DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

10 OCAK’TA GAZETECİ OLMAK-Ömer Üney

Yayınlanma Tarihi :
10 OCAK’TA GAZETECİ OLMAK-Ömer Üney

 “Basının güzide temsilcileri… Değerli basın mensupları… Değerli basın emekçileri…” Her toplantı öncesi duyarız bu cümleleri. Girizgahın en önemli unsurudur. Hazirun selamlandıktan sonra basın mensupları da unutulmaz. Evet, gerçekten basın mensubu güzidedir, değerlidir ve emekçidir…

Dünyanın her yerinde önem arzeder gazeteci. Haber peşindeyken, halk için, halktan yana haber üretirken öncelikleri vardır. Ama dünyanın diğer ülkelerinde önceliklidir.
Ya Türkiye’de… Maalesef… Öncelikten çıkarıldığı gibi vatandaşa karşı küçük düşürülmeye çalışılmakta, suçlu muamelesi görmektedir. Gözaltına alınan, hapse atılan, işten kovulan, maaş alamayan, sansüre veya otosansüre maruz kalan… Ne ararsanız bulursunuz.
***
Malum 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ydü… 1961 Anayasası’nda gazeteciler lehine yer alan hükümlerden sonra ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’ olarak kabul edilmiş.  1971 yılında bu hakların bir kısmının geri alınması nedeniyle ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak değiştirilmiş. Bu günlerde tam anlamıyla bir ‘MÜCADELE GÜNÜ’ olarak ilan ettiğimiz 10 Ocak’ta yine bir araya gelindi. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde gerçekleştirilen iki ayrı törende, birçok sivil toplum örgüt ve parti temsilcisi gazetecileri yalnız bırakmadı. Tören esnasındaki açıklamada ve daha sonraki sohbetlerde basın emekçilerinin yıpranma hakkının iadesi, sarı basın kartının içinin doldurulması, fikir, yorum ve düşünce özgürlüğü ile ekonomik olumsuzlukların giderilmesi konularına değinildi. Bu çağrılar elbette tüm basın emekçileri için yapıldı. Dünyanın her yerinde örgütlü mücadelelerin sonucunda önemli kazanımlar olmuştur. Gazetecilerin mesleki kuruluşlarında da dayanışma ve birlikte mücadele inancı öngörülmektedir. İşte bu inanç ve samimiyet ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ ile ‘3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde ve ‘1 Mayıs İşçi Bayramı’nda kendini göstermek zorundadır. Gazeteci örgütlerinin gerçekleştirdiği eylem ve etkinlikleri uzaktan seyretmek, önemli günlerde yaşanan duyarsızlıkları mesleki örgütlere yüklemeye çalışmak aciz içerisinde olmaktan başka bir anlam taşımaz. Zira sorunlar yumağı gazeteciyi birebir ilgilendirmektedir. Örgütlerin ve mesleki kuruluşların, ortak zeminde çözüm üretme mekanizmaları olduğu unutulmamalıdır.
Gazeteciliğin, sadece eleştirmek, öyle uluorta ahkam kesmekten ibaret olmadığını izah etmemize gerek var mı bilmiyorum…
Hatırlatmakta fayda görüyorum.
Gazetecilerin 212 sayılı Basın İş Yasası’ndan doğan yasal hakları ile sendikalarda örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkına saygı duyulmuyor. Basında sansür ve otosansüre son verilmiyor. Türk Ceza Kanunu’nun basınla ilgili maddeleri çalışanların aleyhine oluyor. Gazetecilerin çalışma koşulları iyileştirilmiyor, insan onuruna yakışır ücret almaları sağlanamıyor. ‘Sarı Basın Kartı’nın içinin boşaltılmasının önü alınamıyor. Gazeteciler için hayati önem taşıyan ‘YIPRANMA HAKLARI’ rafa kaldırılıyor. Biz, tüm bu gerilimler ve gerilemelerin gölgesinde haklarımız için mücadelemizi sürdürüyoruz.
Özgür ve bağımsız gazeteciliğin yaşamasını istemenin yanında şiddete karşı çıkıyoruz.  Barış, demokrasi ve insan hakları için çalışıyoruz. Kimseyle didişmiyoruz, okuru zerre kadar ilgilendirmeyen ve hele hele sokak kavgasında bile söylenmeyecek sözleri gazete sütunlarına yansıtmıyoruz.
Tüm zorluklara rağmen, 10 Ocak’larda gazeteci olmayı seviyoruz…


omerSATIR ARASI
M.ÖMER ÜNEY
omeruney01@gmail.com

YORUM YAP