Selam Dostlar,
Ramazan,
Hoşgörü,
Bereket,
Yardımlaşmak, paylaşmak.
İşte size şimdilerde kalmayan birkaç hikaye.
İftara yakın saatler,
Usta çırağı pide almaya gönderdi.
Huzur içinde dükkanının önündeki malzemeleri içeri aldı.
Sarı sıcağa denk gelmişti o sene Ramazan.
Damak kurudu, usta yine de sabır dedi ve şükretti.
Çırak elinde sıcak pidelerle geldi.
İkisi fileye, ikisi çırağın evineydi.
Usta, hanımının siparişlerini kontrol etti.
* Yarım kalıp buz,
* Meyan kökü suyu (Adana ve havalisinde yaz mevsiminde serinlemek için içilen bir içecek)
* Hoşaflık kuru üzüm
Ağır adımlarla sokağa girdiğinde, bahçelerde hazırlanan sofralar,
Elinde file ile eşlik ettiği, çocukluğunu yaşayan çocuklar,
Her gün aynı saatte kapıda bekleyen hanımı,
İftar öncesi, paylaşılan, hatta aynı sofrada yenilen yemekler,
Bolluk, bereket, güven, huzur ve mutluluk vardı.
Riyakarlık az, ötekileşmek yok, en önemlisi yürekten paylaşmak vardı.
Ramazan’ın son günleriydi.
Almanya’dan çıkalı 3 gün olmuştu.
72 saattir çor çocuk yollardalardı.
Tek istekleri iftarı memleketlerinde baba ocağında yapmaktı.
Az kaldı dedikleri saatlerde gelmişti talihsiz trafik kazası.
Arabaları kullanılamaz durumda, moraller sıfır.
Fırıncı iftar için ekmek götürmüştü trafik polislerine.
Tam o sırada görmüştü, Bölge Trafik Merkezinin kamelyasında çocuklarına sarılmış ağlayan anneyi teselli etmeye çalışan babayı.
Ve iftara saatler kala “Hadi, Allah ne kısmet ettiyse yeriz.” dedi ve evine götürdü.
İftar sonrası misafir etti.
Sabah ise ekmek taşıdığı minibüsüne yüklediği eşyalarıyla onları yaklaşık dört saat uzaklıktaki memleketlerine bizzat bıraktı.
Bolluk, bereket, güven, huzur ve mutluluk vardı.
Riyakarlık az, ötekileşmek yok, en önemlisi yürekten paylaşmak vardı.
Ben de bugün gibi hatırlıyorum.
Bir otobüs insan, hacca giden Kastamonu kafilesi.
Adana, Çifte Minare Camisi civarında, gece güvenli yer arıyorlar.
Babam bu, al sen bizim eve getir.
Annem şaşkın ama ateş gibi korkusuz.
Bir ıslık ile konu komşu hepsi bir arada.
Kimi yumurta haşlamış, kimi maydanoz biçmiş, kimi yoğurdunu kapmış gelmiş.
Yufka ekmekler sulanmış, çaylar demlenmiş.
Dualar okunmuş, namazlar kılınmış.
Sabaha kadar yapılan sohbetler ile hacı kafilesi ağırlanmış ve sabaha karşı sarmaş dolaş hepsi yolcu edilmiş.
Ne güzelmiş,
Bolluk, bereket, güven, huzur ve mutluluk varmış.
Riyakarlık az, ötekileşmek yok, en önemlisi yürekten paylaşmak varmış.
Şimdilerde peki, ne kalmış?
Hiçbir şey.
Göstermelik popülist iftar çadırları ve beş yıldızlı açık büfeler,
Hayırdan çok ticari ve reklam kokan yardım paketleri.
Şov, israf üst düzey.
Samimiyet?
Sıfır.
Bereket, güven, huzur ve mutluluğun bol olduğu,
Riyakarlığın, ötekileşmenin olmadığı, en önemlisi yürekten paylaşmak var olduğu,
Sağlık dolu, samimiyetle geçecek bir Ramazan ayı olsun.
Şarkımız siz, sevdikleriniz ve iftar sonrası kahve keyfinize gelsin.
Saygılarımla.
Mümtaz YURDAER
12.04.2021
#mümtazyurdaer
#pazartesiyazıları #mümtazyurdaerşarkıları #mümtazyurdaeryazıları #mümtazyurdaerşiirleri
#cumartesişarkıları #yazıYORUM #söylüYORUM #okuYORUM #dinliYORUM #şiir #şiirlerim #şiirduvarı #şiirsokağı
#ramazan #sahur #oruç #paylaşmak