Selam Dostlar,
Güle güle Eylül,
Yapraklar dökülsün,
Bizler dökülmeden,
Tekrar gel, “tekrar görüşmek üzere” diyelim sana.
Hoş geldin Ekim.
Yağmurlarınla gel,
Dökülen yapraklar, gazele dönsün, gel.
Dağıt yarin saçlarını, şair et beni, söylet bana aşk şarkılarını, yine gel.
Eylül yar olmadı kimseye ama sen yine de hoş gel.
Teselli olsun tatlı esintin hasret çeken gönüllere.
Seninle birlikte tatlanan, olgunlaşan meyveler misali, tatlansın, olgunlaşsın yürekler.
Sahipsiz kalmasın, mevsiminde hoş yaşansın sevdalar.
Ve mutluluktan kudursun insanlar. Yaşansın yaşanmayan hikâyeler.
Sen ilkbahar ve yaz sevdalarına barınaksın.
Sen gam arayana gam, dem arayana demsin.
Sende hazan sonrası huzur çok gibi olsa da, ilginç bir hüzün var.
Sende ısıtırken üşüten, üşütürken yol aldıran, farklı bir enerji…
Sende geleceği besleyen bir anaçlık var.
Ve biz o anaçlıkla heyecanlar, güzellikler, muhabbetler ve sevdalar ekiyoruz.
Dileğim;
Keder gözyaşları değil, susmayan kahkahalardan dökülen gözyaşları sulasın onları.
Kim ne ektiyse seninle, onu biçsin.
Hesabını kimse sormasın.
Sen de gideceksin,
Sen de biteceksin.
Sen değilsin hiçbir şeyin başı ya da sonu.
Hep derim,
” Hatıralar, kurutulmuş çiçek misali.
İnsan, hatırlamak için saklar, sakladığı için hatırlar.
Sen, ders al, ama geriye asla dönme, geride yani orada kalsın
zaman. ”
İşte o yüzden yaslandım geriye, çektim kahvemden bir koca yudum.
Kocaman bir tebessümle sana hoş geldin, diyorum EKİM.
Umut ve heyecanla senden güzel anılar kalmasını bekliyorum.
Sağlıklı, mutlu, umut dolu, bol kazançlı bir hafta olsun.
Şarkımız size, sevdiklerinize ve kahve keyfinize gelsin.
Saygılarımla.
Mümtaz YURDAER
03.10.2022
