DOLAR42,5354% 0.07
EURO49,5729% -0.06
STERLIN56,7693% -0.04
FRANG52,9023% 0.03
ALTIN5.746,23% -0,12
BITCOIN89.253,89-3.385

ADANA, KÜÇÜK DEĞİL!

Yayınlanma Tarihi :
ADANA, KÜÇÜK DEĞİL!

omer-uney1omeruney01@gmail.com

40 yaşındayım… Adana’da doğdum, Adana’da büyüdüm… Ekmeğimi bu memleketin nimetlerinden faydalanarak kazanıyorum. Çok da insan tanıdım. Adam gibi adamlar çoğunlukta şükür ki…
Ama gelin görün ki Adana, sadece şehir merkezinden oluşmuyor. Bunu çok zaman sonra anladım. Gazetecilik hayatım boyunca (23 yıl) yaptığım haberlerin ve çektiğim fotoğrafların sayısını hatırlamıyorum. İyisi de var, kötüsü de… Olumlu tepki alanı da oldu olumsuz da…
Şimdi farklı bir alanda yaptığımız çalışmalardan anlıyorum ki Adana söylendiği gibi çok küçük değil. Mesela Atatürk Caddesi’nde herkesi göremeyebiliyormuşuz. Aslında biz sadece her gün hasbihal ettiğimiz ya da herhangi bir mekanda karşılaştığımız insanları yoldan geçerken görebiliyormuşuz.
Adana’yı son 2 yılda tam anlamıyla karış karış gezmek bana büyük ufuklar açtı. Öyle saf, öyle temiz, öyle yürekli insanlar tanıdım ki 40’a kadar Adana’yı tanımadığıma inandım. İlçelerde, köylerde ve mezralarda yaşanan hayatlara tanık olunca Adana’ya dair eksikliklerimi birer birer giderme sevinci yaşıyorum.
Kimi zaman Kozan’ın Pekmezci köyünde, kimi zaman Yüksekören’de kimi zaman Göller Yaylası’nda buldum kendimi.
Feke’de Süphandere, Kayhan, Ilıca ve Gürümze’ye ulaşabilmenin güçlüğünü ancak doğa harikası olduğunu da gördüm. Uzun uzun akan dereleri, ormanı, adım başı akan gürül gürül bağımsız suları…
Saimbeyli Tırtar’da ve Çatak’ta halkın sıcak karşılamasına, içten sunduğu bir bardak çayın önemini kavradığım için mutluyum. Kızılağaç’ta dağdan akan buz gibi suyun kenarında sofra kurmak ne büyük mutlulukmuş meğerse…
Aladağ’da hayatını kaybeden çocukların ailelerinin yaşadığı dağ köyleri Kışlak ve Karahan’ın kuş uçmaz kervan geçmez hallerini, evin içine kadar giren çamuru, ulaşımın eşeklerle sağlandığı o derin travma yaratan vaziyetleri de bünyesinde barındırıyor Adana… Uçurumun kenarındaki hayatların neler haykırdığına tanık oldum Aladağ Kırmızıdam’da…  İmamoğlu’nun Danacılı köyünü de öğrendim, Pozantı’nın ‘Ömerli’sini de mesela…
canTufanbeyli’nin, Karaisalı’nın, Karataş’ın, Yumurtalık’ın tarih barındıran yapılarını da inceledim. İşsizlikten kan ağlayan gençlerle de sohbet ettim. Nostalji diye paylaşım yapılan kara lastiklerin Feke’nin Çürükler köyünde henüz 7 yaşındaki Can’ın ayağına nasıl yakıştığını da fotoğrafladım. O gülen yüzü, kınalı elleri, çürük dişleri, sempatik tavırları bu ülke için umudumuzun devam ettiğinin göstergesi oldu.. Sen çok yaşa Can…
Adana’ya dair yazdığım yerler gittiğim yerlerin yüzde birini oluşturuyor belki de…
Adana, Atatürk Caddesi’nden, Gazipaşa’dan, Ziyapaşa’dan ibaret değil…
En azından ben bunu anladım…
Anlamaya da devam edeceğim…

YORUM YAP