sürüyor. 264 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)
//