DOLAR42,5158% 0.03
EURO49,5537% -0.1
STERLIN56,7629% -0.03
FRANG52,9188% 0.06
ALTIN5.774,58% 0,38
BITCOIN91.163,44-1.894

YAŞAMAK HERKESİN HAKKI

Yayınlanma Tarihi :
YAŞAMAK HERKESİN HAKKI

Abartmıyorum, ajanslara düşen haberde, Adana’da küçük kızına dut toplamak isterken ağacın yanında bulunan duvarın üzerine tırmanan 35 yaşındaki Ceyda Oruk’un, dengesini kaybedip düşünce korkuluk demirlerinın koltuk altından girip omuzundan çıktığı yazıyordu.

5 yaşındaki kızı ile yolda yürüyen Ceyda Oruk’un, bir okul bahçesinde bulunan dut ağacını gördüğü, kızın annesinden dut istediğine yer verilen haberde, “Dut toplamak için ağacın yanındaki üzerinde demir korkuluk bulunan duvara tırmanan Ceyda Oruk, bir süre sonra dengesini kaybederek düştü. Bu sırada korkuluk demirlerinin ikisi, kadının sol koltuk altından girip omuzundan çıktı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesini yaptığı genç kadın, CANKUR ekipleri tarafından korkuluk demiri kesilerek bulunduğu yerden indirildi. Oruk, sol koluna saplanan demirle birlikte Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada ameliyat edilen Ceyda Doruk’a saplanan demir korkuluk çıkarıldı.

Genç kadının sağlık durumunun iyi olduğu açıklanmış. Bu en azından insanın yüreğine bir parça su serpiyor. Ama söz etmek
istediğim konu bu değil. Bu haberin medyada çok geniş yer bulmasının ardından Hürriyet Gazetesi internet sitesi üzerinden buna ilişkin bir tartışma konusu açtı. Konunun hukuki ve insani boyutunun ele alındığı tartışma platformuna yurttaşlar kadar hukukçular da büyük ilgi gösterdi. Hukukçular ‘güvenlik’ amacıyla bahçe duvarlarına konulan demir çubuk, cam parçası, kesici tel gibi şeylerin, kişilerin can güvenliğini tehlikeye atmayacak türen olması gerektiğine dikkat çekti.

Hürriyet’in internet sitesine görüş bildiren Avukat Nejlan, “Evin bahçe duvarı, bu duvarın nasıl olacağı ile ilgili konular da imarın bir parçası. Mülk sahibi, yapısını korumak isteyebilir; bu doğal bir şey. Ancak, duvarın üzerine konulan kesici, delici cisimler, ucu sivri demirler can güvenliği tehlikeye atıyor. Bazı yerlerde, cam kırıkları dahi konuyor. Büyüklere karşı geliştirilen bu önlemlerde çocuklar dikkate alınmıyor. Bir çocuk bir evin bahçesindeki bir meyveyi, canı çektiği için almak isteyebilir. Hangimiz böyle bir şey yapmadık. Ancak öyle şeyler konuyor ki, çocuğun yaşamına son verecek türden… Avrupa’da böyle bir şey yapamazsınız; izin verilmez. Oysa bizde ne bir standart ne bir kontrol mekanizması var” diye açıklama yaptı.

Hırsızların kol gezdiğini, insanların evlerinde dahi can güvenliklerinin olmadığını, kendini korumanın zorunlu olduğunu söyleyenler ise bu tür önlemleri savundu. Kendini korumak ile insani hassasiyetlerin dengelenmesi şart. Okulun bahçesinden masum yavrusuna biraz dut toplamak isteyen bir annenin az kalsın canını kaybedebileceğini düşünmek bile insanı ürpetriyor. Dut toplarken talihsiz bir kaza yaşayan kadın durumu ucuz atlatmış. Ya o kadının yaşamını yitirdiğini okusaydık haberden! Olmaz demeyin, olabilir di. İşte bu nedenle diyoruz, önlem şart ama yaşamak herkesin en temel insan hakkı.
Kimseye kıymayın efendiler!

LAL HAMUŞ

YORUM YAP