
Daha önce yapılan seçimleri bir yana bırakıp, son iki seçime bakıyorum.
7 Haziran genel seçimlerinden,1 Kasım genel seçimleri arasında geçen süre 151 gün.Haziranda seçimlerinde AKP 40.9, CHP 25.0 oy aldı.İki parti arasındaki fark 15.9,Kasım ayında yapılan seçimlerde ise; AKP 49.5,CHP 25.3 oy aldı, fark 24.2 oldu.Yani CHP’nin aldığı oy kadar fark oluştu.Ayrıca CHP Haziran seçimlerinde on ilde 1.parti olurken, Kasım seçimlerinde bu sayı altı ile düşüyor.
CHP’si her iki seçimi kaybetmesine, oy farkının daha da artmasına karşın,her iki seçimde de tuş olmuş, 35 ilde m.vekili çıkaramamış,başarısız il başkanları,seçim sonuçlarını değerlendirme gereğini dahi duymadan; utanmadan,sıkılmadan genel başkanın arkasında durduklarını ifade ediyorlar. Aynı görüntüyü milletvekilleride vermek için sıraya giriyorlar.
“CHP politikaları halkın takdirini kazandı” (bu takdir nedense sandığa bir türlü yansımıyor) gülünçlüğünde bulanabiliyorlar.
Düne kadar siyaset ülkeye hizmet olarak görülürken,bugün siyaset makas değiştirerek milletvekili olmak,kazanılan ya da mevcut belediyelerden köşe dönmek aracı olarak görülüyor.
Böyle olduğu içindir ki girdiği bütün seçimleri kaybetmiş genel başkanın istifa etmemesi yönünde tavır alınıyor.
CHP’ye yakışmayan bu ilkesiz tavır,çok uzun bir süredir CHP’nin genleriyle oynamaya çalışanların bir zaferi olarak görünüyor.
CHP’nin il başkanları,milletvekilleri; inançlar,ilkeler doğrultusunda hareket etmiş ve başarıya kilitlenmiş bir siyaset anlayışı içinde olsalardı “bağlılık” açıklamaları gibi bir aymazlığın ve utanmazlığın içinde yer almazlardı.
CHP’nin şanlı tarihinden haberi bile olmaya m.vekillerine,değişimlerin nasıl yapıldığını ve gerçekleştirildiğini iki örnekle vereyim:
“CHP 5. OLAĞANÜSTÜ KURULTAYI- 5.MAYIS.1972-ANKARA
“Açıkça meydan okuyorum..!
Partiyi şef partisi, partilileri emir kulu, robotlar olmak bahtsızlığından kurtarmak için sonuna kadar direndik. Genel başkanın tüzük dışı isteklerine hayır dedik. İnönü’ye saygı, O’nun yetkilerine saygılı olmak demektir, bunun ötesi, ortaçağ köleliği, mürailik, dalkavukluktur.
Bu partinin şahıs partisi olmayacağını, kimsenin siyaset çiftliği olmayacağını herkesin bilmesi zamanı gelmiştir. Yoksul Türk toplumunun refahı uğruna, imanla, cesaretle ve akılla çırpınanlarla, oturdukları yerde Bizans politikalarıyla çıkar çevrelerinin yardımlarını da yanlarına alanlar( bu kurultayda) karşı karşıyadır.” ( Kâmil Kırıkoğlu- 5.MAYIS.1972)
” Aslında sorun CHP’yi eski yörüngesine veya yeni yörüngesine oturtma sorununun ötesindedir. Hatta sorun ‘ ya ben ya Bülent’ sorunun ötesindedir. Tekrar söylüyorum asıl öncelikli çözülmesi gereken şudur: CHP’ de buyruk mu işleyecek, hukuk mu işleyecektir? Buna karar vereceğiz.
Daha açık söylüyorum, vereceğiniz karar şudur: demokratik bir partinin kanunlara saygılı özgür üyeleri mi olacağız, yoksa kapı kulları mı olacağız? Karar sizindir.” ( Bülent ECEVİT)”
CHP kapı kulluğunu 1972 ‘lerde yıkıp ve “SOL DEĞERLERİ” öne çıkararak,tüm baskılara rağmen Türkiye’nin 1.partisi oldu.
Tekrar döndük mü başa.?
Şimdi il başkanları,milletvekilleri “KAPI KULU” olmak için bir yarış içindeler.
Haklılarda.! CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi bir gazeteye partide ki değişimi nasıl anlatıyor: “Kemal Bey’in değişim rüzgarıyla vekil oldum.Ben milletvekili olmadan önce Genel Merkez’in yolunu bilmiyordum.Milletvekili olduktan sonra öğrendim ve halen de karıştırırım.Partide bir değişim var.”
Bu sözlere eklenecek birşeyiniz var mı.? CHP’nin kuruluş ilkelerine inanmayan ne kadar insan varsa “değişim” yaklaşımıyla CHP yönetimlerinde ve TBMM’de.
“EMEK EN YÜCE DEĞERDİR” ilkesi mi.? Geç bunları.! dediğinizi duyar gibiyim.
CHP’nin bu kötü gidişine dur diyebilecek; tavırlı,ilkeli,inançlı,kişisel çıkarları ağır basmayan yürekli insanlara ihtiyacı var.!
Bizler Türkiye’nin her yerindeyiz ve göreve hazırız.!
Unutmayın; CHP giderse,Türkiye gider.!
BEKİR SITKI ÖZER
