DOLAR42,5324% 0.07
EURO49,5558% -0.1
STERLIN56,7436% -0.09
FRANG52,8887% 0.01
ALTIN5.747,76% -0,09
BITCOIN89.514,71-2.674

GAZETECİ NE YAPSIN?

Yayınlanma Tarihi :
GAZETECİ NE YAPSIN?

omer-uney1omeruney01@gmail.com

Adana için gecesini gündüzüne katan bir valimiz var.

Sayın Mahmut Demirtaş, gerçekten de çok çalışıyor.
Adana için canla başla mücadele ediyor.
Gelen haber bültenleri de bunun sadece bir kanıtı.
Haklı olarak Adana’nın güzelliklerinin, potansiyelinin, tarih ve turizminin ön plana çıkmasını istiyor.
Gazetecilerden de bu konularda daha hassas davranmalarını istiyor.
Sonuna kadar haklı.
Kentte gelişen iyilikleri, güzellikleri, etkinlikleri eskisinden daha çok sütunlarına taşıyor Adana gazeteleri…
Gazetecilerin sayın Vali’nin kahvaltı davetine icabeti, ardından yapılan haberlerin tamamının manşetten yayınlanması son derece isabetli ve yerinde bir gelişme…
Gelin olaylara biraz da gazetecilerin penceresinden bakalım…
Sayın Valim..
Özellikle sizin düzenlediğiniz bazı toplantılara iştirak eden gazeteciler araçlarıyla gelmişse vay hallerine!
Trafik polisleri protokol bahanesiyle boş yer olsa bile gazetecilerin araçlarını almıyor.
Atatürk Yüzme Havuzu’nda Güney Adana’daki çocuklar için düzenlediğiniz toplantılarda iki kez araç park yeri bulamadığı için toplantınıza katılamayan gazeteci biliyorum.  Trafik polisi ne yer gösterdi ne de boş yere park izni verdi!
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir’in başına geleni de anlatayım.
6 Kasım 2011 Pazartesi günü Şakirpaşa Havalimanı Dış Hatlar’da düzenlediğiniz tören için havalimanına giden Esendemir de aracına  park izni verilmediği için geri döndü.
Hatta sayın Vali’ye şikayet edileceği söylenmesine rağmen trafik polisi oralı dahi olmadı.
5 Ocak Stadı’ndan da haberiniz vardır sayın valim…
Görev yapmak için stadyuma gelen basın mensuplarının araçlarına park izni verilmiyor.
Stadyum önündeki sağlık kurumunun bahçesi maç günleri otopark olarak kullanılıyor. Önceleri bu bahçeye araçlarını park eden basın mensuplarına son aylarda park izni verilmiyor.
Daha önce başka arkadaşlarım da yazmıştı.
Havaalanında sarı basın kartı olan gazeteciler birkaç günlüğüne ücretsiz park imkanından yararlanıyorken şimdi 1 dakika bile izin verilmiyor. Otogar ve bazı hastanelerin otoparkından da ücretsiz faydalanmanın yerinde yeller esiyor. Şimdi oralarda da basın mensubuna fiş kesiliyor.
Bir de başka boyut var…
Toplumsal gösterilerde, toplantılarda polisle vatandaş arasında sıkışıyor gazeteci…
Bu tür olaylarda polise de vatandaşa da yaranamayan gazeteci oluyor.
Sırf görevi nedeniyle olayları görüntülemeye çalışan gazeteciye vatandaş tepkisi olunca polis de sahip çıkmıyor. Gazeteci, kimi zaman bazı polislerin de engellemesiyle karşılaşınca canının derdine düşüyor.
Bir de şu var; Karnavallar, festivaller, kültür-sanat etkinliklerinin olabildiğince arttığı görülen kentimizde bu tür organizasyonların düzenleme komitelerinde Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nin göz ardı edildiğini görüyoruz. Herkes gazetecilerin olumlu haberlerini bekliyor ama her nedense bu tür organizasyonlarda gazetecilerin fikirlerinden faydalanmak kimsenin aklına gelmiyor!
Her nedense İstanbul’dan özel uçaklarla getirilen, kentin en lüks otellerinde ağırlanan gazeteciler daha cazip görülüyor.
Afiyet bal şeker olsun… Yiyorlar, içiyorlar, gezip görüyorlar, sonra memleketlerine dönüyorlar. Sabah büyük büyük gazeteleri açıyoruz. Tek sütuna fotoğrafsız sığdırılmış bir-iki küçük haber dışında bir şey göremiyoruz.
Yine kentine sahip çıkan yerel gazeteler, yerel gazeteciler oluyor.
Biraz derdimizi anlatmaya çalıştık.
Öyle ya; bu kentin sahipleriyiz ve sonuna kadar Adana’ya sahip çıkan biz olacağız…
Saygılarımla…

YORUM YAP