Günlerdir Adana’yı köşe bucak dolaşıyor, halkla yüz yüze geliyorum. 1973 yılından bu yana bütün genel ve yerel seçimlerin içindeyim. Bu seçimlerin içinde aday olduğum seçimlerde var. Halkın bu denli perişan olduğu başka bir seçim anımsamıyorum. Bir dokunup bin ah işitiyorum. İşsizlik,yoksulluk almış başını gidiyor. İnsanların giyim ve kuşamları,davranışları bunu açıkça gösteriyor. Herkes umutsuz,geleceklerinden kaygılı..
Orhan Kemal’in “BEREKETLİ TOPRAKLAR” ı bereketini yitirmiş durumda. İşini kaybeden bir işçi,üniversitede okuyan oğlunun kaydını dondurduğunu, okula gönderemediğini söyleyip isyan ediyordu. Çukurova bu durumdaysa gerisini siz hesap edin.. Soruyorum AKP M.Vekilleri buralara hiç gelmiyor mu.? diye.. İsyanlarını duyuyorum. Peki buna rağmen nasıl oluyor da AKP hala oy alabiliyor.? Pembe yalanlarla insanlar nasıl kandırılıyor.? .”10 yılda üç katı büyüdük.” .”İhracatta rekor kırdık.” .”Kriz teğet geçti.” Hükümet; büyüme,ihracat, kalkınma, istihdam,zenginleşme alanında sadece, yukarıda ki sloganlar üretti.
Bu yalanlar her gün sabahtan akşama kadar, yandaş görsel ve yazılı basın tarafından söylenip duruyor. Peki gerçek tablo neydi.? Gerçek tablo Çukurova köylüsünün,işçisinin,emeklisinin,işsizin yüzünde ve sözünde acı bir şekilde kendini gösteriyordu. 2002-2014 yılları arasında 129.7 milyar dolar dış borcu 396.8 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemde iç borç 149.9 milyar TL’den 422.6 milyar TL’ye ulaştı. 12 yıllık süreç içinde ülkemizin bütün kaynakları özelleştirmeye açıldı,herşey satıldı. “BABALAR GİBİ SATTILAR.!”
Karşılığında 55 milyar dolar gelir elde ettiler,iç ve dış borç azalmadı artarak devam ediyor. Sonuçta yığınlar yoksullaşırken,bir avuç yandaş zenginleşti. Gelir dağılımında ki adaletsizlik artarak devam ediyor. Türkiye’de en yüksek gelire sahip olan yüzde 20’lik grup toplam gelirin yüzde 46.6’sını alırken,en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grup toplam gelirden yüzde 6.1’si oranında pay alıyor. Arada ki fark yaklaşık 8 kata ulaşmış ve her gün makas açılmaya devam ediyor. Yani en zengin 20 kişi 100 TL nin 46.6 TL’sini,yoksul 20 kişi 100 TL nin 6.1 TL sini alıyor. AKP İktidarı açıklamalarıyla halkla alay ederken,gerçekler halkın yaşamında kendini gösteriyor..
Dış ticaret açığına ne demeli.? 1992-2002 yılları arasında dış ticaret 169 milyar dolar açık verirken,12 yılın sonunda açık 687 milyar dolara yükseldi.Yani 12 yıllık AKP döneminde dış ticaret açığı yüzde 400’ün üzerine çıktı.. Sürekli ihracat rakamları verilirken,ithalat rakamları es geçildi.. Türkiye’nin cari açığı 1992-2002 döneminde toplam 18 milyar dolardı.. 2003-2013 döneminde 399 milyar dolarla zirve yaptı.AKP döneminde cari açık yüzde 2.000 artı..
Bu gerçekler yalanlarla,istikrar masallarıyla unutturulmaya çalışıldı. TÜRKİYE İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ,Ankara’da hesaplanan gıda enflasyonunun ocak ayında yüzde 1.98 arttığını,dört kişilik ailenin açlık sınırının 1.257 lira,yoksulluk sınırının ise 4.094 lira olduğunu açıkladı.2014 yılı ocak ayında açlık sınırı 1.099 lira,yoksulluk sınırı 3.580 lira seviyesindeydi.Türk-İş aylık raporuna göre,aralık ayı itibariyle,Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14.34 arttı. TÜRK-İŞ’in araştırması bu.! Sahi asgari ücret ne kadar.? Brüt 1201.5 tl, neti ise 950 tl. Ne gam.? Sen zenginleşen yandaşlara bak.! İsviçre Bankalarında Türkiye’den kaçırılarak stoklanan milyar dolarlara bak..!
Her üç üniversite mezununun ancak birisinin iş bulabildiğini,işsizlik oranının yüzde 10’ları aştığı AKP’nin ilgilendiği bir sorun değil.! Onlar; talanı,yağmayı aklayıp paklamakla,bir de ne olduğu bilinmeyen Türk Usulü Başkanlık sistemiyle meşguller. Ne diyorlardı; “DURMAK YOK YOLA DEVAM.!”
BEKİR SITKI ÖZER