ÇİFTÇİNİN SESİNİ DUYAN VAR MI?-M.ÖMER ÜNEY YAZDI

SATIR ARASI
M.ÖMER ÜNEY
omeruney01@gmail.com

Geçen hafta Cuma günü belki de bir ilki gördük televizyon ekranlarında. FOX TV Ana Haber Sunucusu Selçuk Tepeli, çileden çıktı. Tarım topraklarının azalması, köylünün toprağına göz dikilmesine dair Nazlı Yerebasmaz’ın hazırladığı haberi sunduktan sonra, “Bu ülkenin çiftçilik yapan insanlarının yarısı işi bıraktı” diyerek yutkundu, gözleri doldu ve “Geç abi öbür habere geç, geççç” diye haykırdı. Elindeki kağıdı ve kalemi fırlattı, yetmedi su kupasını elinin tersiyle ekrana doğru itti. Kupadaki su kameraya kadar geldi.
Selçuk Tepeli’nin bir çiftçi çocuğu olduğunu biliyoruz. Tarım topraklarının ne denli önemli olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Üstelik bunu anlatırken argümanlarını da sıralıyor. Tarımı, çiftçiliği, çiftçiyi biliyor. Sorunları da aktarıyor, çözüm önerilerini de…
Bir gazetecinin, televizyoncunun bu konuda yapması gerekenleri fazlasıyla ekranlara yansıtıyor.
Televizyon tarihinin belki de en kaliteli 1 dakikasını izlediğimizi söyledikten sonra bu haklı tepkinin ardındaki gerçeklere bakalım.
2004-2020 arasında işlenen arazi miktarımız 4 milyon 240 bin 115 hektar azalmış. İşlenen 23 milyon 812 bin 992 hektar arazi, günümüzde 19 milyon 572 bin 877 hektara düşmüş. Konya’da 761 bin 699 hektar, Diyarbakır’da 241 bin 465 hektar, Şanlıurfa’da 207 bin 717 hektar, Yozgat’da 174 bin 171 hektar ve Çukurova’nın bereketli toprakları Adana’da 153 bin 855 hektar arazi tarım dışına itilmiş. Tarım toprakları en fazla bu illerde beton yığını haline gelmiş.
Çukurova’nın bereketli birinci sınıf tarım arazileri de Adana’da kentleşmeye yenik düşerek her geçen gün azalıyor. 2009 yılından bu yana gündemde olan Güney Kuşak Bulvarı hayata geçerse neredeyse 200 bin hektar, yani 2 milyon metrekare tarımsal alan yapılaşma baskısı altında kalacak. Türkiye, ne yazık ki tüm dünyada toprak rezervleri azalan 20 ülkeden biri… 1970 yılında kişi başına 4400 metrekare tarım arazisi düşerken, bu değer 2010 yılında 2800-2900 metrekareye kadar, günümüzde ise 2510 metrekareye kadar inmiş.  Ülkemizin mera alanları da 1930’lu yıllarda 40 milyon hektar iken günümüzde 12 milyon hektara düşmüş. Bu  durum hayvancılığı da zora soktu.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri de kayıtlı çiftçi sayısının son yıllarda giderek düştüğünü ortaya koyuyor. 2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2011 yılında 1 milyon 122 bin idi. Çiftçi sayısı 2021 yılının Eylül ayında 530 bine kadar düştü. Bu da son 10 yıla çiftçi sayısının yüzde 53 azaldığını gösteriyor.
Ayrıca Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2022 Ocak verilerine göre, Türkiye’de 2 milyon 113 bin 81 tarım arazisi sahibi yaklaşık 4 milyon hektarlık verimli tarım arazisini bankalara ipotek ettirdi. İpotek bedelinin 3 trilyon lira olduğu ortaya çıktı.
İşte görüyorsunuz; Türkiye’nin stratejik öneme sahip olması gereken tarımda geldiği son nokta bu! Çiftçinin içinde bulunduğu durum içler acısı…
Tarım topraklarının azalması, çiftçinin tarımdan uzaklaşması sadece tarım sektörünü olumsuz etkilemiyor elbette! Tarımsal sanayi fabrikaları da bir bir kapısına kilit vuruyor. Gıda krizi, işsizlik alıyor başını gidiyor.
Selçuk Tepeli’nin bu haklı çıkışı bir milat olur mu bilinmez ama durum gerçekten çok vahim!
Öyle sanıldığı gibi değil!
Çok daha vahim!
Sonumuz hayrolsun…
İyi haftalar olsun…