Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Sözcüsü, Yüksek Şehir Plancısı Ulaş Çetinkaya, Ortadoğu’daki kaosun Türkiye’ye ve Adana’ya olumsuz yansımasını sokaklardaki milyonlarca Suriyeli’den anlaşılabileceğini söyledi.
Adana’nın her sokağında yabancı uyruklu insanların olduğuna dikkati çeken Çetinkaya, “Artık bu durum yeni sosyolojik olaylara gebedir. Bununla ilgili belediyelerin yapabilecekleri Valiliğimiz ile birlikte araştırılmalı ve uygulamaya geçilmelidir” dedi.
“YENİ YATIRIMLAR GELMELİ”
Adana’nın dünyanın en güzel yerlerinden biri olmasına karşın olumsuzluklar yaşadığını ifade eden Çetinkaya, “Geçen hafta TÜİK’in açıkladığı verilere göre işsizlik mevsimsel olarak düşüş seyretse de gerçek işsizliğin korkutucu boyutlara ulaştığını belirtmekte fayda görüyorum. Belediyelerimiz, borsa, sanayi ve ticaret odası, sivil toplum örgütleri ile TMMOB’ye bağlı odalarla bir araya gelerek bu konuya neşter vuracak planlamaları yapmamız kaçınılmaz görünüyor. Kentimize yeni yatırımların gelmesi işsizliği düşüreceği gibi yaşanabilirlik seviyesinde de üst sıralara tırmanacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
Özellikle Suriye ve Irak’taki olumsuzlukların bölge illerini adeta kırıp geçirdiğini kaydeden, açıklanan ihracat rakamlarının da ekonomi alanında yeni atılımlar gerçekleştirilmesi gerektiğini gözler önüne serdiğini vurgulayan Çetinkaya, şunları söyledi:
“İhracatta ilk 10 kent arasında yer alan Adana, maalesef yüzde 11.1’lik düşüşle Türkiye genelinde 14. Sıraya geriledi. Adana Ticaret Odası tarafından iyimser bir açıklamayla 2015 yılında Adana’nın ihracat patlaması yapabileceğine yönelik söylemler kamuoyuna yansısa da 2014’ün ilk 6 ayında ileriye gitmek bir yana ihracatımızın gerilerde seyretmesi şapkamızı önümüze koyup düşünmemizi ve düşüncelerimizi hayata geçirmemizi gerektiriyor. Kentimizin tüm paydaşlarının birlikte atacağı adımların Adana’nın potansiyelinin harekete geçirilmesi bakımından önemli olduğunu düşünüyorum.
“BOĞULMALARI ÖNLEYEMİYORUZ”
Sıcaklar Adana’yı adeta kasıp kavururken maalesef çocuklarımızı sulama kanallarında yitirmeye devam ediyoruz. Belediyelerimizin sosyal sorumluluk kapsamında uygulamaya koyduğu yaz kurslarını ve çeşitli branşlardaki kampları çok önemsiyorum. Ancak özellikle yüzme havuzlarına ulaşım konusunda bir eksikliğimiz olduğu göze çarpıyor. Olumsuzluğa örnek olarak da geçen hafta sulama kanalında boğulan iki çocuğumuzu gösterebiliriz. Amacım elbette ki soruna kalıcı çözüm bulabilmek. Bu konuda suçlayıcı olmaktan öte bu meclis çatısı altında uygulamaya koyabileceğimiz çözüm önerilerini birlikte tartışmak istiyorum. Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin yapacağı çalışmaların toplumun tüm kesimlerine yayılması en büyük temennimdir.
“KADIN CİNAYETLERİ SON BULMALI”
Türkiye’de önü alınamayan kadın cinayetlerine tanık olmaya devam ediyoruz. Geçen hafta içinde İstanbul ve İzmir’le birlikte Adana’da da aynı gün içerisinde bir kadınımız cinayete kurban gitti. Maalesef Adanamız, kadın cinayetleri oranına bakıldığında İstanbul ve Gaziantep’ten sonra üçüncü sırada yer alıyor.
Sorun hepimizin sorunu. Toplumun tüm kesimleri bu konuda atılacak caydırıcı yöntemleri benimseyecektir. Ancak bu yöntemlerin yazılı kurallara dönüştürülmesinin tek başına yeterli olmayacağını biliyoruz. Bu nedenle okullarımızda, ailemizde, mahallemizde veya işyerlerimizde gerçekleşecek süreli eğitimlerin duyarlılığı artıracağına inanıyorum. Zira memleketin topyekün kalkınmasında kadınlarımızın önemini anlatmaya gerek bile duymuyorum. Umarım geçen haftaki cinayet son olur.
“ÇALIŞMA PROGRAMINI GÖREMİYORUZ”
Seçim sürecinde tüm partilerin ilçe ve büyükşehir belediye başkan adaylarının tespit edip dile getirdiği problemlerden Sanayi Sitesinde bulunan dere sorunu. Bu probleme DSİ, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri çözüm üretmek için adım atmaları önemsiyor, bu bakış açısının kentimize, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda olumlu sonuçlar doğurmasını diliyorum. Bu kenti seven insanlar olarak birlikten doğacak gücün farkına varmalıyız.
Adana’ya ülkemize bakış açımız anlatırken meclis gündem ilanına da değinmek istiyorum. Bizler 5 yıllık yol haritasının belirlenmesi yönünde önerilerimizi sıralarken meclisin 5 günlük çalışma programını göremiyoruz. Bu durumu doğru bulmuyoruz. Meclis gündeminin 5 gün olarak önceden ilan edilmesini grubumuz olarak talep ediyoruz. Önceki dönemlerden gelen bu çalışma yönteminin değişimini sağlayacağınızı ümit ediyoruz.”