KILIÇDAROĞLU: ‘ADANA’YI KANDIRDILAR’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Adana’da düzenlediği ‘7. Bölge Toplantısı’na katıldı. Yoğun ilgi gösterilen toplantıda Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Başkan Yardımcıları Bülent Tezcan, Tekin Bingöl, Selin Sayek Böke, Sezgin Tanrıkulu ve Seyhan Erdoğdu ile birlikte CHP Adana İl Başkanı Orhan Sümer, Adana milletvekilleri Faruk Loğoğlu, Ümit Özgümüş ve Turgay Develi, bölge milletvekilleri, bölge belediye başkanları da eşlik etti. Seyhan Oteli’nde partililerine hitap ettiği sırada sık sık elektriklerin kesilmesiyle beklemek zorunda kalan Kılıçdaroğlu, “Böyle şeyler olur” dedi. Kılıçdaroğlu, yeniden elektriklerin kesilmesi nedeniyle konuşmasına bir süre ara verdi. 26 kez kesinti yaşanan otelin teknik sorumluları jeneratördeki arızayı giderdikten sonra Kılıçdaroğlu, konuşmasına devam etti. Bir partilinin henüz konuşmasının başında kürsüye yaklaşarak bir gazete uzatmasının ardından “Ön seçim istiyoruz” demesine kızan Kılıçdaroğlu, “Bu gazeteyi buraya getiren CHP’li değil. Bu arkadaş AKP militanıdır. Kimseye kişisel şov yaptırmayacağım” dedi. Kılıçdaroğlu’nun konuşması sık sık ‘Başbakan Kemal’ sloganları ve alkışlarla kesildi.

“ADANA SON 10 YILDA KAYBETTİ”

2015’te yapılacak olan genel seçimlere bir hazırlık anlamı taşıyan oturumda konuşan Kılıçdaroğlu, “Bu parti, demokrasiyi getiren kişi, yüzde 33 cinsiyet kotası dahi, hiçbir partide olmayan demokrasi kültürünü bu partiye getirdi. Adana’dayız, güzel bir yerdeyiz. Adana’nın zengin bir tarihi ve zengin bir kültürü var. Bereketli toprakları var. Aydın yazar ve ressamları var. O görkemli tarih içinde fakir bir Adana var. Son 12 yılda Adana, iktidar partisine en büyük katkıyı yapan kenttir. Son 10 yılda Adana kan kaybetti mi, kaybetmedi mi? Son 10 yılda 55 bin fabrika kapandı mı kapanmadı mı?” diye sordu. AKP iktidarının Adanalılar’a olimpik yüzme havuzu sözü verdiğini ancak havuzun yerinde yeller estiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Hafif Raylı Sistem’in hükümet tarafından üstlenilmemesini de eleştirdi. İstanbul metrosunun devlet kaynaklarıyla yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, 10 yıl boyunca iktidara büyük destek veren Adanalılar’ın cezalandırıldığını, kentin her alanda geriye gittiğini vurguladı.

“İŞSİZLİĞİ YENECEĞİZ”
CHP olarak işsizlik manzarasını içlerine sindiremediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, “İşsizliği sadece Anadolu’da değil, tüm Türkiye‘de yenmek benim boynumun borcudur. Diyorlar ki, işsizliği nasıl yeneceksin? Bunun dünyada bilinen bir yolu var. Yatırım yapacaksınız, üreteceksiniz, ürettiğinizi satacaksınız. Yeniden üretip, fabrikalar kuracaksınız. Ürettiğiniz malın ne olduğunu bilip, dünyadaki gelişmeleri takip edeceksin. Eğer siz bunları politikanızın ana ekseni haline getiremezsen büyüyemezsiniz. Siz ekonomiyi sıcak paraya teslim etmiş, dışarıdan para gelmesini bekliyorsanız o zaman büyüyemezsiniz. Herkesin kazandığı, zengin ve onurlu bir Türkiye’yi hep birlikte kuracağız” dedi.

“KAÇAK SARAY, HARAM SARAY”
Konuşmasında üniversite mezunu işsizlere de değinen Kılıçdaroğlu, “İş aslanın ağzında. Onlara iş imkanı yaratmayacaksak, o üniversiteleri neden kurduk? İktidardan beslenenlerin çocuklarının iş sorunu var mı? Hiçbirinin iş sorunu yok. Onlar çalışmıyor ve gerek de duymuyor. Çünkü yatak odalarında bol bol para sayma makineleri var. Bol bol dolarları var.  Yetmiyor. Fabrika kuracağı yerde kendisine bir saray yapıyor. Görkemli bir saray yapıyor. Sen bu sarayı kendi paranla yaptıysan israf, milletin parasıyla yaptıysan haramdır. O zaman o kaçak saray, haram saraydır” dedi.
“HARAMA DEĞİL, HELALE OY VER”
AKP’nin her şeyi yalan üzerine kurduğunu savunan, birçok söz vermelerine rağmen yerine getirmediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Her şeyi, geleceklerini yalan üzerine inşa ediyorlar. O zaman hepimizin yeniden oturup düşünmesi lazım. Sadece ben, CHP’liler düşünmeyecek. Çocuğu işsiz olan ana ve babalar da düşünecek. Üniversiteyi bitirmiş atamaya bekleyen öğretmenler, hukuk fakültesini bitirmiş ne olacağım diye gezen mezunlar da düşünecek. Eğer Türkiye iyi yönetilmiyor diyorsak, oturup düşüneceksin. Ben sadece saygıdeğer yurttaşlarımdan düşünmelerini istiyorum. Özellikle AKP’ye oy veren saygıdeğer yurttaşlarımdan düşünmelerini istiyorum. Bir dakika düşünmelerini istiyorum. Odana otur ve düşün. Elini vicdanına koy. Yapılanlara bak. Bu kadar dert varken, o adamın sarayı hak edilen bir saray mıdır? Vicdanını eline koy, eğer vicdanın buna el vermiyorsa, adaletten yana, hukuktan yana, insandan, inançtan yana olmaya karar veriyorsa o zaman elini vicdanına koy bir daha düşün. Sandığa gittiğinde bir daha düşün. Buna ben izin vermiyorum diyorsan harama değil helale ortak olacaksın. CHP’ye adam gibi oy vereceksin” şeklinde konuştu.

“DARBECİYİ NEDEN KÖŞKTE KABUL ETTİNİZ?”

CHP iktidarında ayrı gayrı olmayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Hangi partiye oy verirse versin çocuğu işsiz olan her ana ve babanın derdi bizim derdimiz olacak. Bizim için yandaş yok, bizim için vatandaş var. Ve biz vatandaşı başımızın üstüne taşıyacağız.  İşsizlik sorununu çözmenin yolu üretimden geçer. Çiftçi ürettiğini satacak, esnaf, sanayici kazanacak. Üretimin çoğalmasının temel yolu da dış politikadır. Dış politikayı mezhep endeksinde oluşturur ve bu pencereden bakarsanız başarılı olmazsınız. Dış politika, ülkelerin menfaat ve çıkarları üzerine kurulur. Ortadoğu’ya bakın, kan gövdeyi götürüyor. Bizim Suriye ile ne sorunumuz var? Irak ile Mısır ile İran ile neden kavga ediyoruz? AB ile neden kavga ediyoruz? Kavganın yarar getirdiği bir düzen dünyada görülmemiştir. Eğer siz dış politikanızı ülkenin çıkarları ützerine kurmuş olsaydınız, üç büyük ülkenin başkentinde konsoloslarımız olurdu. Yüzbinlerce kişiyi katleden o darbeciyi neden Çankaya Köşkü’nde kabul ettin. Ama Mısır’ın sorununu biz değil, Mısır halkı çözer. Irak ve Suriye için de bu böyle.

“DAVUTOĞLU’NUN KEYFİ YERİNDE”

Siz herkesle kavga ederseniz, malınızı kime satacaksınız? Gidin Gaziantep’e, Şanlıurfa’ya, Hatay’a herkes aynı durumda. Faturayı kim ödüyor? Davutoğlu mu ödüyor? Hayır. Onun da keyfi yerinde. Ayakları yere basmıyor. Faturayı, bu ülkenin çiftçisi, emeklisi, sanayicisi, bu ülkenin bütün yurttaşları, 77 milyonu ödüyor. Yanlış dış politikanın faturasını ödüyor. Peki biz ne yapacağız? 77 milyon yurttaşıma sesleniyorum; CHP olarak iktidarda geldiğimizde bütün komşularımızla barış içinde yaşayacak, hiçbir ülkenin iç işlerine karışmayacağız. Müslümanın Müslümanı katletmesi için silahları Türkiye’den göndermeyeceğiz. Biz, Suriye’de akan kan kimin kanın? O kan kanın da vebali Türkiye’nin. Irak’ta akan kan kimin kanı? O kanın da vebalinde Türkiye var.

Siz, İslam coğrafyası dışında savaşın yaşandığı bir ülke gördünüz mü 21. yüzyılda. Hayır. Sadece bu coğrafyada yaşanıyor. Ve Türkiye de buna dahi. Bütün bunlar yetmezmiş gibi. Devletin nasıl soyulduğuna tanık olduk. Bir hükümet, bir devleti nasıl soyur. Şimdi karar vermişler, Meclis’te soruşturma yapılıyor, bunlar basına kapalı olsun. Mahkemeden karar çıkartıyorlar. Hakime soruyorum; sen yolsuzluk yapanların hamisi misin? Sen nasıl o kararı verirsin? TBMM’nin iradesine nalsı ipotek koyarsın? Yanlışsa yanlışlığını bileceksin. Komisyondaki adamlar, kendi başına karar alıyor. Efendim burada konuşulanlar dışarı çıkmasın. Diğer adamlar konuşurken aklınız başında değil miydi? Onlar konuşuyordu. Aklınız yeni mi başınıza geldi. Japonya, ibreti alem olsun kimse yolsuzluk yapmasın diye yargılamaları canlı yayından veriyor.

“AKP’YE OY VERİYORSAN KENDİNE MÜSLÜMANIM DEME!”

Davutoğlu, İslami kesimin, en az yarısı yolsuzluk olduğuna inanıyor diyor. O yolsuzluğa inanıp, AK Parti’ye oy veren o saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum; yolsuzluk olduğuna inanıyorsun neden hala AK Parti’ye oy veriyorsun? Eğer, AK Parti’ye hala sempati duyuyorsan senden bir istirhamım var. Kendini Müslüman olarak sayma. Başka da bir şey istemiyorum. Türkiye’nin iyi yönetilmediğini sadece biz değil, bütün dünya biliyor. Bütün dünyanın, çağdaş dünyanın kafasında bir soru var; neden hukuk yok?

“MAKUL ŞÜPHE İLE İNSANLAR HAPSE ATILABİLECEK”

Makul şüphe ile insanlar hapse atılabilecek. 12 Eylül askeri darbe döneminde bile böyle bir uygulama yok. Topluma korku gömleği giydirmek istiyorlar. Sizlerden isteğim; önümüzde 2015 seçimleri var. Aydın tavrınızı açık ve net sandığa giderken koymak zorundayız. Ya demokrasiden yana demokrasiyi savunarak tavrımızı koyacağız ya da diktatörlükten yana tavrımızı koyup, tutumumuzu sergileyeceğiz. Bu ülkede demokrasi yoksa işadamı yatırım yapmaz, yabancı sermaye gelmez, insanlar taleplerini özgürce dile getiremezler. O nedenle 2015 seçimleri bir demokrasi sınavı olacak. Herkesten özellikle herkesten istirham ediyorum. Sandığa giderken bir kez daha düşünün. CHP iktidar olursa, sosyal yardımları kesecekmişiz. Hayır niye keselim, hangi gerekçeyle keselim. Sosyal yardım alan bütün ailelere sesleniyorum. Sosyal yardımlar kesilmeyecek, aksine en az iki kat artacak. Yolsuzluk yapmayacağız, cebimizi doldurmayacağız, yandaşı zengin etmeyeceğiz, bu ülkede yolsuzluğu tarihe gömeceğiz.

Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında sık sık elektrik kesilince partililer büyük tepki gösterdi.

“TÜRKİYE’DE PARA VAR”
Biz zaman zaman belirli projeler açıklıyoruz. Geçen seçimlerde de açıkladık. Biz demişlerdi ki, parayı nereden bulacaksınız? 12-25 Aralık yolsuzlukları gösterdi ki, Türkiye’de para var. Türkiye zengin bir ülke. Bütün mesele parayı nerede ve kimin için harcayacağın? Parayı, yandaşlardan yana değil de çiftçiden,. Üreticiden, emekçiden, sanayiciden yana harcarsan ülkeyi zenginleştirirsin. Yandaştan yana harcayıp, fakire fukaraya ne yapalım para yok dersen, hiç kimseyi inandıramazsın. 17-25 Aralık operasyonları tüm tabloyu açıkça ortaya koydu. Ya demokrasiyi daha da geliştireceğiz ya da dikta rejimine evet diyecek. Eğer dikta rejimine evet dersek Türkiye gerilecek.

Biz bütün koşul ve baskılara rağmen, hiçbir zaman zalimin önünde asla diz çökmeyeceğiz. Herkes bunu böyle bilsin. Kimse korkmasın, hiç kimse korkmasın. Bu ülkede 77 milyon yurttaşımın tek bir güvencesi vardır o da CHP’dir. İster doğu’da, ister batıda, ister kuzeyde, ister güneyde yaşasın. Demokrasi için hep birlikte düşüncelerimizi tartışacağız. Düşünceden korkmayacağız. Düşüncesini açıkladı diye insanları hapishaneye göndermeyeceğiz. Demokrasiyi güçlendireceğiz.
“GEZİ’YE YENİ YENİ HAK VERİYORLAR”

Yalova’da ağaçların kesilmesi nedeniyle diyorlar ki, Kılıçdaroğlu neden sessiz? Hiçbir ağacın kesilmesinden yana değilim. Asla ve asla. Nerede bir yeşillik, ağaç ve çiçek varsa korunmasından yanayım. Hiçbir siyasi partide olmayan bir genel başkan yardımcılığımız var; doğa hakları. Diyor ki, ‘Efendim diyor, Gezi Parkı’nda ağaçlar kesildi kıyameti kopardınız’ evet, kıyameti kopardınız. Ben değil, ben de bir parçasıydım ama asil kıyameti kopartanlar kıyamet kopardı. Demek ki, Gezi parkına yeni yeni hak veriyor. İnsan tabiatın bir parçasıdır. Yeşilliğin ve güzelliğin olduğu her yerde insan mutlu olacaktır. Ağacı kesmek, tabiatı katletmek doğru değildir. Biz zaten bunu asla tasvip etmiyoruz.”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.